Yahudi, üstün ırk ile en bariz, en açık tezadı vücuda getirir. Dünyada başka bir millet yoktur ki, Yahudiler kadar beka içgüdüsü ile gelişmiş olsun. Bu iddianın en açık delili, bu ırkın günümüze kadar payidar kalmış olmasıdır. Son iki bin sene içinde, yeteneklerinde, karakterinde Yahudi milleti kadar pek az değişikliğe uğramış bir başka millet yoktur. Yahudiler kadar hiçbir millet büyük devrimlere karışmamıştır. Böyle olmakla beraber, insanlığı en büyük zararlara uğratan her türlü hareketten Yahudi en az zarar gören olarak çıkmıştır. Bu olaylar, Yahudilerin, büyük ve sonsuz inatçı bir yaşama iradesine sahip olduklarının ve ırklarının devamında büyük bir sebatla hareket ettiklerinin açık ve kuvvetli birer delilidir. Yahudilerin fikri melekeleri yüzyıllar boyunca gelişmiştir. Yahudi'ye bugün kurnaz denilmektedir. Fakat bir manada o her zaman kurnaz olmuştur. Yahudi'nin zekası gizli bir gelişmenin sonucu değildir. Bu zeka, yabancıların Yahudi'ye verdiği hayat dersinden faydalanmıştır.

Benzer Sözler

Biz, Rus bolşevizmini yirminci asırda Yahudilerin dünya hâkimiyetini ele geçirmek için bir teşebbüsleri saymalıyız. Başka dönemlerde de Yahudiler aynı amaca ulaşmaya giriştiler. Bu eğilim Yahudilerin benliklerine pek derin biçimde kök salmıştır. Başka milletler kendi cinslerini ve güçlerini geliştiren içgüdüyü izlemekten, kendi istekleri ile vazgeçmezler. Ancak milletleri dış şartlar böyle bir şeyle karşı karşıya bırakır. Yahudi dünya diktatörlüğüne yürüyüşünü ihtiyari bir feragat ile veya ebedi emelini kendi içine atmak suretiyle kesmez. O da ancak dış kuvvetlerle yolundan döner. Çünkü, ondaki dünya tahakkümü içgüdüsü, ancak kendisi ile birlikte sönecektir. Fakat ırkların âcizlerinin ihtiyarlık yüzünden ölmeleri, ancak kanların balistiğinden vazgeçtikleri zaman vukua gelir. Yahudi ise bu temizliği muhafaza etmek yolunu dünyada her ırktan daha iyi bilir. Demek ki, Yahudi kendi yolunda sürekli biçimde ilerleyecektir. Ta ki, karşısına başka bir kuvvet çıkıp da, gökleri kuşatmaya girişmiş olan Yahudi'yi pek büyük bir çarpışma sonunda cehenneme yollayıncaya kadar...

Dünyanın en tehlikeli düşmanıyla karşı karşıyayız. Savaşını gizli sürdüren bir düşmanla. Ancak onlar, yenilmez değillerdir. Biz, bütün toplumu ve imparatorluğumuzu ele geçirmek isteyen Yahudilerin terörist fikirleriyle mücadele ettik. 14 yıl boyunca, en zor koşullar altında. Onları nasıl Almanya'dan sürdüysek, bizi dünya çapında tehdit eden gücünü de yok edeceğiz!

Düşmanlarımıza bakarken, bir Yahudi arkasında hemen başka bir Yahudi görüyoruz. Yahudiler Roosevelt'in arkasında! Onun bizzat danışmanları Yahudilerden oluşuyor. Yahudiler, Churchill'in arkasında ve onu hep kontrol ediyorlar. Yahudiler, İngiliz-Amerikan-Sovyet basının arkasındaki kışkırtıcılardır. Yahudiler, Kremlin'in karanlık düşüncelerine saklanmış olan Bolşevizm'in gerçek sahipleridir.

Yahudi, hisseleri ayırmasını iyi bilir. Yahudi'nin yaptığı iyilik, bir tarlaya istemeden dökülen gübre gibidir. Amacı bundan da ayrıca menfaat elde etmektir. Dolayısıyla Yahudi kendini memnuniyetle feda ederken bile bundan dolayı bir kayba uğramaz. Ne enteresandır ki buna rağmen bütün dünyada, çok kısa bir zamanda Yahudi, bir velinimet gibi algılanır.

