Bazı yerler vardır, bazı köşeler vardır, bazı binalar vardır, hatta bu binaların odaları vardır, insanı alır elli, atmış yıl öncesine götürür.
- Henüz kategori yok.
-
Güller ve Günahlar 5. Bölümde Berrak'ın İntihar Girişi…08.11.2025
-
Monaco-Lens Maçı Öncesi Kadrolar Netleşiyor: Pogba Yok…08.11.2025
-
Espanyol, Villarreal'ı Ağırlıyor: Gerard Moreno Dönüş …08.11.2025
-
Chelsea - Wolverhampton Maçı Öncesi Sakatlıklar ve Enz…08.11.2025
-
Le Havre-Nantes Karşılaşması: Erken Gol ve Kaleci Carl…08.11.2025
-
Rhein Derbisi'nde Mönchengladbach, Köln'ü Üç Golle Geç…08.11.2025
-
Dilek Kaya İmamoğlu'ndan Ekrem İmamoğlu Vurgusu ve İBB…08.11.2025
-
Rhein Derbisi: Mönchengladbach - Köln Maçında Goller v…08.11.2025
-
Uluslararası İş Birliğiyle Portekiz, Dev Uyuşturucu Se…08.11.2025
-
Vince Gilligan'ın Pluribus Dizisi Apple TV+'ta Başladı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#anılar
Kim aşık olmuşsa, kendisinin eksik parçalarını arıyordur. Bu yüzden aşık, maşuğunu düşündükçe acı çeker. Bu tıpkı, uzun zamandır görmediğin birinin odasına girdiğinde bulduğun anılar gibidir.
Anılarını ustaca bir yerlere saklasan, iyice derine gömmüş olsan bile, o anıları yaratan geçmişi silemezsin.
İnsan denen şey, anılarını yakıt olarak kullanıp yaşamını sürdürüyor olamaz mı acaba?
Size hayatınızın birkaç dakika için en aydınlık anlarını yaşatan yüzler gözlerinizi açtığınız zaman artık ortada bulunmayan düşlerin uçuşuyla ne olduğu saptanılamayarak, anlaşılamayarak uçup yok olan şimşeklerdi ki sizi bir saniye parıltılı, düş benzeri bir evrende kamaştırdıktan sonra, karanlıklara boğup kaybolacaklardı.
Geriye bakıp çocukluğumu anımsadığımda, nasıl hayatta kalabildiğime hala şaşarım. Kötü bir çocukluktu; mutlu bir çocukluğun pek kayda değer yanı yoktur zaten.
Yalnız bir insanın hayâlinde biriktirdiklerini hiçbir taze tutku, hiçbir yeni ateş yok edemez.
Aşk, abartılmış, sahtekar bir parazitten başka bir şey değil aslında. Aşkı güzel yapan ona dair kurduğumuz düşlerde, geçmişte kalan mutlu anılarımızda. Yoksa acıdan, kederden, dertten başka ne getirmiş aşk insanlara.
Senaryo benim için oyunculuktan öte bir şey. Yaşadıklarımı hızla yazmam gerektiğini düşünüyorum. Öyle bir telaştayım. Bir yerden sonra insan hafızası zayıflıyor. Bugünü değil geçmişi kâğıda döküyorum. Bugün çok rutin geliyor. Çocukluğum, gençliğim, ilk gençlik yıllarım çok daha canlı nedense. İnsan 40’ına kadar yaşamalı, sonra yazmalı. Biraz böyle oluyor.
Günahkar olsam da, cenneti bulsam da, unutmak isterken hatırlatıyor. En'derin acılar ya da masum anılar, her şey bana seni hatırlatıyor.
Neden aklıma geliyor istasyon büfesindeki durusun.Hava soğudu -kasımın son günleri- kar yağacak, bembeyaz olacak unutulmuşluğum.
Bazen arkana bile bakmadan gitmek istersin. Öyle her şeyi bırakmana falan da gerek yok. Anıları bırakabilsen yeter .
Arkana Bile Bakmadan Gitmek İstersin. Öyle Herşeyi Bırakmana Falan Da Gerek Yok. Anıları Bırakabilsen Yeter..!
Kemal Sunal günümüzün Nasrettin Hoca'sıdır. Çok zeki bir sanatçıydı. Onunla beraber olmak, konuşup şakalaşmak çok hoşuma giderdi. Bir gün Hilton'un lobisinde oturuyoruz. Gözü bir yere takıldı. Baktım. Altmış yıllık müzik birikimimizin üzerine çökmüş, Lübnan'dan, Arap'tan yürüttüğü şarkılarla bir anda çok meşhur olmuş bir arabeskçiydi. Asansöre bindi. Yukarı çıktı. Kemal Sunal "Bu herif gibiler" dedi, ancak asansörle yükselir.