- Henüz kategori yok.
-
Güller ve Günahlar 5. Bölümde Berrak'ın İntihar Girişi…08.11.2025
-
Monaco-Lens Maçı Öncesi Kadrolar Netleşiyor: Pogba Yok…08.11.2025
-
Espanyol, Villarreal'ı Ağırlıyor: Gerard Moreno Dönüş …08.11.2025
-
Chelsea - Wolverhampton Maçı Öncesi Sakatlıklar ve Enz…08.11.2025
-
Le Havre-Nantes Karşılaşması: Erken Gol ve Kaleci Carl…08.11.2025
-
Rhein Derbisi'nde Mönchengladbach, Köln'ü Üç Golle Geç…08.11.2025
-
Dilek Kaya İmamoğlu'ndan Ekrem İmamoğlu Vurgusu ve İBB…08.11.2025
-
Rhein Derbisi: Mönchengladbach - Köln Maçında Goller v…08.11.2025
-
Uluslararası İş Birliğiyle Portekiz, Dev Uyuşturucu Se…08.11.2025
-
Vince Gilligan'ın Pluribus Dizisi Apple TV+'ta Başladı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#darbe
12 Eylül 1980 Harekâtı'ndan sonra ne kadar büyük bir sorumluluk altında bulunduğumu o günleri yaşamış her Türk vatandaşı idrak edebilir. Bu harekâtın muvaffak olmaması demek, bir iç savaş sonucu Türkiye'nin parçalanması ve dolayısıyla bin seneye yakın bir zamandır bizim olan bu toprakların değişik ellere geçmesi, başka bir deyişle, Türklüğün ve Türklerin Asya'daki diğer Türklerin durumuna düşmesi demektir.
Bütün darbelere karşıyım. '28 Şubat' darbe değildi. Anayasal süreç içinde yapılmış bir işlemdi.
Bir subay halkın akşama kadar çalışıp halkın vergileriyle alınan silahları halkın göğsüne çevirip, darbe yapar, siyasetemüdahale ederse, artık o bir subay değildir. O şerefsiz ve alçaktır.
“Ben 1971 12 Martı'nda iki kez gözaltına alındım ve tutuklandım. Yattım içeride. Yargılanmam dört buçuk yıl sürdü. Sonunda aklandım. Yattığım yanımda kar kaldı. 12 Eylül 1980’de Almanya'daki yazınsal incelemelerimi sürdürürken, şimdi Marmaris’de resim boyayan generalle arkadaşları darbe yaptı. Dönsem tutuklanacağım. İçimde yazınsal sevdası olan insanlar için cezaevleri uygun yerler değildir. Döneni içeri atıyor dönmeyeni yurttaşlıktan çıkarıyordu. Ben çıkarılmadım, belki ünümden çekinildi. Bu koşullar yüzünden dışarıda kalışım uzadı. Yazılarımı, kitaplarımı orada yazdım. Burada yitirdiğim öğretmenliği orada sürdürdüm.”
Özal dibine kadar darbeciydi. Neo-liberal siyaseti o kurguladı. Gericiliğin önünü açtı.
12 Eylül darbesini yapan askerler üniversiteyi bütünüyle susturmak için, yeni bir yasa çıkarmışlardı. Bu yasaya YÖK deniyordu.
Kenan Evren %92 ile devlet başkanı seçilmişti. Darbeci olarak öldü! Tarihe Faşist olarak geçti. "Ne oldum" dememeli "Ne olacağım" demeli!
Darbeyi aklından geçiren varsa, millete silah çekmeyi düşünen bulunuyorsa, biliniz ki 82 milyonun kanını dökmeden bu şerefsiz tertip ve teşebbüsünde muvaffak olamayacaktır.
Adnan Menderes asıldı. Zorlu asıldı. Yaşasalardı siyasetin saygın insanlarından biri olurlardı. Bunlar doğru mu? Ebediyen yasağı kabul etmiyorum.
Darbe sadece tankla, topla, silahla yapılmaz. Darbe böyle de yapılır ve yapılıyor. Türkiye bu darbeyi de yaşıyor. Ergenekon bir darbedir. AKP darbesidir. Daha da acısı, savcılık darbesidir.
Orhan Veli’nin “Bu düzen böyle mi gidecek?” dizesi her alanda olduğu gibi darbeleri araştırma komisyonu için de geçerli...
Şunu söylemek lazım; asker ne zaman darbe yapmışsa Türkiye'de, hemen arkasından idareyi sivile devretmiştir. Asker meraklı değil bu memleketi yönetmeye.
