Ramazan Kağan Kurtoğlu

Su Savaşları tahmin ettiğinizden de öte bir meseledir. Su Savaşları meselesi bir milli güvenlik meselesidir. Ve Türkiye sanılanın aksine su fakiri bir ülkedir. Ama maalesef rahmetli Özal döneminde annemin memleketi olan Manavgat'ta İsrail'e su satmak üzere 150 milyon dolara tesisler kuruldu ama İsrailliler anlaşmadan vazgeçtiler. O dönemden bu yana Türkiye'yi istila etmek için hep su zengini bir ülke gibi göstermeye çalışıyorlar. İsrail-Arap Savaşları'nda İsrail'in işgal ettiği yerlerin tamamına yakını su kaynaklarının olduğu bölgelerdir. Bunları görmeliyiz.

Su Savaşlarına öte yandan baktığımızda Dicle Nehri Kabala ve Tevrat açısından kutsaldır. Fırat Nehri ise Evanjelist Hristiyanlık başta olmak üzere, Hristiyanlar için de kutsaldır. Ayrıca Su Savaşlarını tetikleyecek olan Armageddon Kehaneti vardır. İnançlarına göre bu savaş süresinde 6. Melek Fırat Nehri'ne bir tas boşaltacak, Fırat'ın suyu kuruyacak, ordular Fırat Nehri'nin yatağından bugün İsrail'de Megido Dağı'nın çevresinde olan Megido Vadisi'ne gidecekler. İddiaları ve inançları o ki, bir nükleer, biyolojik savaş sonunda yeryüzündeki 4 insandan 3'ü ölecek. Fakat bu noktada Siyonistler ve Evanjelistler arasında bir inanç farklılığı vardır. Evanjelistlere göre İsa yeryüzüne indiğinde ve savaş sonunda, Yahudilerden sadece İsa'ya inananlar hayatta kalacak. Siyonistlere göre ise İsa bir peygamber değildir ve gelecek olan kurtarıcı kişi Kral Davud soyundan olan Moşiyah'tır. Yani Siyonistlerin beklediği kişi, Evanjelistlerin beklediği İsa Mesih değildir. Başka bir Mesihtir ve Siyonistlere göre de sadece Moşiyah'a inananlar hayatta kalacaktır.

Liste
Yükleniyor…