Nev

Yepyeni bir anlayış getirmek istiyorum. Kulaklarımıza daha kötüsünü kabul ettiremeyeceğiniz bir müzikle aranızda olmalıyım. Müzikte adeta bir devrim yapmış olarak, düşüşe son vermiş sanatçılardan biri olarak görmek istiyorum kendimi.

Benim babam denizciydi, kaptandı. Ben de dalgıcım. "Mavi"yi de suyun altında yaptım. Dalmayan birine nasıl anlatacağımı bilmiyorum ama 35 metrede rahatlıyorsun, gözünün önüne bir sürü şey geliyor. Ben de derinleri seven bir adamım. Sığlıklar da bir yere kadardır. Sonunda beni ifade etmez.

İlk şarkımı engelliler için yaptığım 'Her şeye Rağmen', engelliler için yazılmış bir şarkı. Şarkının ikinci bölümünde de engelli kavramı ile hepimizin içinde olan ve bu engeli kaldırdığımız zaman başkalarının engellerini de kaldırabileceğimiz anlatılıyor.

Şarkı sözü yapıp, beste yapmaya başladığım dönemde televizyonlarda kadının göbeğinden zeytin yiyen şarkıcılar vardı! Gerçi sonraları “Yaptığım yanlıştı özür dilerim” dediler, ama ne kadar samimiler bilemiyorum. O zaman kendi kendime “Ben de acaba böyle bir adam mı olacağım?” diye düşündüm.

Benim için müzikte içerik önemli. Üretken olduğunuzda, böylesine zengin topraklarda yaşadığınız zaman ister istemez bunun zenginliğini yaşıyorsunuz. Bir gün efkarlanıp alaturka, bir başka gün folk ya da rock müzik üretebiliyorsunuz. Hal böyleyken değişik çeşitliliği olan bir tarz yaratabiliyorsunuz.

Işığın ve cismin olduğu her yerde gölge vardır ve bu doğaldır. Gölge karanlık değil, ışığın eksikliğidir. O yüzden eksik yanlarımızla yüzleşmeli ve bizi ışığa götürmesine izin vermeliyiz. Unutmamalı ki ikisinin de varacağı yer aslından öte değildir. Yeter ki gölgemiz kendi gölgemiz olsun!

Kimileri müzikal kimliklerini yaşatmak için kimiler para kazanmak için müzik yapıyor. Ben insanlarla gönlümdekini paylaşmak istiyorum. Tabii ki para gelirse daha iyi projelerle dönebilme imkânımız oluyor...

Benim için müzik, vahdetle kesret arasındaki köprüdür. Ben niye hediyeli bir adamım? İşte bu yüzden, hayatın bana verdiklerini geri vermek istiyorum. Bana vermedikleriyle çarpışmak yerine dünya haliyle ahiret hali arasındaki dengeyi kurmak ve kendimi zenginleştirmek amacım. Benim imtihan edildiğim şey bu. Önemli sözleri kullanarak onu yıpratmak değil.

Çanakkale şehitliğinde gördüğüm manzara şuydu. Şehit olanlar arasında 55 yaşında, 30 yaşında, 20 yaşında, 18 yaşında, 15 yaşında ve 10 yaşında da insanlar var. O insanlar bu ülke için canlarını vermişler. Biz bu ülkede yaşıyorsak o insanlar sayesinde yaşıyoruz. O yüzden bu ülkeye borçlu hissediyorum kendimi.

Liste
Yükleniyor…