Zeki insanlar hep dertlidir. Zekâ iyi bir şey değil. Beyin sürekli analiz halinde… Biri sana bir hareket yaptığında ne amaçla yaptığını anında anlayıp kendine mis gibi dert ediniyorsun. Ama aptallara bak, dünyadan haberleri yok. Bu hayat aptallara güzel, zekilere zindan.
- Henüz kategori yok.
-
Girona Küme Düşme Hattından Çıkış Arayışında: Alavés M…08.11.2025
-
Adanalı Genç İş İnsanı Mehmet Hanifi Kalo Hayatını Kay…08.11.2025
-
Irmak Ünal'dan Kanserle Mücadele Sürecine Dair Samimi …08.11.2025
-
Schalke ve Elversberg Zirve Yarışında: Gençler Sahne A…08.11.2025
-
Premier Lig'de Büyük Heyecan: Tottenham - Manchester U…08.11.2025
-
Şanlıurfaspor'dan PFDK Kararına Sert Tepki: İtiraz Red…08.11.2025
-
Gaziantep'te Umre Yolcusunu Karşılamaya Giden Aile Tra…08.11.2025
-
Premier Lig'in Zirve Yarışında Tottenham-Manchester Un…08.11.2025
-
Hull City, Portsmouth Karşısında Evinde Galibiyet Arıy…08.11.2025
-
Sakaryaspor - Serikspor Karşılaşması Öncesi Son Durum …08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Haluk Bilginer
Hissetmediğin, anlamadığın şeyi yapamazsın. Ha yaparsın yapmasına ama, onun adı artistlik olur.
Oyuncunun er meydanı tiyatro sahnesidir. Tiyatro sahnesinde arada hiçbir aracı olmadan seyirciyle baş başa kaldığı yerde aktör, aktör müdür değil midir anlaşılır.
Yaşlandıkça 500 TL’lik saatin ve 30 TL’lik saatin aynı şeyi gösterdiğini fark edeceksiniz. Bir milyonluk ev ile yüz bin liralık ev aynı yalnızlığı barındırır. Materyalist şeylerde gerçek mutluluk bulunmaz. Gerçek mutluluk, sevgi ve kahkahadan geçer.
Müşteriyi kazıklamanın “ticari zeka”, halkı sürekli kandırmanın “siyasi zeka”, ambulansın arkasına takılmanın “pratik zeka”, şike yaparak kazanmanın “sportif zeka”, iyi niyeti suistimal etmenin “kıvrak zeka“ olarak algılandığı bir ülkenin zekaya değil, ahlaka ihtiyacı vardır.
Anılarımı yazmak için erken diyorum. Henüz dokuz yaşındayım. İleride belki. Büyüdüğümde düşünebilirim. Zaten meramını sahnede anlatan biriyim. Kendimden bahsetmek de çok sıkıcı geliyor bana. Oturup yaz derseniz ben "okuryazar" değilim. Sadece okurum.
Yuva kurarsın, boşanmanı beklerler. İş kurarsın, batacağın zamana iddiaya girerler. Birisiyle ortak olursun, kesin ayrılırlar derler. Başarırsın, acemi şansı, kazanırsın, babadan kalmıştır, yükselirsin, torpili vardır derler. En sonunda düşersin, ee biz demiştik, derler.
4 yılda mezun ol, 2 senede bir iş bul, ruh ikizim diye kendini kandırdığın birini bulup evlen, kira öde, çocuk yap ve uykularını mahvet, 10-15 yıl içinde şanslıysan bir ev al ve hafta sonunu İkea'da geçir, yaşlanınca katalogtan lanet bir hastalık seç ve öl.
Biliyor musunuz adını teninize dövme yaptıracağınız tek varlık çocuğunuzdur aslında. Eş, sevgili bunlar zaman içinde değişime uğrayabilir, biter, unutulur. Gider. Ama evladınızın adını pişman olmadan yaşadıkça derinizde taşıyabilirsiniz.
Erkeğin rahmi olsaydı Doğurabilseydi Bu dünya çok daha Mutlu bir dünya olurdu; Savaş falan olmazdı. Kadın doğurduğu için yaşamın, Kıymetini biliyor. Erkek yaşamın değerini bilmiyor Öldürmeyi kahramanlık sanıyor!
Sana değerli bir tavsiye vereyim mi? Boş ver mükemmel olmayı, gerçekçi ol. Boş ver gösterişli olmayı, sade ol. Boş ver sahip olmayı, özgür ol. Boş ver herkesi mutlu etmeyi, kendin ol. Ve boş ver haklı olmayı, mutlu ol.
İnsanların en büyük yanılgısı vazgeçilmez olduklarını düşünmeleri. İş yerinde olsun, sevgili ilişkilerinde olsun her şeyde. Oysaki öyle bir unutulursun, öyle bir yerin dolar ki, oturur sen kendi varlığını sorgularsın.
Bana kalırsa insanlar sadece öğlene kadar çalışmalı. Öğleden sonra da dere kenarına gidip, resim yapmalı, felsefe yapmalı, tartışmalı. İnsanlık ancak böyle gelişir zaten insan 70 sene bir ev almak için çalışır mı?
Korku çok insani bir duygudur. Korkmayan aptaldır zaten. Ben de korkuyorum ama korkak değilim. Cesaret korkuya rağmen bir şeyin üzerine gitmektir. O yüzden cesur olmak zorundayız.
Tiyatro hayatın aynası değildir. Ayna, aynısını aksettirir çünkü. Aynısını göstereni ben ne yapayım? Aynanın göstermediği şeyi ortaya koymaktır önemli olan. Tiyatro bunu yapar.
Yok haksız tahrik, yok iyi hal. İndire indire bir madalya takmadıkları kalmış sana. Her zamanki gibi gereği düşünülmüş de gereği yapılmamış o mahkemede.
Sahnede aktris-aktör görmeye tahammül edemiyorum. Sahnede asıl olan insan çünkü. İnsan lazım bize. Bedeniyle, nefesiyle her şeyiyle oynayan.
Kadınlara göre erkekler güvenilmez. Erkeklere göre kadınlara güvenilmez. Ulan biri de çıkıp demiyor ki, cinsiyetle alakası yok, şahsiyet meselesi!
Hep bir başka şeyi öğrenerek başka bir şeyi denemek ve tam olarak öğrenemeden ölüp gitmek. İşte bu yolculuğun büyüsünü seviyorum ben.
Sevişmek gibidir tiyatro. Sevişmenin modası geçmeyeceğine göre tiyatronun da bir gün eskiyip unutulacağını sanmıyorum.