Darbe zorunlu ameliyat gibidir. Ameliyat da sevimsizdir ama düşün ki sana diyolar ki bir organını kesicez ama yaşayacaksın.
Şimdi diyecekler ki: "Efendim bu kötü ortamı zaten bu askerler hazırladıydı." Külliyen yalan! Öyle bir şey yok. Bu adamlar rahatsızdılar durumdan. O ortamı hazırlayanlar politikacıların aptallıklarıydı. Demirel ve Ecevit'ti. Ondan sonra diyecekler ki: "Efendim Amerika bunları fişekledi." O da doğru değil. Ben iki tane şahit göstereyim. Bir tanesi Çevik Bir General. O zaman Kenan Paşa'nın özel kalem müdürüydü. Efendim işte, "Bizim çocuklar başardı." lafı var ya, meşhur. Böyle bir laf edilmemiştir. Çevik Bir General diyor: "Nereden çıkıyor bu laflar? Böyle bir laf edilmedi." Seneler sonra Şahinkaya Generalin evinde çay içerken birlikte, "Biliyor musun? En çok ne ağrıma gidiyor?" dedi. "'Amerikalılardan icazet alıp yaptılar.' diyorlar." dedi. "Yahu bir Türk subayı, kendi memleketi ile ilgili bir şeyi Amerikalıya mı soracak?" dedi. Onu hiç unutmuyorum. İnanın, gözlerim yaşardıydı o cevabı verdiğinde.
Kenan Evren demokrasi düşmanı değildi. Kenan Evren'in ve arkadaşlarının yaptığı müdahale, demokrasiyi kurtarmak için yapılan müdahaleydi. O günleri yaşamış normal vatandaşa sorarsanız hepsi, "İyi ki oldu." diyor 12 Eylül için. Ben 12 Eylül gününü hatırlıyorum, o gün öğleden sonra sokağa çıkma yasağı kalktı. Vatandaşlar, sokakta gördükleri askerlere sarılıyorlardı.
Tayyip Erdoğan seçimle gider mi? Bana göre hayır. Tayyip Erdoğan'ın artık seçimle bu ülkenin başından gitmesi bana pek mümkün görünmüyor. Tabii seçimle gitmez cümlesini sarf ettiğiniz an akla hep başka şeyler geliyor. Ne demek seçimle gitmez, o zaman darbe mi olacak? Valla darbe ihtimalini en az görenlerdenim biliyorsunuz. Çok uzun zamandan beri de -meslekteki söylüyorum- hatta ilk günden bu yana ki ben mesleğe başladığımdan hemen dört yıl sonra 12 Eylül darbesi olmuştu. O darbeden bu yana zaten askeri darbelerin, bu tür totaliter, faşist uygulamaların asla bu ülkeye yarar getirmeyeceğini söylemiş biriyim, nitekim getirmediğini de gördük. 12 Eylül askeri faşist darbesi işte döndü döndü döndü, 30-40 yıl sonra başka bir otoriter/totaliter rejime dönüştü. Onun için darbe, hem de bugünün koşullarında darbe yapabilecek kabiliyet yok. Kabiliyet yok derken işte yine kelimeleri seçmek gerekiyor. Sanki ‘Bu asker darbe yapamaz’. Hayır, koşullar onu getiriyor. Yani bugüne kadar darbelere bakın, dünyada da pek darbe kalmadı. Neden? Çünkü hem bir demokratik olgunluğa erişiyor ülkeler, ama daha önemlisi benim gördüğüm -geri kalmış çok ülke var- teknolojik gelişmeler, haberleşmenin çok hızlı olması darbe gibi genel ülkenin her tarafını aynı anda belli grupların aynı şekilde hareket etmesini önlüyor. Siz bir karar veriyorsunuz, ama o karar sizinle birlikte çalışanlara varana kadar zaten her taraftan duyulmuş oluyor. Yani teknik açıdan darbe yapmak bana göre çok zor.
Bugünkü yönetim biçimi ve Türkiye için yönetimce öngörülen rejimi, kendi demokrasi anlayışım açısından içime sindiremediğim bir gerçektir. İçime sindirmeye de mecbur değilim!
Eğer sahada olması gerekenler, örneğin işçiler, tribünde oturmaya devam eder ve sahaya inmezseniz, korkarım biri çıkar, düdüğü çalar, 'Oyun bitti, herkes evine' der.