Yeryüzü, doğa'nın annesi ve de O'nun mezarıdır.
- Henüz kategori yok.
-
Erbaaspor - İnegölspor Maçı: Tarih, Saat ve Canlı Yayı…08.11.2025
-
Süper Lig: Trabzonspor - Alanyaspor Maçı Öncesi Son Du…08.11.2025
-
Yasemin Ergene'nin Boşanma Sonrası Yeni Yaşamı: Sosyal…08.11.2025
-
Girona Küme Düşme Hattından Çıkış Arayışında: Alavés M…08.11.2025
-
Adanalı Genç İş İnsanı Mehmet Hanifi Kalo Hayatını Kay…08.11.2025
-
Irmak Ünal'dan Kanserle Mücadele Sürecine Dair Samimi …08.11.2025
-
Schalke ve Elversberg Zirve Yarışında: Gençler Sahne A…08.11.2025
-
Premier Lig'de Büyük Heyecan: Tottenham - Manchester U…08.11.2025
-
Şanlıurfaspor'dan PFDK Kararına Sert Tepki: İtiraz Red…08.11.2025
-
Gaziantep'te Umre Yolcusunu Karşılamaya Giden Aile Tra…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Her şey, kendi varlığının içsel zorunluluğuyla, kendi doğasının ihtiyacıyla yaşar ve sürer.
Cesedimi o poşetle toprağa gömüp üzerine bir ağaç dikilmesini istiyorum. Mezar taşı isim falan istemiyorum.
Benim ölümden sonraki yaşamım burada. Neysem oraya gideceğim, zira ben toprağım. Toprak ülkemde, bir sıra havuca can verebileceğimi bilmek çok rahatlatıcı bir duygu.
Tüm duyarlı nesneler, aynı günde doğmuş benim gibi acı çeker, benim gibi ölürler. Kartal ödlek kurbanı üstüne çullanmış... Titreyen organları kanlı gagasıyla parçalar.
Yıkıcı güçler birçok bitkiyi yok eder, ama bitkiler yine de yeşermeye devam eder. Piramitler bir papatyanın dayanıklılığına asla ulaşamaz. Bülbüller Buddha'nın ya da İsa'nın sözlerinden önce de ötüyorlardı, onların sözlerinin unutulmaya yüz tutmasından nice sonra da ötmeye devam edecekler. Çünkü bu, ne vaazdır, ne öğreti, ne emir ne de baskı. Bu yalnızca şarkıdır. Ve başlangıçta Kelime yoktu, cıvıltılar vardı.
Ortaçağ'da insan, doğayı etkileyemediği ve kontrol edemediği için kendine güvenden yoksundu. Bitkisel bir yaratıktı. Tekelsi düzende ise insan, toplumu etkileyemediği ve kontrol edemediği için kendisine güven duyamıyor. İnsanı insan yapan nehrin akışını değiştirmektir; bunun için çaba ve ortak çaba gerekiyor. Ortak çaba başarıya ulaştığı ölçüde insan yükseliyor.
Her eylem bir bilgi akışı ya da radyasyondur. Mutlak cevabı vardır. Dağ çiçekleri bile habercidir. Titreşerek haber verirler, bu, bir haberdir.
Sıkıntı sıktığın zaman patlayan sivilce. Düşünmelisin sivilce, enine boyuna bütünce. Beter eder düşünce. Diz kapakların kanar düşünce, iblis dalga geçer kananla sertçe. Ben baktıkça ağaçlara, kalbimin kuşları konmak ister dallara. Önceden inanırdım ne yazık ki fallara. Onlarla yitirilen sahipsiz yıllara, derken elvedâ; bir dize daha karala.
Elbet bir gün başı dönecek dünyanın dönmekten. Ağzının suyuna batmışlar için henüz saat erken.
Aklı maçaya gelen görüntülerde çalmıştınız kalbimi. Kırmıştım annemi dahi. Bir özür vahi, bir ömür fânî. Ödemem zor bu bedeli ve ebedî.
Kurallarım yok ama saçlarımı kestirmem. Annem bazen sinirlenince "Saçlarını keseceğim!" der. Kesilsin istemediğimi bildiği için böyle korkutuyor işte.
Hedefim hayatımın mümkün olduğunca çoğunu doğa içinde geçirmek. Yani onun dışında büyük bir hedefim, hırsım yok. Ne kadar çok günümü, doğa içerisinde farklı ekosistemlerde geçirirsem o kadar iyi. En büyük hedefim de görebildiğim kadar farklı canlı türü görmek. Özellikle de kuşlar. Zaten dünyadaki kuş türlerinin yaklaşık dörtte üçünü doğada kendi ortamlarında gördüm, bu 7 bin 700 türden fazla kuş türü oluyor. Yani en büyük hedefim, yeni kuş türleri görmek, görüntülemek, gitmediğim farklı yerlere gitmek. Bir yandan da bilimsel olarak makalelere çevirip, bunları da halkla paylaşmak. Doğanın mümkün olduğu kadar farklı yerlerini ve canlıların korunmasını sağlamak. Ucu açık hedeflerim var. Her zaman yeni bir tür, korumayı isteyeceğim bir yer olacaktır.
İnsan her şeyi anlayabilir... Meltemin nasıl estiğini de, güneşte olup bitenleri de...Gel gelelim, kendisinden başka bir insanın burnunu neden başka türlü sildiğini bir türlü anlayamaz.
Kuru bir akağaç yaprağı kopmuş, yere düşüyor; hareketleri bir kelebeğin uçuşuyla aynı. Tuhaf değil mi? En kederli ve ölgün olan şey en neşeli ve canlı olana benziyor.
Vay canına! Bak aslan karınca yarı ölmüş bir sineği sürüklüyor. Sürükle kardeşim, sürükle! İnat etmesine bakma. Hayvan olarak durumundan faydalan. Sen acıma duygusunu duymayabilirsin, buna hakkın vardır. Bizim gibi duygularını ayaklar altına almıyorsun.
Biliyor musun, ne hatırladım ağabey? Bir gün rahmetli anneciğimle tartışmıştım: Annem bağırıyor, beni dinlemek istemiyordu. Sonunda ona beni anlamayacağını söylemiştim; biz farklı iki kuşağa aittik. Çok gücenmişti, ben de "N'apalım?" demiştim. "Hap acı yutmak gerekiyor." İşte şimdi de sıra bize geldi, bizim varislerimiz de bize siz bizim kuşaktan değilsiniz, acı hapı yutun diyebilirler