#avrupa

Avrupa'ya baktım, ülkelerin hepsinde komünist partisi var, kurulmuş ama hiçbir güçleri yok. Yalnız işte böyle sokaklarda dolaşıyorlar pankartlarla, yumurta atıyorlar, domates atıyorlar, yaptıkları bu. Hiçbir ülkede de iktidara gelememişler. "O hâlde biz niye korkuyoruz?" dedim. Türkiye'de de kurulursa kurulsun, mademki demokratik ülkelerin içine girdik, AT'ye dâhil olacağız, öyleyse bizde de olsun. Bu demek değil ki ben komünist oldum. Hayır, ben komünizmin karşısındayım ama parti kurulacaksa kurulsun, kim komünisttir, kim değildir, herkes bilsin.

Avrupa'daki benzerlerinin aksine sol bu ülkede (Türkiye'de) daha çok yönetime (establishment) sisteme yakın duruyor. Değişimden çok statükoyu temsil ediyor. Ortodoks yapıda. Merkez sağ, ya ekonomik ve siyasi liberalizmi benimsiyor ya da daha muhafazakâr kimliğe sahip oluyor. Merkez solda eksik olan halkın kendisidir. Partiler daha elitist kalıyor, tabanı tam kavramıyor. Türkiye’de solun tuhaflığı burada. Avrupa’da sağ partiler sistemle bütünleşir. Sol bunu reddeder.

İki gün önce PKK'lı militanlar Avrupa Karma Parlamentosu binasını bastılar, cam çerçeve kırdılar, yıktılar. Aslında burada Avrupa'nın gerçekten Türkiye'ye karşı çifte standardını, iki yüzlülüğünü çok net şekilde görüyoruz. Aslında zarar veren PKK, zarar veren İŞİD, zarar veren DHKP/C'nin yurt dışı uzantıları. Burada tarihten gelen birtakım husumetten dolayı, kuşatmalardan bu tarafa Avusturya'nın Türkiye'ye böyle bir fobisi var. Aslında bizim oradaki teşkilatlarımızın, masum Türk vatandaşlarının, ekmeğinin peşinde olan arkadaşlarımızın varlığı onların emniyeti için de bir teminattır.

Tanrı bütün cadı ve büyücü kadınların öldürülmesini emrediyor. Sadece cadıların değil, cadılığa inanmayanların da yakılmasını. Ve böylelikle 1450’den sonra 300 yıl içinde Avrupa’da çoğunlukla kadınların oluşturduğu 100 binden fazla insan cadılık ve büyücülükten yargılanıp, 60 bini yakılarak öldürüldü.

Sanayi Devrimi’ni rastgele bir şekilde 18. Yüzyıl İngiltere’sinde buhar gücünün kullanılmasıyla başlatmak adettendir, ama aslında su ve rüzgâr gücüne dayalı bir sanayi devrimi ortaçağda Avrupa’nın pek çok bölgesinde zaten başlamıştı.

Liste
Yükleniyor…