Bazen kadınlar zaafları ile iftihar edip, erkeklerin zaafları ile oynayarak güç kazanırlar. Fakat geçici kazançlar için erdemin ve bir saatlik başarı için yaşamın saygınlığı feda edilir.
- Henüz kategori yok.
-
Erbaaspor - İnegölspor Maçı: Tarih, Saat ve Canlı Yayı…08.11.2025
-
Süper Lig: Trabzonspor - Alanyaspor Maçı Öncesi Son Du…08.11.2025
-
Yasemin Ergene'nin Boşanma Sonrası Yeni Yaşamı: Sosyal…08.11.2025
-
Girona Küme Düşme Hattından Çıkış Arayışında: Alavés M…08.11.2025
-
Adanalı Genç İş İnsanı Mehmet Hanifi Kalo Hayatını Kay…08.11.2025
-
Irmak Ünal'dan Kanserle Mücadele Sürecine Dair Samimi …08.11.2025
-
Schalke ve Elversberg Zirve Yarışında: Gençler Sahne A…08.11.2025
-
Premier Lig'de Büyük Heyecan: Tottenham - Manchester U…08.11.2025
-
Şanlıurfaspor'dan PFDK Kararına Sert Tepki: İtiraz Red…08.11.2025
-
Gaziantep'te Umre Yolcusunu Karşılamaya Giden Aile Tra…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Mary Wollstonecraft
Çocukluktan itibaren, güzelliğin kadının hazinesi olduğu öğretilince zihin bedene göre biçimlenir ve altın işlemeli kafesinin içinde dolanarak yalnızca hapishanesini sever.
Hakim kanat tarafından kadının içine düşürüldüğü bayağılığın, endişelerin, üzüntülerin çeşitliliğinin izini sürmek, bitmeyen bir görev olacaktır.
Erkeklerden bir ölçüde bağımsız olana dek, kadınların erdem sahibi olması beklenemez; Bağımsızlaşmadıkça, onları iyi eşler ve anneler yapacak gücü kendilerinde bulamazlar. Mutlak olarak kocalarına bağımlı oldukları sürece kurnaz, ikiyüzlü ve bencil olacaklardır.
Artık kadınların yaşam tarzında bir devrim gerçekleştirmenin zamanı gelmiştir. Kadınlara yitirdikleri onurlarını geri vermek ve insan soyunun bir parçası olarak dünyanın dönüştürülmesine katkıda bulunmalarını sağlamak için geç bile kalınmıştır.
Yazık ! İnsanlar neden niteliklerini hayvanlarda görülenlerden üstün tutup böbürlenirler, bu onları sadece daha bağımlı varlıklar yapar. Güdülerimiz yalnızca açlık, susuzluk ve arzusuyla sınırlı olsaydı, hemen hemen özgür olabilirdik.
Servet sahibi bir insan, erdemli bir insandan daha fazla saygı görüyorsa, insanlar erdemden önce servet peşinde koşacaktır. Akıllarına değil, güzelliklerine ilgi gösteriliyorsa, kadınların zihinleri ekilmemiş topraklar olarak kalacaktır.
Kadının zihni onun güzelliğine tercih edilmedikçe, düzgün bir eğitim sistemi de asla kurulamayacaktır. Aptal ve cahil bir kadının iyi bir anne olmasını beklemek, devedikenlerinin incir vermesini beklemeye benzer.
İnsanlar görevlerini bir yana bırakıp kendilerini dine verdiler diye, bu dünyada yaşadığı hayal kırıklıklarını, gelecek bir dünyada hayali şatolar inşa ederek telafi etmeye çalışıyorlar diye ahlaklı olmazlar.
Eğer bir toplum bireylerinin yarısı köle konumunda tutuyorsa, bir toplumda yaşayanların yarısı öteki yarısının kölesiyse, o toplum özgür toplum olamaz, o toplum uygarlaşamaz.
Haksızlığa sabırla katlanan ve hakaretlere sessizce göğüs geren bir varlık kısa zaman içinde adil olmaktan çıkacak, doğruyu yanlıştan ayıramaz olacaktır.
Erdem ya da anlayıştan yoksun kadınların yüceltilmesine son verilmedikçe, saflığın erkekler dünyasında da asla hakim olamayacağını söylüyorum.
Kadınların düşünceleri hep kendilerine odaklanır; Böyle bir durumda en çok değer verdikleri şeyin kendileri ve görünüşleri olmaları şaşırtıcı mıdır?
Bir insanı barbarlığa mahkûm ettiklerinde, onun her an acımasız bir canavar olarak karşılarına çıkabileceğini de göze alıyorlar demektir.
Tüm insanlar kendilerinin üstündeki sınıfın yaşam tarzına sahip olmak isterler; bu hırs beraberinde yalnızca kötülük getirebilir.
Eğitimde öğretilmesi gereken son şey, genç insanların, kadınlar ve erkekler olarak birbirleriyle nasıl ilişki kuracakları olmalıdır.
Saygınlık mülkiyete göre gösterildiğinden, bir sınıf diğerini ezer; Mülk de bir kez edinildiğinde, yetenekleri ve erdemi ezer.
Yoksulluğun kötülükten daha fazla utanç veren bir özellik olduğu bir toplumda ahlak diye bir şeyden söz edilebilir mi?
Yakınlık, uzaklıktan daha sıkıntılıdır. Çünkü her yakınlıkta kaybetme korkusu, uzaklıkta ise kavuşma ümidi vardır.
Çocuklar annesiyle babası arasında bir arkadaşlık ilişkisi kurulmadıkça, hiçbir zaman doğru şekilde eğitilemezler.
Kendine ait hiçbir şeyi olmayan bir varlık nasıl cömert olabilir? Özgür olmayan bir varlık nasıl erdemli olabilir?
İnsanlar genel olarak akıllarını önyargılarını söküp atmak için değil, onları meşrulaştırmak için kullanıyorlar.
Kadının zihni onun güzelliğine tercih edilmedikçe, düzgün bir eğitim sistemi de asla kurulamayacaktır.
Yaşamdaki kötülüklerin çoğu, anlık hazların gereğinden çok fazla uzatılma arzusundan kaynaklanır.