#avrupa

Avrupa coğrafi değil kültürel bir kıtadır. Ona ortak bir kimlik veren kültürüdür. Bu kıtanın oluşmasına yol açan kökenler, Hıristiyanlığın kökenleridir. Bu tarihin basit bir olgusudur. Böylesine yadsınamaz bir olguya karşı direnişlerin ortaya çıkmasını anlamakta zorlanıyorum. Eğer bunun çok uzak bir geçmişe ait kültür olduğunu iddia ediyorsanız, Avrupa’nın İkinci Dünya Savaşı sonrası yeniden doğuşunun Schuman, Adenauer, De Gaulle, De Gasperi gibi Hıristiyan köklere sahip insanlar tarafından gerçekleştirildiğini söylemek isterim. Ateist veya Hıristiyan karşıtı totalitarizmlerin yol açtığı yıkımlarla mücadele ettiler. Bu gerçeği gizlemek çok garip ve tehlikelidir.

Bir ankette Avrupa’nın %57’si Müslümanlığı düşman olarak görüyormuş; %40’ Müslümanları Avrupa’da istemiyormuş; daha az bir grup ise şu andaki Müslümanların Avrupa’dan tümüyle çıkarılmasını istiyormuş.

Yirmi yıldan daha fazla bir süredir, Moskova’daki Yahudi Bolşevik Rejim, sadece Almanya’yı değil, bütün Avrupa’yı ateşe vermeyi amaçlıyor… Yahudi Bolşevik liderleri, sadece ideolojik yollarla değil, askeri yollarla da bizleri ve bütün Avrupa’yı yönetmeyi amaçlamakta… Bu Anglo-Sakson Yahudi savaş tüccarları ve Moskova’daki Bolşevik Yahudilerle yüzleşmenin vakti geldi.

Dünya halkları çok yakında nasyonal sosyalizm kontrolündeki Almanya'nın diğer halkların düşmanlığını kazanmak istemediğini görecektir. Bir kez daha kahinlik yapacağım. Avrupa'nın içinde ve dışındaki Yahudi cemaatinin uluslararası finansmanı dünya halkları arasında bir kez daha dünya savaşına neden olacaksa, sonuç dünyanın Bolşevikleşmesi, yani Yahudi zaferi olmayacaktır. Ancak Avrupa'nın Yahudi ırkından temizlenmesini sağlayacaktır.

Ben Avrupa'nın son umuduydum. O (Avrupa), gönüllü reform yoluyla kendini yeniden şekillendirmedeki yetersizliğini kanıtladı. Kendini, cezbetme ve ikna etmeye aldırışsız gösterdi. Onu almak için şiddet kullanmam gerekti.

Liste
Yükleniyor…