Bir sektörde ne kadar oyuncu (rekabet) olursa, tüketici (vatandaş) için o kadar kalite, ucuzluk, seçenek demektir. Serbest piyasa ekonomisi, piyasaya girişin serbest olduğu ekonomidir.
- Henüz kategori yok.
-
Girona Küme Düşme Hattından Çıkış Arayışında: Alavés M…08.11.2025
-
Adanalı Genç İş İnsanı Mehmet Hanifi Kalo Hayatını Kay…08.11.2025
-
Irmak Ünal'dan Kanserle Mücadele Sürecine Dair Samimi …08.11.2025
-
Schalke ve Elversberg Zirve Yarışında: Gençler Sahne A…08.11.2025
-
Premier Lig'de Büyük Heyecan: Tottenham - Manchester U…08.11.2025
-
Şanlıurfaspor'dan PFDK Kararına Sert Tepki: İtiraz Red…08.11.2025
-
Gaziantep'te Umre Yolcusunu Karşılamaya Giden Aile Tra…08.11.2025
-
Premier Lig'in Zirve Yarışında Tottenham-Manchester Un…08.11.2025
-
Hull City, Portsmouth Karşısında Evinde Galibiyet Arıy…08.11.2025
-
Sakaryaspor - Serikspor Karşılaşması Öncesi Son Durum …08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Cem Toker
“Serbest Piyasa Ekonomisi” koruma altına alınmış tekelin tüketiciyi öpmesinin serbest olduğu piyasa değil, daha çok rekabet, ucuzluk kalite gelsin diye “piyasaya girişin serbest olduğu“ ekonomik anlayıştır.
Devleti yönetenler milletin karnını doyurmaz. Millet; alın terinden verdiği vergilerle, devleti yönetenlerin karnını doyurur. Nokta..
Ekonomik kriz demokrasilerde farklı seçim sonuçları çıkarır. Siz ekonomik krizden Aliyev’in, Maduro’nun, Mübarek’in, Mugabe’nin seçim kaybettiğini duydunuz mu?
Bu coğrafyada (Orta Doğu) korkuyla, baskıyla, despotlukla, hile hurdayla sittin sene gücü elde tutmaya "siyasi istikrar" denir. En büyük örnekleri Hüsnü Mübarek, Esad, Aliyev ..
Diktatörler seçim yaparlar ama kaybetmezler. Hüsnü Mübarek gibi, Sisi gibi, Putin gibi, Esad gibi, Aliyev gibi, Maduro gibi. Seçim kaybeden diktatör bilen varsa yazsın, öğreneyim.
Dünyada 190 kadar ülke arasından, hiçbiri, ama hiçbiri, Türkiye gibi ülkenin sınırlarını kayıtsız şartsız açıp, kim olduğu, ne olduğu belli olmayan milyonlarca şaibeli insanı içeri almaz. Yasalarımıza göre bu karar kesin suçtur. Ve bu kararı verenler çok ağır suç işlemektedirler.
Ekonomik saldırı, maldırı yok.. Adam (Güney Kore) borç aldığı paralarla Samsung, LG, Hyundai, Kia markalarını yarattı. Sen Simit Sarayı, Kahve Dünyası, Tatlıses Lahmacunu yarattın. AVM, gökdelen, rezidans, saray yaptın. Trilyonluk Mercedes’e çerez dedin.. Çuvalladın. Nokta!
Coğrafya değil, attığın oy kaderindir. Coğrafya kader olsa; bir Kuzey Kore'ye bak bir Güney Kore'ye bak. Bir Türkiye'nin Ege sahillerine bak, bir Yunanistan'ın Ege sahillerine bak. Bir Mısır'a bak, bir İsrail'e bak.
Yöneticisine “reis” denilen ülke, demokratik de olamaz, hukuk devleti de olamaz, huzur içinde de olamaz.. Nokta!
Türkiye’de vatandaş ile siyasetçi arasında ahlaksız bir antlaşma vardır. Sen benim kaçak; ruhsatsız, malzemeden çalınmış, çürük binama dokunma, görmezden gel, ben de senin İndira Gandilediklerini görmezden gelip, oyumu vereyim. İşte fatura ortada..!
Bizimle “Kemalist” diye akıllarınca dalga geçen, yaylanın otuyla büyümüş liboşlar; Bir asır önce bile, “İlim, bilim, irfan” diyen bir kurucu lider varken, 21. yüzyılda sizler gibi “ kader , fıtrat” diyen Ortaçağ kafasının yanında mı duracaktık?
Türkiye gelişmiş bir ülke değildir. Türkiye gelişmekte olan bir ülke de değildir. Seçmenin ısrarla yaptığı seçimler ve talepleri nedeniyle Türkiye, gelişmemekte kararlı bir ülkedir.
Ticaret tüccarın işidir, tarım çiftçinin işidir. Belediyeler toz satmazlar, fırıncılık, lokantacılık yapmazlar. Bursa'da ve bazı diğer kentlerde olduğu gibi köfteci, işkembeci işletmezler. O işleri esnaf yapar.
Normal zekaya sahip bir insan olup biteni, dinlemeye takılanları, bakanların istifalarını, bilhassa Başbakan'ın 30 senelik dostu Erdoğan Bayraktar'ın açıklamalarını, Sayıştay raporlarını, yargıya apar topar gelen düzenlemeleri vs... yan yana koyarsa sonuçta pis kokuların geldiğini anlar. Bu iki kere iki dört kadar net.