Müşterilere ne istediklerini sorup, sonra onların istedikleri şeyi yapmaya çalışamazsınız. Siz istedikleri şeyi hazırlayana kadar yeni bir şeyler isteyeceklerdir.

Ligde 19 takım var, sadece 5-6 takımdan oluşmuyor Şu ana kadar 42 gol attık. Bu takımlara çok gol atamadık ama her maç aynı önemde. Bir ayrım yapmıyorum. (Kendisine sorulan "Ligde ilk 5 sıradaki takımlara gol atmakta zorlanıyorsunuz" sorusuna verdiği yanıt)

EBay okyanustaki köpek balığı gibi. Biz ise Yantze Nehri'ndeki timsahız. Eğer okyanusta savaşırsak, kaybederiz. Ama eğer nehirde savaşırsak, kazanırız.

Eğer bilmediğin bir oyun oynuyorsan ilk hamleyi daima rakibine bırak.

İnsanların fikirlerinizi çalmasından endişe etmeyin. Fikirleriniz gerçekten iyise zaten kolay kolay sindiremezler.

Onlar [Apple] kovduğumuz kişileri işe aldılar. Hep Apple'a şakayla karışık "Tesla Mezarlığı" deriz. Tesla'da tutunamayanlar, Apple'da işe giriyor. Şaka yapmıyorum... otomobiller akıllı telefon veya akıllı saatlerden çok daha komplekstir. Foxconn gibi bir tedarikçiye gidip "Bana araba üret" diyemezsin. Ama Apple için kayda değer inovasyon yapma konusundaki sonraki adım bu. Yeni bir kalem ya da daha büyük bir iPad artık onları öne çıkartabilecek şeyler değil.

Küçümsenmek her zaman iyidir.

Musul alınmazsa, Diyarbekir verilir.

Anti-emperyalist mücadelenin merkezi artık Musul’dur, bunu söylüyorum. Bu nedenle, sorunumuzu Kandil Dağı’ndaki silahları susturmak olarak görenlerden, yolumuzu ayırıyoruz. ‘Silahların yönünü değiştirmemiz gerekmektedir’. Kuşkusuz, bu Amerika’ya karşıdır.

Türkiye, büyümezse küçülür.

Bu benim rapim, bu benim şiirim, bu benim derinim, bu benim bendim, bu benim eserim, bu benim ta kendim... Ta kendim… Ta kendim… Ta kendim...

Eğer yoksa fikir yönetilirsin ve başkalarının yönlerine karışırsın, işte o zaman başkalaşırsın.

Yaa demek şu futbol sahası kadar alanı 20 filo ancak koruyor da bizim koca İstanbul'u korumaya 1.5 filo yeter diyorsunuz ha!

Birinci Dünya Harbi'ne girdiğimiz günlerin birinde, büyük karargahta, benim gibi başka erkanıharp zabitlerinin de bulunduğu bir sırada Bronsart Paşa'ya sordum: Harp yapılıyor, ne olacak, kazandınız ne olacaksınız? Bu kadar büyük fedakarlığın karşılığı nedir? Belçika Belçika diye cevap verdi. Tekrar sordum: Belçika bu kadar fedakarlığı karşılayacak bir değer midir? Belçika'nın nesi var? Eti ne budu ne? Bronsart Paşa, Evet ufaktır, ufaktır ama çok değerlidir, dedi. Ben kendisini sıkıştırmaya devam ettim. Israrla kendisine soruyordum: Harpten sonra ne olacak? Nihayet baklayı ağzından çıkardı, Türkiye dedi. Bunu, Türkiye'yi kazanacağız, manasına söylediğini anladım. Fena halde çarpılmıştım ama, kendimi tuttum. Evet dedim, ne şekilde? Nasıl olacak? Beraber çalışacağız, cevabını verdi. Harpten sonra beraber çalışacağımızı düşünmüyoruz dedim. Bronsart Paşa niyetlerini daha çok açığa vuran bir cevap verdi ve dedi ki: Anlıyorum düşünmüyorsunuz ama kaç kişisiniz? Bu fikri devam ettirecek kaç kişisiniz? Varız kafi derecede, dedim.

Sen başkalarını örnek alma, sen örnek alınacak bir insan ol.

Düşenin dostu olmaz, düşmeyeceksin ama bazen düşürebiliyorlar.

Müzisyenlerin rekabeti, müzisyen olmayan sanatçıların rekabetinden çok daha asil ve yapıcı. Müzisyen olmayan bir sürü şarkıcının yaptığından daha iyi işler yapıyoruz.

Eskiden albüm mü vardı? Plağın bir yüzünde bir şarkı, öbür yüzünde bir şarkı olurdu. Salak mıyım ben, albüm yapayım? Hem para kaybı, hem de albüm doldurmalık şarkıya neden emek sarf edeyim? Ben hit olacağına inandığım şarkıyla çıkarım. Benden sonra herkes single yapmaya başladı. Daha sizin kitleniz yok, albümünüzü kim alır? Albüm yapacağına hit yap.

Ortalık öyle olsun ki, Farklı olduğumdan değil Varolduğumdan fark edileyim.

THY hepimizin üzerinde titremesi gereken bir hazine... Allah onu nazardan saklasın. Yoksa düşman çok... THY’nin bu başarısını kıskanan Batılılar rahat durmayacak. İstanbul Havalimanı’nın büyümesi ve devleşmesini çekemeyecekler. Çok uyanık olmamız lazım.