#denge

Eğer sadece kuşkucu olursanız o zaman hiçbir yeni düşünce size ulaşamaz. Yeni hiçbir şeyi öğrenmezsiniz. Saçmalığın dünyaya hâkim olduğuna inanan huysuz bir ihtiyar haline gelirsiniz (Kuşkusuz sizi destekleyen çok veri vardır). Öte yandan, saflık noktasında açık olursanız ve içinizde bir nebze bile kuşkuculuk olmazsa o zaman yararlı düşünceleri yararsız olanlardan ayırt edemezsiniz. Eğer tüm düşünceler eşit derecede geçerli olsaydı o zaman kaybolurdunuz çünkü o zaman bana öyle geliyor ki hiçbir düşünce artık hiçbir geçerliliğe sâhip olmazdı.

Ben senin hem Zorba hem de Gautama olmanı isterim, ama aynı anda. Birinden birini seçmen gerekmez. Zorba dünyayı temsil eder; tüm çiçekleri, yeşillikleri, dağları, ırmakları ve okyanuslarıyla… Buda ise gökyüzünü temsil eder; tüm yıldızları, bulutları ve gökkuşaklarıyla… Dünya olmadığında gökyüzünün bir anlamı olmaz. Gökyüzü dünya olmadan gülemez. Gökyüzü olmadığında dünya ölü olur. İkisini bir araya getirin, orada varlığın dansı başlar. Dünya ve gökyüzü birlikte dans eder, ve orada bir kahkaha oluşur. Neşe vardır, kutlama vardır.

İyinin ve kötünün ötesinde, yaşamın ve ölümün ötesinde, kadının ve erkeğin ötesinde ne varsa benim aklımı bunlar kurcalıyor. Sözünü ettiğiniz dengeyi, insana belli bir perspektifle uzaktan bakarak, doğanın unsurlarına da yer yer çok yakından bakarak kurmaya çalıştım.

Dünya dört şey üstünde durur: Bilgisiyle amel eden, halka da öğreten bilgin; öğrenmekten utanmayan, çekinmeyen bilgisiz, varlığında nekeslikte bulunmayan cömert, âhiretini dünyasına satmayan yoksul. Bilgin, bilgisini yitirirse, bilgisiz de öğrenmekten çekinir. Zengin, malında nekeslik ederse yoksul da âhiretini dünyasına satar.

Eşitsizlik, toplumdaki genel kural olduğunda, büyük eşitsizlikler hiç dikkati çekmez. Ancak her şey aşağı yukarı birbirinin dengi olmaya başladığında, en ufacık farklılıklar bile göze çarpar.

Liste
Yükleniyor…