Rodney Dangerfield

Kedi kumunda oynarken kedi üstümü örtmeye çalışırdı.

Bir seferinde benden poster çocuğu olmamamı istemişlerdi, doğum kontrolü için.

Cadılar Bayramı'nda aileler çocuklarını bana benzetip dışarı gönderirlerdi.

Gerçekten sert bir mahalleden geldim. Ne zaman elimi çimentonun üstüne koysam başka bir el hissediyordum.

Karım arabanın arkasında sevişmek istedi, bir de arabayı benim sürmemi.

psikiyatrist'im benim deli olduğumu söyledi.Ondan ikinci bir görüş istedim. O da aynı zamanda çirkin.

Karım karanlıktan korkuyordu, sonra bir gün beni çıplak gördü. Artık aydınlıktan korkuyor.

Yıllardır eşimle konuşmadım. Onun konuşmasını bölmek istemedim.

Soy ağacıma baktım ve bitki özü olduğumu buldum.

Geçenlerde kızın biri arayıp "Hemen gel. Evde kimse yok " dedi. Hemen oraya gittim evde kimse yoktu.

Dün gece bir kızı saldırıya uğramaktan kurtardım. Kendimi kontrol ettim.

Uyuşturuculara "hayır" derim. Ne zaman birisi uyuşturucularımdan isterse "hayır" derim.

Karıma gerçeği söyledim. Ona psikiyatriste gidiyordum dedim. Sonra o da bana gerçeği söyledi: psikiyatriste, iki tesisatçı ve bir barmene gittiğini.

Ailemin benden nefret ettiğini söyleyebilirim. Banyo oyuncaklarım tost makinesi ve radyoydu.

Küçükken ailem çok fazla taşınırdı ama her seferinde onları bulurdum.

Kaçırıldığım zamanı hatırlıyorum. Parmağımın bir parçasını babama gönderdiler. O ise daha fazla kanıt istedi.

Dediğim gibi, karım seks sırasında konuşmayı severdi. Dün gece beni otelin birinden aradı.

Dediğim gibi ailem her zaman fazla içerdi. Çocukken kaybolmuştum, resmimi viski şişesinin üstüne koymuşlardı.

Ne çocukluktu ama. Annem beni hiç kendi sütüyle beslemedi. Beni arkadaşı gibi sevdiğini söylerdi.

Dediğim gibi karım berbat bir aşçıydı. Akşam yemeğinden sonra dişlerimi fırçalamazdım, onları sayardım.

Çirkin bir çocuktum. Evcil hayvan mağazasında çalışıyordum. İnsanlar daha ne kadar büyüyeceğimi sorup duruyordu.

Öncesinde dediğim gibi zor bir mahallede büyümüştüm. Geçen gece adamın biri bana bıçak çekti. İşinde profesyonel olmadığını anlamıştım. Bıçağın üstünde hala tereyağı vardı.

Evsiz bir adam sokakta yanıma gelip, dört gündür yemek yemediğini söylemişti. Ben de ona "Adamım, keşke senin sahip olduğun iradeye ben de sahip olsaydım" dedim.

Zor bir mahallede yaşıyordum. Çocuk hayvanat bahçesi vardı. Geçen hafta dört tanesi kaçmıştı.