Adolf Hitler

Zamanımızın züppeleri ve kalemşörleri şunu anlamalıdırlar ki bu dünyada olan bütün devrimler hiçbir zaman bir kez kalemin bayrağı altında yapılmamıştır. Kalemin burada görevi sadece devrimin teorik sebeplerini açıklamak olmuştur. Siyasi veya dini sahada büyük tarihi çağları harekete geçiren kuvvet, bilinen en eski zamanlardan beri, sadece ve sadece ağızdan çıkan esrarlı kuvvet olmuştur. Bir milletin büyük birçoğunluğu daima sözün gücüne inanır. Bütün büyük hareketler, insanı ihtiraslarının ve ruhi durumlarının yanardağ patlamaları gibi olmuştur. Fakat hiçbir zaman estetikçilerin ve salon kahramanlarının limonata kamışları bu işleri görememişlerdir.

Yirmi yıldan daha fazla bir süredir, Moskova’daki Yahudi Bolşevik Rejim, sadece Almanya’yı değil, bütün Avrupa’yı ateşe vermeyi amaçlıyor… Yahudi Bolşevik liderleri, sadece ideolojik yollarla değil, askeri yollarla da bizleri ve bütün Avrupa’yı yönetmeyi amaçlamakta… Bu Anglo-Sakson Yahudi savaş tüccarları ve Moskova’daki Bolşevik Yahudilerle yüzleşmenin vakti geldi.

Yaşlı bir insan olarak ölmeyeceğimi biliyorum. Kaybedecek fazla zamanım yoktur. Benim yerimi alanlar, benim kadar enerjik olamayacaklardır. Alınması gerekli, kaderimizi etkileyecek kararları alamayacak kadar zayıf bulunacaklardır. Bu nedenle, yaşadığım süreç içerisinde her şeyi benim yapmam gereklidir.

Yahudi, üstün ırk ile en bariz, en açık tezadı vücuda getirir. Dünyada başka bir millet yoktur ki, Yahudiler kadar beka içgüdüsü ile gelişmiş olsun. Bu iddianın en açık delili, bu ırkın günümüze kadar payidar kalmış olmasıdır. Son iki bin sene içinde, yeteneklerinde, karakterinde Yahudi milleti kadar pek az değişikliğe uğramış bir başka millet yoktur. Yahudiler kadar hiçbir millet büyük devrimlere karışmamıştır. Böyle olmakla beraber, insanlığı en büyük zararlara uğratan her türlü hareketten Yahudi en az zarar gören olarak çıkmıştır. Bu olaylar, Yahudilerin, büyük ve sonsuz inatçı bir yaşama iradesine sahip olduklarının ve ırklarının devamında büyük bir sebatla hareket ettiklerinin açık ve kuvvetli birer delilidir. Yahudilerin fikri melekeleri yüzyıllar boyunca gelişmiştir. Yahudi'ye bugün kurnaz denilmektedir. Fakat bir manada o her zaman kurnaz olmuştur. Yahudi'nin zekası gizli bir gelişmenin sonucu değildir. Bu zeka, yabancıların Yahudi'ye verdiği hayat dersinden faydalanmıştır.

Yahudi kaynağından çıkmış her iftira, bizim adamlarımızda onurlu bir yara açar. Yahudilerin en çok kötülediği kimse, bize daha çok yakındır veya daha çok bizdendir. Onların öldürücü bir nefrete hedef tuttukları kimse bizim en iyi dostumuzdur. Sabahleyin bir Yahudi gazetesini okuyup da, onda kendisinin iftiraya uğramadığını gören bir kimse, bir önceki yirmi dört saatinin boşa gitmiş olduğunu anlamalıdır. Çünkü vaktini iyi kullanmış olsaydı, Yahudi onun peşini bırakmayacak, onu kötüleyecek, kirletecek, ona iftira edecekti. Milletimizin, bütün insanlığın ve üstün uygarlığın bu öldürücü düşmanına karşı olan kimse, bu ırkın iftira ve düşmanlıklarına hedef olacağını bilmelidir. Bu prensipler, bizim taraftarlarımızın kanına ve iliklerine iyice işleyince, hareketimiz sarsılmaz ve durdurulamaz bir duruma gelecektir. Hareketimiz her araca başvurarak şahsiyete saygı duygusunu geliştirmelidir. İnsanî olan şeylerin hepsinin değerlerinin, şahsî değerde ve her iki fikir ve hareketin bir kimsenin yaratıcı kuvvetinin ürünü olduğunu hiçbir zaman unutmamak gerekir. Keza şu ayrıntı da unutulmamalıdır: Büyük olan bir şeye duyulan hayranlık, yalnız onun büyüklüğüne karşı bir minnettarlık borcunu temsil etmez, bu minnettarlığı duyanların hepsini birleştirip satan bir ilişki uzantısı olur.

Yahudi, hisseleri ayırmasını iyi bilir. Yahudi'nin yaptığı iyilik, bir tarlaya istemeden dökülen gübre gibidir. Amacı bundan da ayrıca menfaat elde etmektir. Dolayısıyla Yahudi kendini memnuniyetle feda ederken bile bundan dolayı bir kayba uğramaz. Ne enteresandır ki buna rağmen bütün dünyada, çok kısa bir zamanda Yahudi, bir velinimet gibi algılanır.

Yahudi gazetelerin saldırısına uğramayan, onlar tarafından kötülenmeyen ve rezil edilmeyen kişi ne iyi bir Alman'dır ne hakiki bir nasyonal sosyalisttir. Gerçek bir nasyonal sosyalist Alman'ın zihniyeti inancının mertliği, iradesinin kuvveti tam ve en doğru şekilde milletimizin can düşmanının kendisine karşı gösterdiği düşmanlıkla ölçülebilir.

Volga'ya ulaşmak istiyordum. Belli bir yerine, belli bir şehrine. Tesadüf eseri düşmanımın adını taşıyor ama sanmayın ki sırf bu yüzden oralara kadar gittim. Bambaşka bir isim de olabilirdi. Ne de olsa mütevazıyız. O şehri aldık biz, birkaç tane ufacık yer kaldı. Artık tek bir gemi bile Volga'dan geçemeyecek, işte önemli olan bu!

Versay Antlaşması'nı imzalayanların bakışları altında silahsız bırakılan ve hayatını sürdürmek zorunda olan milletimiz, içerideki düşman sürüleri yok edilmedikçe ve karakteri, yaradılışı itibariyle bozuk olan ve otuz altın karşılığında her şeye ve herkese hıyanet edebilen Yahudi güruhu temizlenmedikçe, teknikle hiçbir hazırlanma tedbirleri alamaz.

Toprak insanlar üzerine nasıl tesir eder­se etsin, bu tesirin sonuçları ona maruz ka­lan çeşitli ırklara göre değişik olacaktır. Hayat alanının verimsiz oluşu bir ırkı da­ha çok çalışmaya, büyük işler yapmaya sevk eden bir iğne olur. Bir başka ırka ise sefalet getirir. Milletlere gelecek dış etki­ler onlara kabiliyetlerine göre tesir eder. Bazılarını açlığa sürükler, bazılarını ise gayretli çalışmaya.

Toplum bir tek kuvvet karşısında eğilir. Yani zor kullanıldığında. Nasıl ki kadınlar zayıf olanlara baskı yaptığı halde, kuvvetli olanın karşısında diz çökerse; toplum da otoriteyi, her zaman zayıfa tercih etmiştir. Dolayısıyla toplum hoşgörü gösterildiğinde, buna saygı duymak yerine bunu istismara meyleder, ve bu her zaman böyle olmuştur.

Liste
Yükleniyor…