Yugoslav savaşları ayrıca Ortodoks dünyasının neredeyse oybirliğiyle Sırbistan'a arka çıkmak için birleşmesini sağladı.
- Henüz kategori yok.
-
Fransa Ligue 1'de Marsilya - Brest Maçı: Kritik Randev…08.11.2025
-
Mevsimlik Lezzetlerle Sonbahar Sofralarına Özel Risott…08.11.2025
-
Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi Hedefi ve Mali Zaferle…08.11.2025
-
Sevilla'dan Tarihi Zafer: 14 Yıllık Hasret Guadalquivi…08.11.2025
-
Suudi Arabistan Pro Lig: Al Fayha - Al Akhdoud Karşıla…08.11.2025
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Türk gericiliği ile Kürt gericiliğinin ittifakını önlemek ve Türk devrimciliği ile Kürt ilericiliğinin ittifakını kurmak, bu benim yürüyüş ilkelerimden ve en önemlilerinden birisidir.
Çocuklarına hırsızlığın kötü bir şey olduğunu dahi öğretememiş bir milletin, ‘medeniyet’ iddiası safsatadır.
İlk olarak Cihan Harbi'nin ihtimallerinden nasıl çıkacağımızı düşünmekle meşgul idik. Düşündüm ki bir Sovyet Rusya ile ve Anglo Sakson grubuyla karşısında bulunan grupla ayrı ayrı ittifak yapmak. Bu ittifak birine diğeri harbe tutuştukları zaman bir tarafla birlik olmak için değil bu ittifak onlar arasında yeni bir anlaşmazlık çıktığı zaman tarafsız kalmayı her ikisine şimdiden taahhüd ettirmekti. Zihnimde bunu tasarlamıştım bu politikayı takip etmeye başlamıştım. Bu tasavvuru engelleyen Sovyet Rusya ile başladığımız ve çok ümitli bir tarzda cereyan eden müzakerelerin Mareşal Stalin ve Molotov hükümeti tarafından ileri sürülen taleplerle kökünden ve tamamen ortadan kalkması olmuştur. Bu tasavvurdan eser kalmadı.
Birinci Cihan Harbi'nde Almanlarla beraber çalıştık. Anlaştığımız zamanlar oldu, çatıştığımız zamanlar oldu. Çok defa da Almanlar bizden şikayetçi olmuşlardır. Almanlarla münasebetlerimizin hususiyetini belirtmek için şunu işaret etmek isterim ki, Türk-Alman ittifakı içinde beraber çalıştığımız Almanların, Alman İmparatorluğu menfaatine bir takım hesapları vardı. Bilhassa Suriye'de ve Arabistan'da hususi bir politika güdüyorlardı. Bize, yüzümüze karşı açıkça söylediklerine göre, Ermenilere yapılan muameleden son derece kırılmışlardı. Almanların Araplara karşı politikası büsbütün başkaydı. Onlara hususi bir muamele yapıyorlardı ve aslında harbi kazansalardı, yani Almanların istedikleri ölçüde kesin bir zafer kazansaydılar, onlardan kurtuluş kolay olmayacaktı. Açıkça görünüyordu ki, Türkiye'ye gitmek üzere gelmemişler.
XIX. asırdan itibaren dünyadaki bütün kültürler Batı medeniyeti tarafından darbeye maruz bırakılmış, güdükleştirilmiş, üreme organları kesilmiş kültürlerdir. Bu kültürlerin içinde hareket edenler sadece şaşkın şaşkın bakmayı bilirler, uyuşamadıkları için.
Batı medeniyeti burjuvazinin başrolü kimseye kaptırmadığı, XVI. asırda dünyayı kolaçan etmekle heyecana boğulan yağmalama eğilimiyle başlayan, XVII. asırda Bilimsel Devrimi idrak eden ve Sanayi Devrimi'nin arkasından XIX. asırda kolonyalizmle biten biten bir medeniyettir.
