Küba Devrimi ve Viet Kong bize gösterdiler: bunu yapmak olanaklıdır; kapitalist yayılmanın dev boyutlardaki teknik ve ekonomik gücüne karşı direnebilecek ve bu gücü caydırabilecek bir ahlak, bir irade ve bir inanç vardır.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Herbert Marcuse
Toplumsal ve siyasal düşüncenin bu kuramı [Marksizm] bir kenara atılmıştır ama yok edilememiştir. Kendiliğinden gelen tepki ile değişiklikler kaçınılmazdır.
Uygarlığın doğurduğu güçlüklerin parça parça ve sürekli biçimde yönetilmesi yoluyla ahlaki ve siyasal açıdan ayakta kalmak imkansızlaşır. Köktenci seçenekler göz ardı edilmemelidir.
Özgürlük yoluyla özgürlük vermek evrensel yasadır. Düzen, ancak ve ancak bireyin özgür doyumu temeli üzerine kurulur ve ayakta kalırsa özgürlüktür.
Liberal ve demokratik görünen yönetim kendisini, büyük ölçüde, görünmeyen despotizme barınaklık ederek uygarlığı yok ederek ayakta kalır.
(...) Bunu [uygarlık sorununu] aşmak olanaklı ve zorunludur, öğelerin kendilerinin ve etkilerinin köktenci bir biçimde dönüştürülmesiyle gerçekleştirilir.
Devrim; yönetim, etkenlik, baskı, şiddet gerektirir. Ütopik estetik durum ise düzenini hepten farklı bir biçimde kuracaktır.
Düzen, orantı, uyum... baskı güçlerinden arındırılmış, kurtarılmış, özgürleştirilmiş bir dünyanın düşüncesi, düşünceleştirilmesi... Bu doyumun, rahatın dinginliğidir: şiddetin sonudur; sürekli yenilenen umut, dünyanın şimdi farklı olabileceğinin umududur.
Eleştirel düşünce yok olmaz, ama yeni bir biçime kavuşur. Akim çabalan yerini Loplum teorisine ve toplumsal pratiğe terk eder.
Felsefe, içinde aklın gerçeklik kazandığı bir dünya görüşü formüle etliğinde kendi sonuna ulaşmaktadır.
Özgürlük ancak ve ancak bireyin özgür doyumu temeli üzerine kurulur ve ayakta kalırsa özgürlüktür.