Kemal Sayar

Düzenli olarak sevdiklerimizle yüz yüze içten sohbetler yapabilmek, muhtaca ve âcize el uzatmak, edebiyat, sanat ve müziğin açtığı manzarada güzellikle hemhâl olmak, ibadet ve tefekkür edebilmek, tabiata açılabilmek için fazla mesaiden, yol trafiğinden, boş insanlardan ve boş konuşmalardan, televizyon ve ekran karşısında sürüklenmekten söküp geri almalıyız zamanımızı. Başkalarının yaşadığı gibi yaşamak zorunda değiliz. Bizim asli vazifemiz; sadece bize emanet edilmiş kendi özgün biricik hayatımızı ifa etmek.

Sosyal medya insanların çok kolaylıkla –mış gibi davranabildiği bir mecra. Orada olduğumuz gibi değil, olmak istediğimiz gibi davranıyoruz. Aslında kişiliğimizde göstermek istediğimiz tarafları yansıtıyor ya da kendi kişiliğimizi cilalatıp parlatıyoruz. Kimlik egzersizi gibi herkes kendinin ne olabileceğini biraz orada göstermeye çalışıyor. Kendimize ait hayallerimizi, ümitlerimizi ve beklentilerimizi oraya yansıtıyoruz. Göründüğümüz kadar var olduğumuzu zannettiğimiz bir çağda yaşıyoruz.

Mutluluk, yetinmeyi bilmekle olur. Mutlu
lık, andan zevk almayı bilmekle olur. Mutluluk, dostlara yeterince zaman ayırmayı başarmakla olur. İnsan sevdiklerine iyi zaman ayırırsa, sev
diklerini yeterince severse, sosyal ilişkilerini derin ve geniş tutarsa, mutlu olma ihtimali ar
tar. Mutluluk, insan bir anlam duygusuna sahip olduğunda olur. Niçin yaşadığını, hayatını ne
yin aydınlattığını bilirse insan daha fazla mutlu olacaktır. Bu dünyada neden var olduğu bilinci, mutluluğa götürür.

Liste
Yükleniyor…