Bir baba çocuğuna burnunu, gözlerini hatta aklını miras bırakabilir, ama ruhunu veremez; ruh her insanda yenidir.
- Henüz kategori yok.
-
Valencia ile Real Betis Karşı Karşıya: La Liga'da Krit…09.11.2025
-
Verstappen'ın Sao Paulo Kabusu: Pit Yolu Startı ve Şam…09.11.2025
-
Viktoria Plzeň - Slavia Prag Derbisi Öncesi Eski Yıldı…09.11.2025
-
Demet Evgar'dan Tamer Karadağlı İsmi Anılınca Ortaya Ç…09.11.2025
-
Arkeolojinin Büyüsü ve Indiana Jones Koleksiyonlarının…09.11.2025
-
Selanik Atatürk Evi, Detaylı Restorasyonun Ardından Ka…09.11.2025
-
Filipinler'de Art Arda Gelen Tayfunlar Yıkım ve Tahliy…09.11.2025
-
Fenerbahçe-Kayserispor Maçı Öncesi Tedesco'dan Fred ve…09.11.2025
-
Fargo Gündemi: Federal Tehditler ve Sanat Dünyasındaki…09.11.2025
-
Valencia - Real Betis: Mestalla'da Tarihi Rekabet ve K…09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#bireysellik
Zevk alacağın bir şeyi yapmak için önce başkalarının iznini gereksiniyorsan, gerçekten aptalın birisin derim.
Her insanın yaşamı, onu kendine götüren bir yoldur, bir yol denemesi, bir yol taslağıdır.
Ölüm, kendi zamanında, kendi tarzında gelir. Ölüm, onu yaşayan birey kadar benzersizdir.
Kalabalık içinde yaşamak zorunda kalabilirsin ama onun gibi yaşamak zorunda değilsin.
Hayattan hiç bir beklentim yok: sadece ben varım, akşamın çıplak bıraktığı, bir çığlık gibi göğe yükselen ben.
Amerikan Devleti'nin bize emrettiği ve öğrettiği gibi hissetmiyorum. Bakın söylüyorum. Benim aklım öyle çalışmıyor. Bir moron gibi yaptığım bir şey var adı: Düşünmek. Kendi görüşlerimi de oluşturmayı sevdiğim için pek iyi bir Amerikalı değilim. Bana söylendiği anda yere yuvarlanmıyorum. Ne yazık ki çoğu Amerikalı emir verildiği anda yere yuvarlanır. Ben böyle değilim. Hayatımda uyduğum kesin kurallarım var. Birinci kuralım: Devletin bana söylediği hiçbir şeye inanmamak. Hiçbir şeye.
Ben dünyaya birileri beni bir şeylere zorlasın diye gelmedim. Kendi üslubumla nefes alacağım.
Bizim hayallerimiz vardı, içinde tek başına yaşadığımız. Bizim acılarımız vardı, kalbimizde tek başına çektiğimiz. Bizim ölümlerimiz vardı, tek başına ve yakışıklı. Hayallerimiz, acılarımız ve ölümümüz hepsi tek başına, hepsi yalnız.
Demek ki artık kendimiz olmaktan çıktığımız noktada taklit edilebilir olmaya başlıyoruz.