Benzer Sözler

İnanılmaz derecede ünlü bir insan olarak, -özellikle bu ülkede- belirli bir süreliğine sadece insanların onayı dahilinde istediğini yapabiliyorsun. İnsanlar senin üzerinden yaşıyor ve hem sen olmak hem de senin yaptıklarını yapmak istiyor. Ama bu hiçbir zaman böyle devam edemez, çünkü bazı şeylerin olması gerekiyor; Ortalıktan kaybolman, kendini tüketmen ya da kafandaki fikirlerin bitmesi lazım. Evlenip bir sürü çocuk yapman gerek ya da şişmanlaman filan lazım. İçki ya da uyuşturucu sorunun olmalı. Rehabilitasyona girip çıkman gerekir ki herkes sana acıyabilsin. Ya da en basiti kendini öldürmen lazım. Aslında bunların hiçbiri bana olmadığı için insanlar tüm bu “kariyeri bitti, şimdi kendisi de bitti, o başarısız” açıklamalarını yapıyorlar. Ama bunlar kulağa değerlendirmeden ziyade bir dilek gibi geliyor.

Hiçbir zaman tek bir film ile olağanüstü bir başarı kazanmadım. Benim şöhretim yavaş yavaş oluştu. Şimdi bana, başarılı bir yönetmen olduğumu ve birçok kişinin benim hakkımda iyi şeyler söylediğini söyleyebilirsiniz. Ama aslına bakarsanız hiçbir filmim tamamen pozitif eleştiriler almadı ve gişede çok büyük hasılatlar elde etmedi.

‘Bir ünlü olmanın dramı’... Evet böyle bir şey var. Sürekli cep telefonu ile fotoğraf çektirmek isteyenler, olduk olmadık yerlerde karşınıza dikilip sohbete tutuşanlar, bir yere gittiğinizde gözlerin size dönüp yandakinin kulağına fısıldamalar, bir de buna sosyal medyada teşhir edilmeyi eklerseniz kolay iş değil. Geçen gün Newsroom dizisinin ünlü bir oyuncusu ile bir kafede karşılaştığımda bunları düşündüm. Zaten bunları düşündüğüm için de yanına gidip konuşamadım ya.

Tekelli düzen, insanın yazgısının, kendi elinde olmadığını yaymaya dayanıyor. Medya ve basının tekelleşmesi ve tekelli düzenle bütünleşmesi sonucunda, medya ve basını, eski zamanların katedral ve kiliseleri, medya patronlarını kardinaller ve sütun yazarlarını vaaz papazları, diğer gazetecileri din hizmetlileri ya da hademe-i hayrat saymanın buradaki çözümlemeye yardımcı olacağını düşünüyorum, 'insanı' edilgen hale getirmek hem daha kolaylaşıyor ve hem de büyük bir yoğunlukla uygulanabiliyor.'İnsan' edilgendir. Edilgen 'insan' sürüdür. Sürülerde ise aşk yoktur.

'Biz' solda insan ve 'aydın' yetiştiriyoruz; sol, bir anlamda, en etkin aydın okuludur. Bir: Genel kültür veriyoruz. İki: İnsanları ikna etmeyi öğretiyoruz. Üç: Yazı yazmayı ve etkin söz söylemeyi öğretiyoruz. Bunlar bir reklamcıda ya da media-man'de bulunması gerekli en az koşullardır. 'Bizim' böylece donattığımız sol aydın, düzenle hesaplaşmayı bırakarak düzenin adamı olunca, reklam sektörü, yetişmiş insan bulmakta güçlük çekmiyor.

Liste
Yükleniyor…