Çalışın, çalışın, proleterler, toplumsal serveti büyütmek ve bireysel sefaletinizi arttırmak için çalışın; çalışın ki, daha da yoksullaşarak, çalışmak ve sefil düşmek için daha fazla gerekçeniz olsun. Kapitalist üretimin insanın gözünün yaşına bakmayan yasası budur.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Paul Lafargue
Tembellik hakkı deyince, şöyle yan gelip yatmak, ekmek elden su gölden bir yaşam gelir insanın aklına önce, 'armut piş, ağzıma düş' deyimine uygun bir yaşam. Oysa, emek sarf etmeden insanca bir yaşam elde edilemez.
Ey burjuvazinin devrimci ilkelerinin sefil başarısızlığı! Ey tanrısı İlerleme'nin iç karartıcı armağanı! İnsanseverler, miskinlik ederek zenginleşmek için yoksullara iş verenleri insanlığın velinimeti diye alkışlıyorlar.
Makinelerin insanlığın kurtarıcısı olduğunu, insanı aşağılık işlerde emeklerini satarak yaşamaktan kurtaracak ve ona boş zaman ile özgürlük bahşedecek olanın Tanrı olduğunu hala anlayabilmiş değiller.
Nerede o balıketli, sürekli dolaşan, sürekli yemek pişiren, sürekli şarkı söyleyen, neşe saçan, hayatın keyfine varan, acısız doğumlar yapan, sağlıklı ve gürbüz çocuklar doğuran kadınlar?
Kör, sapkın, cani çalışma tutkusu, özgürleştirici makineyi, özgür insanları köleleştiren bir araca dönüştürüyor. makinelerin üreticiliği onları yoksullaştırıyor.
Ve ayakta duracak halleri bile kalmamış bu zavallılar, eve ekmek götürebildikleri devrin yarı fiyatına on iki saatlik, on dört saatlik emeklerini satıyorlar.
Esasen tarım, insanlık tarihinde kölece çalışmanın ilk tezahürüdür. Kitab-ı mukaddes geleneğine göre ilk katil Kabil, bir çiftçidir.
Yoksullara zengin olmaktan başka hiçbir amacı olmayan iş verenler, insanlığın velinimeti sayılıp hayırsever kabul ediliyor.
Çalışabilecek olanlar yalnızca kölelerdi, özgür insan ise sadece bedensel etkinliklerden ve zihinsel oyunlardan anlardı.
Rahipler, din adamları, iktisatçılar ve ahlakçılar bu akıl sapıncına karış çıkacak yerde, çalışmayı kutsallaştırmışlardır!
Bu çılgınlık, iki yüzyıldan beri, acılı insanlığı inim inim inleten bireysel ve toplumsal yoksunluklara yol açmaktadır.
Özetle işçi sınıfı kendi kemerini sıka sıka aşırı tüketime mahkum olan burjuvazinin göbeğini ölçüsüzce şişirmiştir.
Günde üç saatten çok çalışmamaya kendini zorlamalı, günün ve gecenin geri kalan saatlerinde tembellik etmeli.
Hristiyan ahlakının berbat bir taklidi olan kapitalist ahlak, işçinin tensel zevklerini aforoz ederek cezalandırıyor.
Bu meslekte, insanın bedeni hızla çöker, saçları ve dişleri dökülür, gövdesi çarpılır, göbeği şişer, soluğu kesilir.
İnsanlığın ilk dönemlerine nasıl taş çağı, tunç çağı deniyorsa, bizim çağımıza da kalpazanlar çağı denecektir.
Dünya, bu yaşlı dünya, mutluluk gözyaşlarıyla titreyecek ve içinde yeni bir evren oluştuğunu hissedecektir.
Kapitalist toplumda çalışma, her türlü zihinsel yozlaşmanın ve her türlü bedensel bozulmanın sebebidir.
Bir iş, bir uğraş değil; işkencedir bu ve bu eziyete maruz bırakılanlar altı ila sekiz yaşlarındaki çocuklardır.
İşçi sınıfı kendi midesinden kısarak, aşırı tüketime mahkum burjuvazinin göbeğini ölçüsüzce şişirmiştir.
Ürettiğimiz tüm mallar, sürümleri kolay olsun ama çok dayanmasın diye, bile bile üstünkörü yapılıyor.
Kapitalist cebine attığı parada fark gözetmez; ister gözyaşıyla ıslanmış olsun, ister kan ya da terle.
Kapitalist uygarlığın egemen olduğu ulusların işçi sınıflarını garip bir çılgınlık sarıp sarmalamıştır.