Yalçın Küçük

Mükemmel, dört başı mamur, bir çöküş tablosunun önündeyiz; her çöküş, dirijanları babında bir miyobi veya aymazlık halidir, bunu da tekraren müşahede edebiliyoruz. O halde Cumhuriyet'in zıddı kadroları yetiştirmeyi ve Cumhuriyet'i zıddına teslim etmeyi, teslimiyetçilerin anlamaları imkansızdır; buna 'anlaşılmazlık' teoremi' diyebiliriz.

Peki ne oldu, İlker Paşa o zaman ikinci başkan idi, 'Atatürk çok ciddidir, daha sonra antlaşma imzalandı, biz antlaşmaları bozamayız.' buyurdular.Bu sözün neresini düzeltebilirim ki, biz antlaşmaları yırtarak kurulmuş bir cumhuriyet'iz; Hilmi Paşa Hazretleri de 'peşmerge ile savaşmak artık Amerika ile savaşmaktır, savaşamayız' buyuruyorlar. bu doktrinin hemen değişmesi imkansızdır.

Bu dünyadan ayrılmasına yakın bir zamanda, Kemal Paşa Hazretleri, İsmet Paşa Hazretleri'ne 'İsmet, ben gidiyorum, ne yap ne et, Musul'u al' dediğini, İsmet Paşa Hazretleri'nin de Bülent Bey Genel Sekreter olunca 'Bülent, ilerde başbakan olacaksın, Büyük kurtarıcı'nın bana vasiyeti budur, ben bu vasiyeti sana aktarıyorum. Başbakan olacaksın, ne yap net, Musul'u al' dediğini, ilk kez bir televizyon programında dillendirdim.

O tarihte başta Mustafa Kemal Paşa Hazretleri, adını bildiğimiz herkes, manda istiyordu. Henüz 'manda' kötü sayılmıyordu, o zamanlardaydık ve sonra mahiyeti anlaşılınca ya da bir kısmı diğerlerini kötülemek ihtiyacını duyunca, 'seni mandacı seni' dediler; mandayı ve birbirini kötülediler, yaptılar, bunu yakışık bulmamakla birlikte, önemli saymıyorum.

İzmir'in işgalinden üç gün sonra, 18 Mayıs 1919 tarihinde, İstanbul'dan, Amerikan komiseri, Washington'daki Dışişleri Bakanlığı'na br rapor çekiyor ve bir gün sonrası için, Darülfünun gençliğinin bir miting düzenlediğini haber vermekle, 'onlar açıkça Amerikan mandasından yana' diyordu, sokaktaki insan, gençlik ve seçkinler, hep manda paşindeler. Aynı yılın sonuna doğru Sivas Kongresi ittifakla manda kararı verdi ve manda çağırdılar.

Liste
Yükleniyor…