Coşkuyu tekrar bilime ve politikaya sokmak gerekiyor. Coşkunun ve duyarlılığın, teorik politika ve bilimin, vazgeçilmez bir öğesi olması gerektiğini söylüyorum. Çünkü coşku ve duyarlılık insan olmanın vazgeçilmez öğeleri arasında yer alıyor. Kaldı ki, coşku olmayınca aklı ne edeyim? İran şairleri böyle söylüyorlar; katılıyorum.
- Henüz kategori yok.
-
Erbaaspor - İnegölspor Maçı: Tarih, Saat ve Canlı Yayı…08.11.2025
-
Süper Lig: Trabzonspor - Alanyaspor Maçı Öncesi Son Du…08.11.2025
-
Yasemin Ergene'nin Boşanma Sonrası Yeni Yaşamı: Sosyal…08.11.2025
-
Girona Küme Düşme Hattından Çıkış Arayışında: Alavés M…08.11.2025
-
Adanalı Genç İş İnsanı Mehmet Hanifi Kalo Hayatını Kay…08.11.2025
-
Irmak Ünal'dan Kanserle Mücadele Sürecine Dair Samimi …08.11.2025
-
Schalke ve Elversberg Zirve Yarışında: Gençler Sahne A…08.11.2025
-
Premier Lig'de Büyük Heyecan: Tottenham - Manchester U…08.11.2025
-
Şanlıurfaspor'dan PFDK Kararına Sert Tepki: İtiraz Red…08.11.2025
-
Gaziantep'te Umre Yolcusunu Karşılamaya Giden Aile Tra…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#coşku
En çok korktuğum fakat en çok sevdiğim yer olan sahneye ilerlerken arenada beni bekleyenlerin coşkusu bana da işler. Sahneye çıktığımda artık Yunus, sahneye kadar beni geçiren arkadaşım olarak kalır ve beni Sago’ya teslim eder.
Aşkla müzikle çoşkunlukla dansla sevdiği şeyleri yaparken insan kendinden arınıyor, böyle yolculuklardan her dönüşünde daha diri daha temiz bir ruha bedene sahip oluyor insan.
Acıdan kaçarsanız coşku şansını da yitirirsiniz. Zevk alabilirsiniz, hatta zevkin türlü çeşidini alabilirsiniz, ama doyamazsınız. Eve dönmenin ne olduğunu bilemezsiniz. Doyum, zamanın bir işlevidir. Zevk arayışı döngüseldir, yinelenir, zamandışıdır.
En çok korktuğum fakat en çok sevdiğim yer olan sahneye ilerlerken arenada beni bekleyenlerin coşkusu bana da işler. Sahneye çıktığımda artık Yunus, sahneye kadar beni geçiren arkadaşım olarak kalır ve beni Sago’ya teslim eder.
Bugün, birkaç duble ilkbahar içip kırlarda volta attım... Aramızdaki şehirleri çıkardım, mesafelerden kurtuldum. Çıngar çıkardım takvimler arası. Kelimelere gelişine vurdum. Yırttım attım haritaları, anayasaları. Seninle bin kez daha dağıldım sayfalar üstü, cemreler sonrası, adalar arası... Seni var ya, seksen milyonlarca kez öptüm saydım. Cıvıl cıvıl bir şehir akşamının sokaklarında buldum kendimi... Çiçekli bir baharın koynundan taştım. Çıplak ayaklarından öptüm say seni: Geldim, sokuldum, koltuk altından öptüm seni... Gülen gözlerinden bin kere öptüm. İçim ilkbahar sabahı, dışım yaz gecesi... 'Florebo cuocumque ferar' diyor bilgenin biri: 'Taşındığım her yerde çiçek açacağım' demiş yani. Yürüdüğüm her yerde çiçek açtım bugün... Ben bugün, ilkbaharın kendisi oldum. Bilmem, senin bundan haberin var mı?
Bir dal begonville bile içimde çiçekli kıyametler kopar: Damardan akar bahar, bir duble rakıdan yeğdir.
Nerede ortaya çıkarsa çıksın erme durumundaki coşku insanın, dünyanın ve kendisinin dışında olmasına dayanır.
Bilgili olun, uyarıcı olun, coşku verici olun, yeni düşünceler paylaşın, büyüyün, gelişin!
Nerede ortaya çıkarsa çıksın erme durumundaki coşku insanın, dünyanın ve kendisinin dışında olmasına dayanır.
Piyano ölmekte olan bir sanat. Tek bir enstrümanla coşku ve müzikal deneyimleri ayağa kaldıran biri olmayı seviyorum.
Sağanaklarda delice dans eden, boyuna uçuşmaktan sarhoş olan sığırcık kuşları gibi özgür, yapayalnızdım.
Ben işçi sınıfı içinde doğdum. Coşku, hırs ve ülkü denen şeyleri çok genç yaşlarda keşfettim.
Devrimin ateşinde, coşkusunda, kardeşliğinde, saldırganlığında, imaj ve pozitif birleşme duygusu uyanır; bağlantı niteliği ile gelen bir birleşme: güç olarak sevgi.