Kurallar paradigmalardan türetilir, ama paradigmalar kurallar olmadan da araştırmaya yön verebilirler.
- Henüz kategori yok.
-
Girona Küme Düşme Hattından Çıkış Arayışında: Alavés M…08.11.2025
-
Adanalı Genç İş İnsanı Mehmet Hanifi Kalo Hayatını Kay…08.11.2025
-
Irmak Ünal'dan Kanserle Mücadele Sürecine Dair Samimi …08.11.2025
-
Schalke ve Elversberg Zirve Yarışında: Gençler Sahne A…08.11.2025
-
Premier Lig'de Büyük Heyecan: Tottenham - Manchester U…08.11.2025
-
Şanlıurfaspor'dan PFDK Kararına Sert Tepki: İtiraz Red…08.11.2025
-
Gaziantep'te Umre Yolcusunu Karşılamaya Giden Aile Tra…08.11.2025
-
Premier Lig'in Zirve Yarışında Tottenham-Manchester Un…08.11.2025
-
Hull City, Portsmouth Karşısında Evinde Galibiyet Arıy…08.11.2025
-
Sakaryaspor - Serikspor Karşılaşması Öncesi Son Durum …08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Thomas Kuhn
Herhangi bir bilimsel cemaatin üyeleri bizatihi kendilerini ardıllarının eğitimi dahil paylaşılmış bir ortak amaçlar serisinin takibinin biricik sorumlusu insanlar olarak görürler.
Bilimsel yaşamın, yazılı olmasa bile, en güçlü kurallarından birisi de, bilimsel konularda gerek geniş halk kitlelerine gerekse devletin başındakilere başvurma yasağıdır.
Yeni bir paradigmayı oldukça erken bir aşamada benimseyen kişinin, eski paradigmanın bazı sorunlarda başarısız olduğundan başka bir şeyi bilmediği halde yenisinin, karşılaşacağı birçok büyük sorunu çözmeyi başaracağına inanması gerekir. Böyle bir karar, ancak inanç üzerine verilebilir.
Yeni bir bilimsel doğru, hasımlarını ikna edip onları aydınlatarak zafere ulaşmaz, sadece hasımlar birer birer öldükleri için, yeni görüşten başkasını bilmeyen yepyeni bir kuşak oluşur.
Rakip siyasi kurumlar arasında yapılan seçim gibi, rakip paradigmalar arasındaki de aslında birbirine tamamen zıt toplumsal yaşam tarzları arasında yapılacak bir tercihtir. Böyle olduğu için de, söz konusu tercih yalnızca olağan bilime özgü değer yargıları tarafından belirlenemez. Çünkü bu değerler zaten üzerinde mücadele yapılan paradigmaya bağlıdır. Paradigmalar, paradigma seçimi üzerine bir tartışmaya girdikleri zaman, ister istemez döngüsel bir rol oynarlar. Her kesim, kendi paradigmasını savunmak için gene kendi paradigmasını kullanmak durumundadır.
Gerek siyasi gerek bilimsel gelişmede devrimin ön koşulu, düzenin bunalıma varan ölçüde işlerliğini yitirdiğini haber veren belirtilerin algılanmasıdır.
Bunalım, bilimsel dikkati dar bir güçlük alanına toplayarak ve bilimsel kafayı da deneysel aykırılıkları iyice tanımaya hazırlanarak yeni bulguların çoğalmasına neden olur.
Bilim öğrencileri kuramları dışarıdan bulunan kanıtlarla değil, öğretmenlerinin ve okudukları metinlerin yetkisine dayanarak kabul ederler. Herhangi bir uzmanlıkları olmadığı için zaten başka seçenekleri de yoktur.
Olağan bilimin bulmaca gözüyle baktığı her problem başka bir bakış açısından bir karşı-örnek ve dolayısıyla da bir bunalım kaynağı olarak görülebilir.
Hem en ufak zorlukta paradigma reddedip hem de bilim insanı olmaya devam etmek olanaksızdır.
Zamanını doldurmuş kuramların, sırf bir kenara atıldıkları için, ilkece bilimsel olmadıkları söylenemez.
Tarih, yalnızca bir zamandizimi ve anlatı deposu olarak görülmediği takdirde, şu anda bize egemen olan bilim imgesinde esaslı bir dönüşüme yol açabilir.
İnsanın bir yenilik ya da buluş yapabilmesi için,karşı çıkacak kadar iyi bildiği bir geleneğe sahip olması lazımdır. İster sanatta olsun, ister bilimde, yenilik boşlukta yaratılamaz, eski geleneklere karşı çıkılarak yapılır.
Olağan bilim sırasında geçerli olan düşünce ve ölçüler devrim sırasında farklı yaklaşımlar arasında seçim yapması gereken bilim insanına yardımcı olamazlar. Çünkü bu kuralların hepsi zaten daha baştan bir paradigmaya belli bir geleneğe bağlıdır.