#akılcılık

Kuşku etmiyorum ki, Turan Dursun'un bu hayırlı ve yararlı etkisiyle, din adamlarımız, şeriatın iç yüzünü akılcı yoldan inceleme ve eleştirme itiyadını edinmekte gecikmeyeceklerdir. Bu onlara, şeriat eğitimi yüzünden fikren kısırlaştırılmış Müslüman ülkeler halklarının, istisnasız olarak yeryüzünün en ilkel, en geri, en yoksul, en bahtsız halkları arasında yer almış olmalarının nedenlerini öğretecek ve böylece akılcılığın tek çözüm olduğunu fark ederek kendi kendilerine "Gerçeklere şeriat yolu ile değil akıl rehberliğiyle, laiklikle gidilir" diyebileceklerdir. Daha başka bir deyimle, her biri, başlı başına birer Turan Dursun kesilecektir. Ve işte o zaman bu toplum, sürüklenmekte olduğu uçurumu fark edecek ve ilkellikler girdabından kurtulma şansını deneyecektir.

Galileo bir doğal yorumun yerine çok farklı ve o zamana kadar (1630) en azından kısmen doğal olmayan bir yorum koyuyor. Nasıl hareket ediyor? Nasıl Dünya’nın hareket ettiği gibi saçma ve karşı-tümevarımcı iddialar ortaya atabiliyor ve yine de onları dinlemeye hazır ve dikkatli bir dinleyici topluluğu bulabiliyor? Argümanların yetmeyeceği -akılcılık için ilginç ve çok önemli bir kısıtlama- ve aslında Galileo’nun ifadelerinin de sadece görünüşte argümanlar olduğu seziliyor. Çünkü Galileo propaganda kullanıyor. Söylemek zorunda olduğu entelektüel nedenler yanında psikolojik hilelerden de yararlanıyor.

Eğer Kur'an-ı Kerim'deki bütün ayetleri emir olarak kabul etsek o takdirde bu asırda hırsızlık yapanın elini mi keseceğiz? Zina yapan kadına meydanlarda herkesin gözü önünde 100 sopa mı vuracağız? Yine Kur'an'da yazıyor diye köle besleyip gereğinde azat mı edeceğiz? Cariye bulundurup mecbur kaldığımızda onunla mı evleneceğiz? Kur'an'da yeri var diye erkekler isterse dört bayanla mı evlilik yapacak? Bu ne akıldır? Bu ne cahilliktir, anlamak mümkün değil.

Liste
Yükleniyor…