Kaplan adamı öldürmek isterse adı vahşilik, adam kaplanı öldürmek isterse adı spor olur. Suç ile adalet arasındaki fark da bundan büyük değildir.
- Henüz kategori yok.
-
NFL 11. Hafta: Bahis Oranları, Öne Çıkan Maçlar ve Uzm…10.11.2025
-
10 Kasım Anması: Türkiye Genelinde Çalan Sirenler ve S…10.11.2025
-
BBC'de Trump Konuşması Düzenlemesi Skandalı Sonrası Üs…10.11.2025
-
İzmir'de Ata'ya Saygı Koşusu ve Çeşitli Anma Etkinlikl…10.11.2025
-
NFL 2025 Haftası 10: Taylor'dan Tarihi Performans, Kri…10.11.2025
-
BOTAŞ ve TEMSAN'dan Büyük İstihdam Duyurusu: İŞKUR Ara…10.11.2025
-
Sözcü TV'nin Güncel Yayıncılık Yaklaşımı ve Gündem Ana…10.11.2025
-
Sahtekarlar Dizisinde Asya ve Ertan İçin Çıkış Yolu Va…10.11.2025
-
Atatürk Filmleri Salonlarda Milli Coşkuyu Ateşledi: İs…10.11.2025
-
10 Kasım'da Türk Bayrağı Nasıl Yarıya İndirilir: Uygul…10.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#bakış açısı
İnsan, bir aslanı öldürmek istediği zaman ona spor der: Bir aslan onu öldürmek istediğinde ise buna vahşet der.
Diş ağrısı çekenler dişleri sağlam olanları; yoksulluk çekenler de parası çok olanları mutlu sanırlar.
Ben insanların kafayı taktığı şeylere, "Amaaaan, Allah başka dert vermesin!" diyebiliyorum, aldırmıyorum. Çünkü ölüm gibi bir gerçek var bu hayatta.
Kişi ister zengin olsun ister fakir, hastalığı iyileştiren de, mutsuzluğu mutlu kılan da para değil zihindir.
Mutluluk resim gibidir… Onun tadına varabilmek için biraz uzaklaşmam gerekir! Çok yakınındaysan, her şeyi iyi göremezsin. “Ne kadar da mutluyduk” demeye “Ne kadar da mutluyuz” demekten daha fazla alışığız. Mutluluk, rakı gibidir! İçer içmez tadı anlaşılmaz. Şarkılar biraz sonra söylemeye başlanır!
Evrenin farklı noktalarından baktığımızda onun o anki gerçekliğini değil farklı zamanlardaki gerçekliğini görüyoruz.
Kendilerini ezik durumda hissedenlerin yaşamın küçük bir kesitinden dışarı çıkamayanlar arasında yer alacağını, hayattan biraz yüz çevirmiş kişilerin yaşamın sorunlarını, yaşama gereği gibi ayak uyduranlar kadar açık seçik göremeyeceğini söyleyebiliriz.
İki kişinin aynı şeyi yapması, aynı şey değildir; ama aynı şeyi yapmasalar da, yaptıkları aynı şey olabilir.
Adaletsizliğin bile iyi noktaları vardır. Adil olmayan bir dünyada elimden geldiğince mutlu olma mücadelesini veriyor bana.
İnsanlar ve olaylar aslında bizi üzmüyor. Biz onların bizi üzebileceğine inandığımız için üzülüyoruz.
İnsanın 2 seçeneği vardır, ya bütün gün karanlığa küfredersiniz ya da güneşe yürürsünüz.
Realist olmak hiç de hakikati olduğu gibi görmek değildir. Belki onunla en faydalı şekilde münasebetimizi tayin etmektir.
Kim bilir? Belki de bazı kapıların bize kapalı görünmesi, önünde değil, arkasında bulunduğumuz içindir.
Âdet olmuştur; ikide bir "Ortaçağ karanlığı"ndan, "insanlığın ve ilmin bu çağda geri kalmışlığı"ndan dem vurulur. Bizim sahte aydınlarımız olan entellerimiz de bu yönde en cıvık bir şekilde şartlanmışlardır! Oysa objektif bir incelemeye tâbi’' tutulduğunda, Ortaçağ, bazıları için ne kadar karanlıksa bizim için de o kadar aydınlık bir çağdır