#akıl

Elbette hayvanlardan farklıyız; hayır, onlar elbette uzay gemisi yapamazlar, hayır onlar matematikten anlamazlar, hayır tabii ki Shelley gibi romantik şiir yazamazlar. Lanet olsun! Siz bir balina gibi yüzebilir misiniz? Kartal gibi uçabilir misiniz? Bir yarasa gibi işitebilir misiniz? Bir kedi kadar güzel misiniz? Bir kedi kadar güzel kokuyor musunuz? Kimlerin hak sahibi olacağı ve kimlerin hak sahibi olamayacağı, kimlerin topluma dahil olup olamayacağı türünden bir ahlaki evrende kriterimizi akıl olarak belirlemek tamamen saçmadır ve ayrımcılıktan başka bir şey değildir! Eğer zürafalar insan ırkı kadar geri kafalı, kendini beğenmiş ve önyargılı olsaydı en az 2 metrelik boynunuz olmadığı sürece hiçbir hakkınız olmayacaktı. Sizi dirikesimle kestikleri, yiyecek olasınız diye kesip biçtikleri, sırf o kadar uzun bir boynunuz yok diye size her türden işkenceyi yaptıkları böylesine emperyalist bir zürafa dünyasında yaşamak ister miydiniz? İşte bizim ahlaki kodumuz böylesine ayrımcı ve önyargılı.

İnsanlığın büyük yıkımlarından sonra; bilgi-gerçeklik önemini kaybeder; "inanma" ihtiyacı dışa vurur. Bu dönemde dogmatizm, akıldışılık her alana sirayet eder; iradesi zayıf olanlar yaşarken çürür. Böyle dönemlerde sadece insanın ruhundaki soyluluğu onun düşmesini önler.

Ayn Rand'ın 'The Fountainhead'i iyi okumuş olsaydı, Türkiye'de hiçbir ideoloji aklın önüne geçemez, bu ülke inanç dolu militanların cenneti olacağı yerde meslek sahibi insanların ülkesi olurdu. Bir işi iyi yapmak, işine saygı duymak, o işi başarmak bu kadar aşağılanmaz, insanlar yaptıkları işten, üretmekten ve para kazanmaktan utanmazdı.

Eğer bir adam herhangi bir dini öğretinin öne sürdüğü tüm saçmalıkları sorgulamaksızın kabul ediyor ve hatta bunlar arasındaki çelişkileri görmezden geliyorsa, o zaman bu adamın zekasından şüphe edebiliriz.  İçgüdüsel tutkular akılcı çıkarlardan daha güçlüdür.  Bedenimizi hasta eden benliğimizin baskısıdır.

Belli başlı dinsel öğretilerin tarihsel değeri konusundaki bilgimiz, onlara karşı saygımızı artırır, ancak, uygarlık düzeninin nedeni olarak gösterilmesinden vazgeçilmesi konusundaki önerimizi geçersiz kılmaz. Baskının yarattığı etkilerin, aklın rasyonel işleyişinin sonuçlarıyla yer değiştirmesinin artık zamanının geldiğini iddia edebiliriz.

Liste
Yükleniyor…