Yekta Kopan

Midem ekşiyor, kulaklarım uğulduyor, adını bilmediğim bir rüzgâr yalıyor ensemi. Yüzümdeki ifadeden rahatsız olduğu belli, gözleri bulutlanıyor bir anda, sesi boğuklaşıyor. O ses tonu gerçek, biliyorum. Çünkü ben en çok sesleri hatırlıyorum; o gün de, bugün de!

* Kütüphaneye yaklaşmak sana yaklaşmak gibiydi. Kitaplarla dolu bir geçmişte, kütüphaneyle çevrili bir odada sensizlikten kaçmaya çalışmak dünyanın en zor şeyiymiş. Ben de bıraktım kaçmayı. Okumaya başladım. Senin yazdıklarını, en yakın arkadaşlarının kitaplarını, sevdiğin yazarların romanlarını... Yolu senden geçmiş ne varsa okuyordum.

Liste
Yükleniyor…