- Henüz kategori yok.
-
Alassane Ndao'ya Futboldan 12 Ay Men Cezası: Bahis Ska…13.11.2025
-
Ocak 2026 Memur ve Emekli Zammı Gelişmeleri: Enflasyon…13.11.2025
-
Kamu Alacaklarında Gecikme Zammı ve Tecil Faizi Oranla…13.11.2025
-
Müge Anlı Gündemine Damga Vuran Olay: Kastamonu'da Kay…13.11.2025
-
Eğirdir Belediye Başkanı'ndan Bölgesel Kalkınma Hamlel…13.11.2025
-
Divine Temasının Farklı Yansımaları: Oyunlardan Edebiy…13.11.2025
-
Kamu Borçlarında Faiz Oranları Düşürüldü: Resmi Gazete…13.11.2025
-
Livakovic'in Girona Macerası Çıkmaza Girdi: Ocak Ayınd…13.11.2025
-
Tayfun Kahraman Davasında Anayasal Çıkmaz: AYM Kararı …13.11.2025
-
Galatasaray, CW Enerji ile Stratejik Forma Sponsorluğu…13.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#ahlak
Bulaşıcı hastalık problemini çözmek için prezervatif kullanımını artırmaya çalışmak sadece teknik açıdan yetersiz değil, aynı zamanda ve her şeyin üstünde ahlaki açıdan kabul edilemez. Güvenli seks önerisi hem problemin özünden uzaklaşıyor hem de insanların ahlaki temelini çökertiyor.
Eğer bir Katolik kürtaj ve ötenazi yanlısı bir adaya oy veriyorsa kötülükle işbirliği yapmış demektir. Bu kişinin Katolik âdetlerine göre evlenmesi uygun değildir.
Hak Teala'nın katında gerçek mümin, bir yaratılmışın ondan incinmediği ve bir yaratılmışın incinmesini istemeyendir.
İyi ve kötü sözcükleriyse, tek başlarına ele alındıklarında kesin hiçbir şey anlatmazlar. Çünkü tek ve aynı şey, aynı zamanda hem iyi, hem kötü, hem de hiçbiri olabilir. Sözgelişi müzik üzüntülü kişiye iyi gelir, yas tutanlara kötü, ölüler içinse anlamsızdır.
İlk gelene izin verirseniz, ikincisine de teslim olmak zorunda kalırsınız ve bu durum böyle sürüp gider.
Kapınızı küçük bir kötülüğe aralarsanız, onun hemen ardından daha büyükleri de içeri girecektir.
Televizyonları açmaya korkuyorum, bu kadar vahşet, dehşet, kan, çatışma, saygısızlık, hukuksuzluk, yaptımsa yaptım pişkinliği, yalan, dolan, bugün söyleneni yarın inkâr etme hayra alamet değil. Fiziki yıkıntıyıa düzeltmek kolay (Almanya’daki gibi); ancak ruhsal ve ahlaki çöküntüyü düzeltmek yıllar alır. Bu coğrafya ahlaki çöküntü içindedir.
Birilerinin para ve emek harcayarak bulduğu bir şeye bir başkasının karşılıksız konması ve kullanması ahlaki değildir.
Yaklaşık %80 Ateist olan Japonya, yaklaşık %65-80’ni Ateist olan Norveç, İsveç, Finlandiya, Danimarka hatta Hollanda bilimde neden bu kadar yeni buluşa imza atmış; sanatta ve edebiyatta önemli yerlere gelmiş; hırsızı, soyguncusu, yalancısı, dolandırıcısı, teröristi en az olan ülkeler olmuş da, aklını dinle bozmuş İslam ülkelerinin tümü; Hindistan, Güney Amerika ülkeleri ahlaksızlıkların ve anarşinin yuvası olmuş?
En dindar geçinenlerin en çok hırsızlık yaptığını, rüşvet aldığını, ülkesini soyup soğana çevirenler olduğunu artık görmemezlikten gelemezsiniz.
Dili, coğrafyası, tarihi kökeni, ırkı farklı olan yaklaşık 50 küsur İslam ülkesinin ayrıcasız hepsinde hırsızlık, yalan, dolan, rüşvet, kadın ve çocuk istismarı, insan hakları ihlalleri, pislik, düzensizlik, saygısızlık, hukuksuzluk, ilkesizlik, sanat düşmanlığı, başka insanlarla birlikte yaşama durumunda uyumsuzluk en yaygındı ve bir anlamda ortak özellikti.
Dogma sizin dışınızda başka varlıklara sorumlu olduğunuzu, bilim ise insanın kendi vicdanına karşı sorumlu olduğunu öğretir. Dolayısıyla vicdanınızla sürekli baş başa olmanız nedeniyle ahlaksızlıklardan olabildiğince uzak kalmayı başarabilirsiniz. Dogma dışı öğretide günahın sevapla trampası yoktur.
Dünyada dogmayı yönetimine esas alan hiçbir huzurlu ve ahlakı değerleri yüksek ülke bilinmemektedir.
Ne yazı ki, Türk toplumunda çıkarcılık, yalakalık, yasalara uymazlık, kavgacılık, şiddet, darp, karşısındakinin haklarına tecavüz, dolandırıcılık eylemlerinin hızla artmasını sadece endişe ile izlemekle yetiniyoruz.
Din kisvesine bürünmüş organize işlerdir bunlar… Bu aşamaya gelindiğinde hiç kimse şefin hata yapıp yapmadığına bakmaz, onda keramet aramayı marifet bilir. Onsuz dünyanın dönmeyeceğine inanır. Bir defa bu batağa saplandığında, görüş açısı daraldığı için olup biteni de doğru değerlendiremez. Değerlendiremeyince, şefinin kusurlarını düzeltme yerine, onda keramet aramaya başlar; tek amacı suçlamalar ne olursa olsun biat ettiği kişiyi koruma olur. Bu korumada ahlaki değerleri, dini söylemleri, yasal yorumları istediği gibi yapmayı marifet bilir. Peşine takıldığı kişinin son söylediği onun için yasadır; liderinin daha önce söyledikleri ile son davranışları çelişse dahi, onu anımsamamayı, çıkarları için onları görmemezlikten gelmeyi; hatta hedefe varmak için her türlü ahlak ve yasadışı yolların kullanılmasını mubah görür ve bütün bunları da işbilirlik sıfatı ile taçlandırır.
Parası ile rezil olan bir millet derseniz kimi gösterirsiniz? Her şeyi paraya tahvil etmeye kalkışmış , eğitimini bile ticari meta haline çevirmiş, gençliğini yem olarak birilerinin önüne atan bir devlettir derim. Bilmem bu devlet size tanıdık geliyor mu? Yoğun din eğitimi verilip de dünyada barışı, kardeşliği bilimsel atılımı, huzuru, yalancılığı, dolandırıcılığı, soysuzluğu önlemiş bir tek örneğiniz var mı? Nasıl oluyor da dünyada din eğitiminin yoğun verildiği coğrafyalar ile yobazlık, hırsızlık, dolandırıcılık; yalananın, kavganın, tecavüzün, her türlü melanetin yoğun olduğu haritalar üst üste çakışıyor. Kör müsünüz?