#darbe

12 Eylül 1980 Harekâtı'ndan sonra ne kadar büyük bir sorumluluk altında bulunduğumu o günleri yaşamış her Türk vatandaşı idrak edebilir. Bu harekâtın muvaffak olmaması demek, bir iç savaş sonucu Türkiye'nin parçalanması ve dolayısıyla bin seneye yakın bir zamandır bizim olan bu toprakların değişik ellere geçmesi, başka bir deyişle, Türklüğün ve Türklerin Asya'daki diğer Türklerin durumuna düşmesi demektir.

“Ben 1971 12 Martı'nda iki kez gözaltına alındım ve tutuklandım. Yattım içeride. Yargılanmam dört buçuk yıl sürdü. Sonunda aklandım. Yattığım yanımda kar kaldı. 12 Eylül 1980’de Almanya'daki yazınsal incelemelerimi sürdürürken, şimdi Marmaris’de resim boyayan generalle arkadaşları darbe yaptı. Dönsem tutuklanacağım. İçimde yazınsal sevdası olan insanlar için cezaevleri uygun yerler değildir. Döneni içeri atıyor dönmeyeni yurttaşlıktan çıkarıyordu. Ben çıkarılmadım, belki ünümden çekinildi. Bu koşullar yüzünden dışarıda kalışım uzadı. Yazılarımı, kitaplarımı orada yazdım. Burada yitirdiğim öğretmenliği orada sürdürdüm.”

Şimdi diyecekler ki: "Efendim bu kötü ortamı zaten bu askerler hazırladıydı." Külliyen yalan! Öyle bir şey yok. Bu adamlar rahatsızdılar durumdan. O ortamı hazırlayanlar politikacıların aptallıklarıydı. Demirel ve Ecevit'ti. Ondan sonra diyecekler ki: "Efendim Amerika bunları fişekledi." O da doğru değil. Ben iki tane şahit göstereyim. Bir tanesi Çevik Bir General. O zaman Kenan Paşa'nın özel kalem müdürüydü. Efendim işte, "Bizim çocuklar başardı." lafı var ya, meşhur. Böyle bir laf edilmemiştir. Çevik Bir General diyor: "Nereden çıkıyor bu laflar? Böyle bir laf edilmedi." Seneler sonra Şahinkaya Generalin evinde çay içerken birlikte, "Biliyor musun? En çok ne ağrıma gidiyor?" dedi. "'Amerikalılardan icazet alıp yaptılar.' diyorlar." dedi. "Yahu bir Türk subayı, kendi memleketi ile ilgili bir şeyi Amerikalıya mı soracak?" dedi. Onu hiç unutmuyorum. İnanın, gözlerim yaşardıydı o cevabı verdiğinde.

Kenan Evren demokrasi düşmanı değildi. Kenan Evren'in ve arkadaşlarının yaptığı müdahale, demokrasiyi kurtarmak için yapılan müdahaleydi. O günleri yaşamış normal vatandaşa sorarsanız hepsi, "İyi ki oldu." diyor 12 Eylül için. Ben 12 Eylül gününü hatırlıyorum, o gün öğleden sonra sokağa çıkma yasağı kalktı. Vatandaşlar, sokakta gördükleri askerlere sarılıyorlardı.

Tayyip Erdoğan seçimle gider mi? Bana göre hayır. Tayyip Erdoğan'ın artık seçimle bu ülkenin başından gitmesi bana pek mümkün görünmüyor. Tabii seçimle gitmez cümlesini sarf ettiğiniz an akla hep başka şeyler geliyor. Ne demek seçimle gitmez, o zaman darbe mi olacak? Valla darbe ihtimalini en az görenlerdenim biliyorsunuz. Çok uzun zamandan beri de -meslekteki söylüyorum- hatta ilk günden bu yana ki ben mesleğe başladığımdan hemen dört yıl sonra 12 Eylül darbesi olmuştu. O darbeden bu yana zaten askeri darbelerin, bu tür totaliter, faşist uygulamaların asla bu ülkeye yarar getirmeyeceğini söylemiş biriyim, nitekim getirmediğini de gördük. 12 Eylül askeri faşist darbesi işte döndü döndü döndü, 30-40 yıl sonra başka bir otoriter/totaliter rejime dönüştü. Onun için darbe, hem de bugünün koşullarında darbe yapabilecek kabiliyet yok. Kabiliyet yok derken işte yine kelimeleri seçmek gerekiyor. Sanki ‘Bu asker darbe yapamaz’. Hayır, koşullar onu getiriyor. Yani bugüne kadar darbelere bakın, dünyada da pek darbe kalmadı. Neden? Çünkü hem bir demokratik olgunluğa erişiyor ülkeler, ama daha önemlisi benim gördüğüm -geri kalmış çok ülke var- teknolojik gelişmeler, haberleşmenin çok hızlı olması darbe gibi genel ülkenin her tarafını aynı anda belli grupların aynı şekilde hareket etmesini önlüyor. Siz bir karar veriyorsunuz, ama o karar sizinle birlikte çalışanlara varana kadar zaten her taraftan duyulmuş oluyor. Yani teknik açıdan darbe yapmak bana göre çok zor.

Liste
Yükleniyor…