Şüphe yok ki, bu savaş, ya Alman halkının harap olması ile ya da Avrupa'da bulunan tüm Yahudiler'in yok olmasıyla bitebilir. Ben zaten 1 Eylül'de Reichstag'ta arz ettiğim üzere, bu tür sorunlarda aceleci davranmamak konusunda dikkatliyim. Bu savaş, Yahudilerin istediği gibi olamazdı, yani Avrupa'da bulunan aryan ırkının sona ermesi şeklinde. Düşündüklerinin tam tersine, bu savaş Yahudilerin ortadan kalkmasıyla son bulacaktır. Tarihte ilk defa... ilk defa yalnızca diğerleri kan ağlamayacak. İlk defa bu mücadelede Yahudilerin deyişi tatbik edilecek. Göze göz, dişe diş! Ve bu savaş büyüdükçe, antisemitizm de büyütecek. Bu sözüm, diğer kıtalardaki Yahudiler için de geçerli olacaktır. Yahudi karşıtlığı her kıtaya yayılacak! Yahudilere kin, her ailede ve her mahkûmda gözükecek. Ve sonunda Yahudilerin oynayabilecek bir rolü kalmayacak, en az bin yıldan beri.

Sadece kültürel ya da entelektüel olarak değil, siyasi ve ekonomik alanda da bütün önemli mevkileri ele geçirmişlerdi. Bu caniler (Yahudiler), Almanların bütün barış taleplerini reddettiler. Çünkü bu barış, onların kapitalist düzeniyle uyuşmuyordu.

Ne zaman bir tiyatro gösterisi, bir müzik abartılırsa Yahudi yapımı bir şey olduğunu görüyordum. Bunu abartanlar da Yahudilerdi. Birçok alanı ele geçirdikleri için tüm alanlarda birbirlerini kayırıyorlardı. Güzel bir Alman yapıtı 10 üzerinden 5 alamazken Yahudi yapıtları 10 alıyordu. Bu yüzden bir antisemitist olmaya karar verdim.

Dünya halkları çok yakında nasyonal sosyalizm kontrolündeki Almanya'nın diğer halkların düşmanlığını kazanmak istemediğini görecektir. Bir kez daha kahinlik yapacağım. Avrupa'nın içinde ve dışındaki Yahudi cemaatinin uluslararası finansmanı dünya halkları arasında bir kez daha dünya savaşına neden olacaksa, sonuç dünyanın Bolşevikleşmesi, yani Yahudi zaferi olmayacaktır. Ancak Avrupa'nın Yahudi ırkından temizlenmesini sağlayacaktır.

Teorik plana gelirsek, bu açılımlarımla, bir alt üst olma ortaya çıkmaktadır. Müslümanlar, Tanzimat'a karşıdırlar, peki neden, İkinci Mahmut, orduyu lağvettikten sonra, yeniçerilik ve dolayısıyla Bektaşilik ile iç içe, kaynaşmış, zengin Yahudilerin boynunu vurduğu için mi? İbraniyet, İkinci Mahmut ile birlikte, Türkiye'de Yahudi siyasal gücünün kırıldığını yazmaktadır. Kırılmıştır. En zenginleri ve bu arada Filistin Yahudilerine yardım komiteleri başkanları boğulmuştur. Şimdi açıklık budur. Peki Müslümanlar, neden İsmet Paşa'ya kızarlar? İsmet Paşa karşıtlığını da bir Sabetayist sendrom sayabilir miyiz? İlahiyat Fakültesi'ni açan odur, uygulayamadığı Varlık Vergisini çıkaran da odur. Çok sert toprak reformu tasarısına kim karşı çıktı, C. Oral ile E. Sazak, her ikisi de İbrani asıllı büyük toprak ağası idiler. Öyleyse yeniden bakmak durumundayız. İslamcı düşüncede şu vardır: Abdülhamit Siyonistlere yüz vermedi. Hayır, benim bilgilerim bunu göstermiyor.

Liste
Yükleniyor…