Yoksullaştırılan yığınların emeğinin ürününü, yüzyıllar boyunca kendilerine mülk edinen kapitalistler, yığınları mülksüzleştirmişlerdir. Sosyalizm, mülksüzleştirenlerin mülksüzleştirilmesidir.
- Henüz kategori yok.
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Makineler uzmanlaşmış emeğin isyanını bastırmak için kapitalistler tarafından işe koşulan silahlardır.
Sovyet düzeni, galiba bu bayların (kapitalistler) hoşuna gitmiyor. Kapitalist düzen de bizim hoşumuza gitmiyor. Milyonlarca işçi yoksulluk içinde yaşar ve açlıktan ölürken, bir avuç insanın masallardaki gibi bir hayat sürdüklerini bilmek de bizim hoşumuza gitmiyor!
Ben ne ulusalcı, ne Kemalist, ne sosyalistim. Müslümanım, kapitalizme karşıyım. Egemen kimse onu eleştiririm. Yanımda direnene itikadını sormam.
Kapitalizmin doğal ahlaksızlığı, nimetleri adaletsiz paylaşmasıdır; sosyalizmin doğal faziletiyse sefaleti eşit paylaşmasıdır.
Biz insanüstü ya da sınıf bilinçsiz kavramlardan kaynaklanan tüm ahlaki ilkeleri reddetmekteyiz. Biz bunların toprak sahipleri ve kapitalistlerin yararı adına işçilerin ve köylülerin kandırılması, aldatılması ve akıllarının bulandırılması olduğunu söylüyoruz. Ahlaki ilkelerimizin tamamen proletaryanın sınıf mücadelesi çıkarlarıyla ilişkili olduğunu söylüyoruz. Ahlaki ilkelerimizin kaynağı proletaryanın sınıf mücadelesi gerçekleri ve ihtiyaçlarıdır.
Marks kapitalizmi inceleyen, kapitalizmin işleyiş kurallarını ortaya koyan, kapitalizmin nasıl doğduğunu gösteren ilk insanlardan biriydi. Buradan hareketle doğan her şey ölür, o da kapitalizmi nasıl yeneceğimizi bizlere gösterdi. Marks ve diğer pek çok sosyalist, yaşadığımız bu hayatın bizler için kaçınılmaz olmadığını ortaya koydular.
İnsanlara bak köle gibi çalışıp kazandıklarını sefil gibi harcıyorlar, üstelik harcatanlar çalıştıranlar onları aynı zamanda, köleleştirdiniz mi sefilleştirirsiniz de...
Ekmeği elbiseyi işçiler yapıyor, ekini köylüler yetiştiriyorlar, sonra yaptıklarını kendi ürünü değilmiş gibi satın alıyorlar.
Hayvan özgürlüğü kontrolden çıkmış küresel bir kapitalist dünyada asla gerçekleşemez, bu yüzden sınıf tahakkümüne ve her türden hiyerarşiye yönelik daha büyük mücadelelerin bir parçası olmak zorundadır.
Stalin’in sosyalist kapitalizminde pek çok şey sona erdi. Doğrudan demokrasi bunların hepsi başarısızlığa uğradı. Şu anda kapitalizmin sınırlarını görüyoruz ancak bunun neyle değiştireceğimiz hakkında bir fikrimiz yok.
Kapitalist toplumda eğitim, pek doğal olarak, egemen sınıf olan burjuvazinin gereksinme ve isteklerine uygun olarak düzenlenmiştir...
Irzına geçilmiş kirletilmiş kanda yuvarlanan pislik akan; işte burjuva toplumun hali bu.
Sosyalizm, siyasal solun çoğunun hedefi, hâlâ aydınlanmış hayvan savunucularının hedefi, çünkü sosyalist bir sistem hayvan sömürüsünü ve cinayetini teşvik eden kâr teşviklerini ortadan kaldıracak. Sosyalist toplumlar, sosyalist toplumlar kapitalist toplumlar gibi öldürmek ve kişi başına düşen hayvanların yarısını tüketmek gibi, kapitalist toplumlardan çok daha insancıl olduklarını kanıtlar.
İnsanlığın en alt aşaması, bireyin diğerlerinden küçük bir ücret çukuruna emek vermek zorunda olduğu zaman yaşanır.
İlke olarak, doğal değer standardı, insan emeğidir ya da insanların, işe katılan birleşik kol ve zihin gücüdür.
Kişisel emekten doğan dağınık özel mülkiyetin kapitalist özel mülkiyete dönüşmesi, halen toplumsallaşmış üretime fiilen dayanan kapitalist özel mülkiyetin toplumsal mülkiyete dönüşmesinden kuşkusuz kıyaslanamayacak kadar daha uzun süreli, daha şiddetli ve çetin bir süreçtir. Birinci durumda, halk yığınlarının birkaç gasp edici tarafından mülksüzleştirilmeleri söz konusuydu; ikincisinde ise, birkaç gasp edicinin, halk yığınları tarafından mülksüzleştirilmeleri söz konusudur.
İşe fiilen başlar başlamaz, artık, emeği onun olmaktan çıkmıştır ve bunun için de bu emeğin şimdi işçi tarafından satılması söz konusu olamaz.
Baylar! Soyut özgürlük sözcüğünün sizi aldatmasına izin vermeyin. Kimin özgürlüğü? Bu, bir kişinin bir başka kişi karşısındaki özgürlüğü değil, sermayenin işçiyi ezme özgürlüğüdür.