Alev Alatlı

Roma hukukunun gözleri bağlı tanrıçası bize göre değil. Türkiye'de ve yurt dışında, bizim gözleri fal taşı gibi açık, koruyan, kollayan, ne olduğunu anlamaya çalışan hakimlere ihtiyacımız var.

Ey, Oğul! Çetelerin topluma hükümdar oldukları çöküş süreçlerinde eşrefi mahlûkat mertebesinin hakkını vermek zor zenaattır. Velâkin, gerçek şu ki, peşkire silinip kirli sepetine atılmış meni olmak da vardı. Düşün, neler çekmektedir dölleyebilmek için bir sperm bir ovumu. Varedilmiş olmanın mucizesini milyonların arasından sıyrılan o cengâver sperminden soracaksın atanın. Ve mademki, mucize gerçekleşmiştir ve varsın, vareldilmiş olmanın kıymetini bileceksin.

Ey, Oğul! Kahraman “kahr”dan türeme, kahramanlık konjönktürel. Görkemli törenlerle üstün hizmet madalyaları tevdi eden, umumun zihniyeti. Kahramanlığın hallerden bir hal, umumun ayran gönüllü olduğunu unutmayasın. Oysa yiğitlik içsel bir haslettir. Haysiyetliliktir, erdemliliktir, cesarettir, mertliktir; samimiyettir, sadakattir, vefadır. Üstün ahlâktır, kârsız sevgidir, ölçülü saygıdır. Dobra ama patavatsız değil, cömert ama savurgan değil, yürekli ama saldırgan değil, inançlı ama yobaz değil, içten ama ahmak değildir yiğit.

Ey, Oğul! Sen ki mustakbel bir babasın, hakim ahkâmın etlerini kılçıklarından ayırmasını öğrenmelisin. Mal, mülk, kılık kıyafet, itibar, sempoziyumlar, paneller göz kamaştırır. Sıkılmış yumruklar, keskin bakışlar, konserler, mitingler gönül çeler. Pop zihniyetin doğru saydığını nihai hedeftir diye belleme. Şaşaalı kabullerin kendi gerçeklerini karartmasına izin verme. Akranlarının aklına ille de uyma. Genelde kabul gören ahkâma saygılı bir mesafede dur. Haktan ayrılma, gerçeklerden kopma ki, hakikat sulpunun yolunu bulabilsin.

Liste
Yükleniyor…