Yaptığım şeyler, kimse beğensin veya alkış alayım diye değil. Bu işi kendim için yapar, kendim için çalarım. O zaman daha kıymetli oluyor çünkü para için veya alkış için yapmıyorsun.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Her iyi şey yaptığımda, ‘Metin de benimle birlikte olsaydı burada şunu yakalayacaktık’ demişimdir yani. Şimdi bu adam Cumhuriyet döneminin en önemli oyuncularından biri bana göre, böyle bir adamın ortağı olmak müthiş bir şey kazandırıyor bir defa.
Başından beri içinde yöremin esintilerinin olduğu özgün bir Volkan Konak müziği yaptığımı söylüyorum.
Yetenekli insanların kişisel özgünlüklerinden vazgeçmeleri, Tanrı'nın bir hizmetçiye dönüşmesine benzer.
Sanat daha önce yapılmamış olanı ister, fakat sanatın olduğu her şey daha önce yapılmıştı.
Filmde üslupla ilgili beni özellikle etkileyecek herhangi yeni bir fikre rastlamadım. Bence üslubun özgünlüğüyle ilgili kafa yormak az çok faydasız bir şeydir. Yaratıcı bir zekaya sahip gerçekten özgün bir kişi eski üslupla çalışamaz, değişik bir şey yapar. Diğerleri üslubu daha ziyade yerleşmiş adetler olarak düşünür ve bu adetler dahilinde çalışmaya uğraşırlar.
Çamlıca’da sur içindeki camiler gibi büyük bir cami düşünüyorsak, bence yanlış. Orada yine 16. yy’daki camilere benzer bir cami yapacaksak yine yanlış... Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nde kendi mimarisini oluşturabilecek yeteri kadar insan var. Bunlar teşvik edilmeli. Biz hala kendi mimarimizi geliştiremeyip, yüzyıllar öncesine gidiyorsak, ya kabiliyetimizde ya anlayışımızda bir eksiklik var demektir. Tüm dünyanın ilgisini çekebilecek yapılar yapmak gerekir. Bugün Sinan kopyası bir cami yapmak bir marifet değil, zaten onun içindeki o uhrevi havayı yaratamayız. O ruhu veremeyiz.
Doğrudur. Eğer "kendi olmak" istemek, sürüden ayrılıp bir birey olmak, kendini bir sanat yapıtı yoluyla var etmek, kral çıplak demek bir ruh hastalığıysa, Fikret Muallâ da bir ruh , bir akıl hastasıydı.
Şimdiye kadar kimse bir kitabın değerini ödememiştir, yalnız baskı tutarını ödemiştir.