Yıkıcı deprem bu sabah Türkiye ve Suriye'yi sallayarak yüzlerce insanın hayatını kaybetmesine ve çok daha fazlasının yaralanmasına neden oldu. Düşüncelerimiz Türkiye ve Suriye halklarıyla birliktedir. AB yardıma hazır.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Az önce Türkiye Cumhuriyeti, Suriye ve Orta Doğu'nun diğer bölgelerini vuran ve yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği büyük bir depremin yıkıcı haberini öğrendik.
Yıkıcı depremin trajik sonuçları ve can kayıpları nedeniyle Türkiye ve Suriye'ye en kalbi taziyelerimi sunuyorum.
Türkiye ve Suriye’de meydana gelen deprem -6 Şubat- sonucu hayatını kaybeden vatandaşların olmasından dolayı üzüntü duyuyoruz. Dost iki halka başsağlığı diliyoruz. Hayatını kaybedenlere rahmet ve yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Bu doğal afetin trajik sonuçlarıyla bağlantılı olarak size ve dost Türkiye halkına en içten taziyelerimi iletiyorum.
Son dönemde Cumhurbaşkanımızın liderliğinde dış politikada Suriye'de, Libya'da attığımız adımlar birçok oyunu bozdu. Bu dengeler bozulduğu için Türkiye'ye verilen tepkilerin şiddetini daha da artarak izliyoruz. Ama ne Suriye'de Barış Pınarı Harekatıyla attığımız adıma verilen tepkiler ne Libya'da yaptığımız anlaşmalar çerçevesinde verilen tepkilerin sertliği, bizim Doğu Akdeniz'deki haklarımızı koruma, muhafaza etme anlamındaki çabamızı hiçbir şekilde geriletmeyecek.
Barış Pınarı Harekatı, Kuzey Suriye'de bir terör koridoru hatta bir terör devleti kurmayı hedefleyen amaçları ortadan büyük oranda kaldırmıştır. Bu terör koridoruna çok ciddi bir darbe vurulmuştur.
Türkiye'nin güneydoğusunu vuran bu büyük deprem haberi derinden üzdü. Yaşanan can ve mal kayıpları nedeniyle kardeşim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve kardeş Türkiye halkına en derin başsağlığı dileklerimi iletiyorum.
İşin ilginç tarafı bu depremin yıkım gücü 12'dir. Böyle bir depremi Türkiye hiç görmedi, dünya da az gördü. 12, Mercalli Cancani eşelinin en son rakamdır. Daha ötesi yok. Çünkü Hatay'a gidiyorsunuz ne tarihi yapılar ne de herhangi bir yapı ayakta değil. Daha yüksek olmaz.
Bütün illerimizde 1443 deprem istasyonumuz var. Avrupa'da istasyon sayısı bakımından 2'nci sıradayız. Çok aktif şekilde ölçümlemeleri yapıyoruz. Bizim deprem takip yerimiz var. Orada da arkadaşlarımız 7 gün 24 saat çalışma ve çözümlemeler yapıyor. Anlık olarak herkesi bilgilendirmeye çalışıyoruz.
Dünya barışı, bölgesel istikrar, insanlık dramı veya soykırım, katliam, korsanlık, terör dediklerinde Türkiye üzerine düşen hassasiyeti gösterecek ve askerini gönderecek ama Türkiye’nin milli çıkarları ve güvenliği söz konusu olduğunda herkes sus pus kesilecek ve üzerine bir de Türk askerinin haklı ve meşru operasyonlarına laf edecekler... Kendileri sömürmek için Irak’ta, Suriye’de, Libya’da at oynatacaklar ama insanlık namına Türkiye’nin harekete geçmesini eleştirecekler...
Uluslararası alanda ise Türkiye'nin AB'ye girmesine kesinlikle karşıyım. Bu ülke Asya kıtasında bulunuyor ve 20'nci yüzyılın en büyük soykırımını yapmış. Bu yüzden bizim inşa ettiğimiz insan haklarına dayanan Avrupa'da yeri yok.
Burası acı çekmiş, savaş görmüş, savaş gören o nesillerin acılarını hala unutmadığı, çok önemli çatışmalara ve soykırımlara sahne olmuş bir bölge. Burada kalıcı barış ve istikrar için Avrupa-Atlantik kurumlarının şemsiyesi şart. Çok güçlü bir NATO üyesi olarak, Türkiye'nin de stratejik hedefi AB. Biz aslında Balkanların en büyük ülkesi olarak diyoruz ki; Balkanlarda ve bütün Avrupa'da kalıcı barışı ve dostluğu, ekonomik güçlenmeyi sağlamak için Türkiye ile bütün Balkanlar, AB üyesi olmalıdır. Balkanların ve Karadağ'ın AB üyeliğini bu sebeple istiyoruz. Biz, Karadağ'ın AB üyesi olmasını, en fazla Karadağ ve Balkanlar için istiyoruz.
Afrin'e yapılan askeri müdahale, ABD'ye açık bir mesajdır: Suriye'deki savaş sonrası düzen Türkiye'nin onayı olmadan gerçekleşmemeli ve herhangi bir şekilde Kürt kontrolü altında oluşturulacak bir yapılanma Türkiye tarafından kabul edilemez.
Şahsım, meclis ve Lübnan halkı adına Türkiye'nin bazı bölgeleri ve kentlerinde meydana gelen deprem nedeniyle hayatını kaybedenler için size ve halkınıza başsağlığı diliyoruz.
Bugün ülkemize karada ve denizde ikinci Sevr’i dayatmalarının da bu kuralla ilgili olduğunu gözden kaçırmamalıyız. Türkiye kendisini güçlendiren bu değişim, silkelenme sürecinden geçmeseydi şüphesiz yumuşak bir Sevr’e dönüş etabına sokulacaktı. Bunlar bize reform, AB üyeliği süreçleri diye yutturulacak, vatandaş ikna edilmeye çalışılacaktı.
Türkiye'nin AB'ye üyelik süreci aslında hiçbir zaman kapanmadı. Atışmaları bir kenara bırakırsak, Türkiye’deki bazı siyasi olaylar, Avrupa Birliği’nin bütünün de tereddütlere yol açtı. Bu üyelik mevzusunda Avrupa hep birlikte karar verecek. AB’de de birçok konuda pek çok bölünme oluyor ve böyle olduğunda da içeriden ve dışarıdan eleştiriler gelmeye başlıyor.
Obama karizmayı çizdirmeden bu darboğazı atlatabilir. Ama Erdoğan'ın işi zor. Çizilen karizması değil, doğrudan kendisi olabilir. Ve kendi derdine düşen ABD Başkanı'nın "halının altını" işaret etmesi zayıf bir olasılık değildir.
Türkiye bütün diplomatlar için son derece ilginç bir ülke ama benim için çok daha özellikli... Bir geçiş döneminde. Liberal ve modern anlamda geçiş sürecinde olan ülkeler beni daha çok çekiyor. Avrupa Birliği’ndeki kariyerim bana şunu gösterdi; AB entegrasyonu, aday ülkeler açısından değişimin motoru işlevi görüyor. Daha önce Doğu Avrupa ülkelerinde de bunu gözlemlemiştim. Türkiye’de değişimin sancıları yaşanıyor. AB süreci de nefretle coşku arasında gidip geliyor.