Basitçe ifade edersek, hümanizm cennete, cehenneme, Tanrı'ya, tanrılara ve doğaüstü olan her şeye olan inancı reddederken, aynı zamanda insanların iyi, sevgi dolu ve fedakar olma konusunda olumlu potansiyele olan inancını onaylar. Hümanizm, inancı akıl lehine reddeder, kanıta dayalı düşünme lehine batıl inancı reddeder ve bir tanrıya tapınmanın yerine insanlığa ve doğal dünyaya duyulan takdir ve sevgiyi koyar.
- Henüz kategori yok.
-
Güller ve Günahlar 5. Bölümde Berrak'ın İntihar Girişi…08.11.2025
-
Monaco-Lens Maçı Öncesi Kadrolar Netleşiyor: Pogba Yok…08.11.2025
-
Espanyol, Villarreal'ı Ağırlıyor: Gerard Moreno Dönüş …08.11.2025
-
Chelsea - Wolverhampton Maçı Öncesi Sakatlıklar ve Enz…08.11.2025
-
Le Havre-Nantes Karşılaşması: Erken Gol ve Kaleci Carl…08.11.2025
-
Rhein Derbisi'nde Mönchengladbach, Köln'ü Üç Golle Geç…08.11.2025
-
Dilek Kaya İmamoğlu'ndan Ekrem İmamoğlu Vurgusu ve İBB…08.11.2025
-
Rhein Derbisi: Mönchengladbach - Köln Maçında Goller v…08.11.2025
-
Uluslararası İş Birliğiyle Portekiz, Dev Uyuşturucu Se…08.11.2025
-
Vince Gilligan'ın Pluribus Dizisi Apple TV+'ta Başladı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Phil Zuckerman
Seküler ebeveynlerin çocuklarına uyguladıkları bazı yaygın, tutarlı ahlaki ilkeler arasında Altın Kurala değer verme ve bunlara uyma, çevre bilincine sahip olma, empati geliştirme, bağımsız düşünceyi geliştirme ve rasyonel problem çözmeye dayanma yer alır.
Küçük çocukları entelektüel olarak savunmasız, istekli ve hatta belki de evrimsel olarak, ebeveynlerinin onlara dünyanın doğası hakkında öğrettikleri neredeyse her şeye inanmak için tasarlanmış olarak görüyorlar.
Dindar ebeveynler genellikle kendi dini inançlarını ve geleneklerini basitçe aktarmayı bir neşe ve görev olarak görürler. Çocuklarının inanç sistemini gereksiz yere etkileme konusunda endişelenmezler.
Seküler ebeveyn, bu kişinin dinini çocuklarına aktarma sürecini bir beyin yıkama biçimi olarak görüyor. Dini inancı, doğrudan ve haksız bir şekilde çocuklara empoze edilen bir şey olarak görüyorlar.
Eğer rastgele seçilmiş Afrika kökenli Amerikalilara niçin hristiyan olduklarını sorarsak çoğunluğu sadece ataları hristiyanlar tarafindan kölelestirildiği için hristiyan olduğunu ifade edecektir.
Laik ebeveynler ahlak dışı olmaktan uzaktır. Çocuklarını dini olarak yetiştiremeyebilirler, ancak bu onları değerler veya etik kurallar olmadan yetiştirdikleri anlamına gelmez.
İnsanlar acı karşısında teselliye ihtiyaç duyuyor; çoğu insan ayrıca ölümden sonra da yaşamın devam ettiğine, görünmez bir varlık tarafından sevildiklerine inanmak istiyor.
Dinler yavaşça yok olurken erkekler ve kadınlar seküler anlayışa göre yaşamaya ve hümanist değerleri benimsemeye başladılar. Bu kişilerin sayısı günden güne artıyor.
Laik ebeveynler, daha ziyade, hakkında konuştukları, vurguladıkları şey, 'Oğlumun veya kızımın kendi dünya görüşünü özgürce seçebilmesini istiyorum.'
Pek çok seküler ebeveyn, onları dine maruz bırakmaya bile çalışacak çünkü bunun kendi seçimlerini yapmalarına yardımcı olacağını düşünüyorlar.
Din, insanların doğaüstü, dünyevi veya ruhsal olan inançlarına dayanarak inşa ettiği kavramlar, ritüeller, deneyimler ve kurumları ifade eder.
Başkalarına size davranılmasını istediğiniz gibi davranmak. Bu eski, evrensel bir etik zorunluluktur. Ve doğaüstü inançlar gerektirmez.
Nasıl oluyor da milyonlarca insan ona hayatlarını adıyorlar ve nihayetinde irrasyonel olan bir şey için ölüyorlar bile.
Bizler farkına bile varmadan toplumun yerleşik normları hayatımızı şekillendirmekte adeta bir kalıba sokmaktadır.
Laik ebeveynler, çocuklarının neye inanacakları ve neyi uygulayacakları konusunda bir seçim yapmasını ister.
Laik insanlar ölümden sonraki hayata inanmazlar, daha çok ölümden önce yaşama inanırlar.
İnsanın başına kötü olaylar geldiğinde herkes ateizme yöneliyor olsaydı, hepimiz ateist olurduk.
Yerküre çapında insanlar zihinlerinde ve kalplerindeki dinsel inanışları terk etmeye başladılar.
Milyonlarca insanın irrasyonel olduğu açık olan bir şeye nasıl inandığını merak ediyorum.
Sıra dini incelemeye geldiğinde sosyolojinin vereceği yanıtlar çevresel dinamiklerle ilgilidir.