Aklıselimi ve kalbiselimi çoktandır terk eden, Türkiye'nin tökezlemesi için çalışan şer ittifakı, halkı umutsuzluğa, paniğe sevk etmek için karanlık mahfillerin felaket senaryolarını dillendirmekten, terör unsurlarıyla birliktelik yapmaktan utanmayacak kadar alçalmıştır. Bu kapsamda İçişleri Bakanlığının Türkiye'nin bütünlüğüne kasteden terör örgütleri ile irtibatlı ve iltisaklı bazı kişilerin İstanbul Büyükşehir Belediyesinde işe alındığına yönelik tespit ve şikayetler üzerine kapsamlı bir teftiş başlatması yerinde ve değerli bir karardır. Daha önce PKK’nın kayyımı sözde belediye başkanlarının İçişleri Bakanlığınca görevden el çektirilmesinde görüldüğü üzere zillet ittifakının temsilcileri, gizli ortakları ve yancıları; mezkur teftişin önüne geçmek için kendilerini ve partilerini siper etmiş durumdadır.
Koca bir milleti ayağa kaldırmak için her şeyden önce fikir lazımdır. Millet fikri uyanmadıkça ilerleyemez ve zihniyeti değişmedikçe medenileşmek ve yükselmek yoluna giremez. Milletin haline aşina olmadıkça, millete hizmet mümkün olamaz. Her sanatın iyi yönlerini ve uygunsuz hallerini görüp, öğrenip milli zaafın neden ibaret ve milletin neye muhtaç olduğunu anlamak gerekir.
Zira barış, insanlar köşe minderlerinde yayılıp nefes alıp vermeyi dahi büyük gayretten bilsin diye değil, kâinatı anlayıp beşeri medeniyeti kâinatın özüne yakıştırmak için. Yok böyle olmayacaksa, harbi bile barışa tercih ederim.
Pakistan bir zamanlar Birleşik Devletler’in en ittifak halindeki müttefiki olarak bilinirdi. Şimdi ise en ittifak halinde olmayanız.
ABD, Türkiye gibi köklü bir imparatorluk ve medeniyet tecrübesi yaşamış bir ülkede, bazı "şeyler"in hala sürdüğünü; Türk toplumunun kimliğini, anlam haritalarını, kollektif hafızasını oluşturan temel dinamiklerin yok edilemediğini; Türkiye'deki sistemin meşruiyetini bu dinamiklerle kavgalı olmaktan almasının gelecekte Türkiye'deki dengeleri alt üst edebileceğini çok iyi biliyor.
Osmanlı İmparatorluğu'nun "durdurulması"ndan sonra, Türk elitleri, Türkiye'de hayalî bir Batılı toplum yaratmak amacıyla bir kültür ve medeniyet değiştirme projesi başlattılar.
Bugün Batı uygarlığının bütün dünyada hâkim olmasına rağmen, başka kültürlere, dinlere, medeniyetlere hayat hakkı tanımama güdüsüyle hareket etmesinin, kontrol ve kolonize edici bir davranış / saldırı biçimi geliştirmesinin başlıca nedeni, bütün fikrini yitirmiş olması, yani hayatı fizik gerçekliğe / tek boyuta indirgemesi, başka boyutları yoksayması, kısacası, parça psikozoyla hareket etmesidir.
Bu ülke, tavan’dan hukuk üzerinden laik kurumlar yoluyla, sosyolojik olarak da taban’dan laik eğitim sistemi vasıtasıyla kendi kendini sömürgeleştirdi. Böylelikle bütün medeniyet iddialarını terk etti. Böylelikle Müslüman kimliği yok olma tehlikesiyle karşı karşıya geldi. Böylelikle Batılıların Türkiye’yi fiilen işgal etmelerine gerek kalmadı: Batılıların işgal ettiklerinde yapacaklarını içimizdeki yerli sömürgeciler hukuk ve eğitim sistemi aracılığıyla yaptılar.