Yaşamda öncelikler olmalıdır. Eğitimcilerin neleri öğretip neleri öğretmemesi gerektiğine kim ve kimler karar vermelidir. Savaşa dur diyen BM savaş tohumları ekilirken nerede? Önleyici sağlık varda savaşları önleyici eğitim neden yok? Halen birçok ülkede savunmaya harcanan kaynaklar eğitime ayrılan kaynaklardan çok fazla bu doğru değildir
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Belki kastedilen şu son Ömür boyu süren bir tartışmayı perçinleyecek şey; Şiddetten hiçbir şey elde edilemeyeceği ve edilemediğidir.
Siz bizi kentinize kabul etmezseniz yarın öbür gün kapınıza bir başçavuş dayanacak ve, "Vatan sağ olsun, başınız sağ olsun, evladınız gitti. Allah korusun." Böyle diyecek.
Bizim amacımız, sadece bir halkın başına gelebilecek en büyük kötülük olarak savaşa karşı çıkmak değil, Türkiye’nin statükosunu muhafaza etmesinin bizi ilgilendirmediğine, Rusya’ya gösteriş yaparcasına barış zamanı muazzam bir maliyete katlanarak bu ülke lehine yapageldiğimiz silah satışının azaltılabileceğine ve bu tasarrufun İngiliz imparatorluğunun vergi mükelleflerine yönlendirilebileceğine işaret etmektir.
LSD gözlerimi açtı. Beynimizin sadece onda birini kullanıyoruz. Gizli kısmı kullandığımızı düşünün! Eğer politikacılar LSD alsaydı bu tamamıyla yeni bir dünya anlamına gelirdi. Savaş ya da fakirlik ya da açlık olmazdı.
Dünyadaki silah birikimini kalemimizle yok edemeyiz, ama iki tarafça da savaş yöntemi olarak kullanılan boş laf yığınlarını allak bullak edebiliriz.
Birbirimizin çocuklarını öldürerek bu dünyada nasıl barış içinde yaşayabileceğimizi öğrenemeyiz.
Önce sussun bir silahlar. Ölüm sussun. Hayat konuşsun. Savaşın ölümü imzamdan, benimki de Barış’tan olsun.
Biliyorsunuz bazıları Başkan Bush gibi demokrasiyi ihraç etmek için başka yöntemlerle çalıştılar. Bunun için de bombaları kullandılar. Irak'ı bombaladılar. Onun silahlı kuvvetleri vardı. Ama dünyadaki insanların bir de silahsız kuvvetleri var. O silahsız kuvvetler bizleriz. Bizim silahımız bomba değil, bu ödüller. Keşke biz, Bush'tan önce davransaydık. O Irak'a bombaları yollamadan önce biz Irak'a ödüller yollasaydık. Ben onun için size şunu hatırlatmak istiyorum. Biz çok güçlüyüz gücümüzün kıymetini bilelim.
Benim ilk dileğim, insanlığın bu vebasının, savaşının yeryüzünden sürgün edildiğini görmektir.
"Barış istiyoruz" dediğimizde "Çıkarın ne?!" diye soranlar, öfkelenenler var. Bebekler kıyıya vurmasın diye barış istiyoruz.
Bir daha asla düşmanımızın olmamasını sağlayacak bir fikrim var, tabii bununla ilgileniyorsanız. Kimse bununla ilgilenmiyor mu? Bu bir tür ilginç teori ve tek yapmamız gereken bunun için kararlı ve azimli bir hareket. Dünyadaki tüm düşmanlarımızdan bir seferde kurtulabiliriz. İşte yapacağımız şey: Nükleer silahlara ve savunmaya her yıl harcadığımız parayı biliyorsunuz, trilyon dolarlar. Bunun yerine, bu parayı dünyadaki fakirlerin beslenmesi ve giydirilmesi için harcarsak - ki aslında silahlanmaya harcadığımız para insanların ihtiyaç duyduklarından kat kat fazladır - tek bir insan bile bu hareketin dışında kalmaz... bir kişi bile... ve dış uzayı keşfetmek için yarışırdık, birlikte, barış içinde, sonsuza kadar.
Kendi adıma, tüm silahların eşyalarıyla birlikte her şeyin cehenneme gönderilmesini diliyorum, onların sergilenmesi ve kullanılması için en uygun yer.
Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın! Barış değil, kılıç getirmeye geldim. Çünkü ben babayla oğlun, anneyle kızın, gelinle kaynananın arasına ayrılık sokmaya geldim. ‘İnsanın düşmanı kendi ev halkı olacak.’ Annesini ya da babasını beni sevdiğinden çok seven bana layık değildir. Oğlunu ya da kızını beni sevdiğinden çok seven bana layık değildir. Çarmıhını yüklenip ardımdan gelmeyen bana layık değildir. Canını kurtaran onu yitirecek. Canını benim uğruma yitiren ise onu kurtaracaktır.
Birbirlerini tanımayan, birbirlerinden şüphe eden kitlelerin bulunduğu yerde ne sulhüsalah yani barış, ne de onurlu bir eşitlik olur.
Barışın nimetlerinden her zaman yoksun kalan Türk ulusu, hiçbir kurtuluş umudu kalmadığını anlayarak varlığını korumayı ve maddi ve manevi kaynaklarıyla bağımsızlığını kazanmayı başarmıştır.
Bugün artık bu topraklarda savaş yok. Bu topraklar huzurun, güvenin ve barışın toprakları olmuştur. Tarihi Alan Başkanlığı olarak Gelibolu Yarımadası'nda, Çanakkale destanının yazıldığı bu topraklarda ecdadımızdan bize yadigar kalan ne varsa restore edip, ayağa kaldırıp ziyarete açmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Bütün halkları 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’nda Kürdü, Türkü, Alevi ve Sünni’si ile bir araya gelsin bu çok önemli, “Diyarbakır’da da kalenin etrafını dolduralım. Barış zincirini kuralım. Bunların hiç biri masal değil. Yeter ki halk gönülden istesin.