Yazarsam rahatsız ediyorum. Film çevirirsem rahatsız ediyorum. Resim yaparsam rahatsız ediyorum. Resmimi gösterirsem rahatsız ediyorum, göstermesem de rahatsız ediyorum! Rahatsız etme bende gelişmiş bir beceri.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Büyük yaratıcılar sıklıkla önceki kuşaklarında kalpazan, sahtekar, düzenbaz ve gözbağcı olan ailelerden çıkar.
Yaratıcı insanların paylaşımlarını takip etmek çok güzel. Sahte bir hayat vitrini olarak kullanılmasının yıkıcı etkileri oluyor.
Sanat yapıtı ne bir dehanın ne de toplumun ürünüdür. Sanatçı belli bir ortamda gözlerini açar. Tıpkı bir satranç oyuncusu gibi belli bir durumla karşı karşıyadır. Bu durum ondan bir davranış bekler. Her hamle (atılım), yani oynatılan her taş yeni bir durum yaratır, her yeni durum yeni bir davranışı gerektirir. Sanat tarihçisi, satranç oyuncusunu izleyene benzer. Sanatçının karşılaştığı durumu ve onun davranışını baştan sona izler. Sanat yapıtını, sanatçının ortamıyla hesaplaşmasına bakarak anlamaya, onunla iletişim kurmaya çalışır.
Sanatçı milli olmadan evrenseli aramaya başlarsa, bu uğraşın eserini ortaya koyarsa, bu bütün milleti ilgilendirir. O sanat eseri ile muhatap olan herkesin uğradığı yıkımın sorumlusudur. "Biz böyle bir sorumluluk kabul etmiyoruz" diyebilirsiniz. Zaten sorumluluk duyacak kadar sorumlu olsaydınız, ülkemizde "armut" tüketimi "şiir" tüketimini geçmezdi.
Kim mahkemeye veriliyorsa, hapis yatıyorsa, bir yerde yakalanıyorsa daha çok sanatçı oluyor.
Sonra yukarıda şıklıklarını ve boş kafalılıklarını saydığım zevat: memlekette sanatkâr yetişmiyor derler. Elbette ya… Yetişmez. Balkabağı değildir ki ekerseniz çıksın! Sanatkâr sizin akl-ü izandan ari [mantıktan uzak e.n.] kafanızın yetiştireceği şey değildir, o doğar istidadını gösterir, himaye edecek bir muhit bulursa orada büyür.
Meslekler içinde hiç sevmediğim tenekeciliktir; eğrilmiş bir tenekeyi, küçük çekiç darbeleriyle düzeltmeyi bir meslek edinmeyi hiç anlayamıyorum. Sesi veriminden kat kat fazla olan bir meslektir; en küçük bir yaratıcılık taşımıyor ve gelişmiş bir tenekeci bilmiyorum.
Toplum; devrimcilere, akıllı ve inatçı şizofrenler olarak bakıyor. Hep hapse koyuyor ve fırsat buldukça başlarını vücutlarından ayırıyor.
Mizahı kurumuş bir toplum aptallaşmaya mahkumdur. Aptallar mizah yapamazlar. Mizah yapmayanlar aptallaşırlar. Bu arada eklemek gerekiyor, solcu olamazlar.
Sezen Hanım ishal olmuş ama ne yazık ki Sezen Hanım'dan çıkanların hepsi beste olmuş. (2007)
Ülkemiz, sermaye birikiminden başka bütün birikimlerin reddedildiği bir yapıya dönüşmek üzeredir.
Bir okumuşum tam 15 sene sürece... Ve okulumu kırmışım, kırılmışım dünümde. Şimdilerde ezbere büyüdüğümü anladım, tekdüze. Bilgilerimi çöpe attığım defterlerimde bıraktım ve soru kâğıtları artık yok önümde, tıpkı sorulan sorulara cevap olamadığı gibi. Verilen cevaplara kayıtsız kalanım. Ben talanım, ortadayım, çevremde bu koca şehir; elimde dumandan ibâret bir zehir, kibirle yıkanan insancıklar ortasında binlerce çocukluğum, çantalarına koymak için bekliyor geleceğini. Ben işte oydum, şimdi buyum! Önümüze bakıp da yönümüzü bulamadık, gözümüzü açıp da yolumuza varamadık, sözümüzü tutup da ileriye adım atamadık, adımızı karaladık ama temize çıkaramadık. Atamıza rüsvâyız, şimdi ben soruyorum sayın hocam; pişman mısın? Gelecek sizin eserinizdir, ezbere nesiller yoldalar; kırmızıda geçtiler. Yeşili beklemeden meydanı boş bulan her hergele mengene oldu, ülkemi yedi âfiyetle beni de. Siz diplomasına imzalarınızı attınız. Şimdi yine soruyorum sayın hocam, pişman mısın? İmzâlarınız ateşe verdi kibritin torpilini ve yandı okul önlükleri. Üniformalarda saklanan büyük teröristleri yarattınız, kararttınız; 25 senedir beklediğim aydınlık geleceğimi, biraz abarttınız!...
Sürü insanının bütün kaygısı "sürüce ayakta durmaktır"; sürü teki pasiftir ve her türlü yaratıcılıktan yoksundur.
Doğu savaş halinde, batı her gün tedirgin, ekonomi boktan, ülke mülteci dolu, dindarı sapık; ama çok şükür yollarımız çok güzel.