Türkiye'ye geldiğimden bu yana herkes derbiyi kazanmanın ne kadar önemli olduğunu ve çok önemli maç olacağını söylüyordu. Sosyal medyadan da taraftarlar sürekli benimle iletişime geçiyordu. Herkes bana bu maçın ne kadar önemli olduğunu hissettirdi. Öncesinde bir sakatlık yaşamıştım maalesef. Dolayısıyla ilk 11'de yer alamadım. Fakat son bölümde de olsa o maça girebilmek, katkı sağlamak benim için çok önemliydi. Oynayabildiğim için çok mutlu oldum. Gerçekten çok keyifliydi. Kazandığımız için çok mutluyum. Ben oynamaya hazırdım. Tabii gün sonunda bu hocamızın vereceği bir karar. Taktiksel seçimleri o yapıyor. Ben de girdikten sonra 1 asist yapıp, 1 gol atarak takımıma yardımcı oldum. Her oyuncu ilk 11'de yer almak ister fakat hocamızın taktiksel seçimleri etkili olur. Farklı konuların göz önüne alınması gerekebilir. Oynayabildiğim ve takımıma yardımcı olabildiğim için ben mutlu oldum.

Benzer Sözler

Arif ama her maç kendini yere atıyordu. Bir keresinde yine İnönü'de Beşiktaş-Galatasaray maçı var. Biz her maçtan önce hakeme derdik: "Hocam aman, bak Galatasaray'da Arif oynuyor. Kesin atar kendini, dikkat et" diye... O maçta da söyledik, hakem "tamam" filan dedi ama, 10'uncu dakika yine penaltı, yine Arif!

Başbakan bir statta yuhalandı, ıslıklandı diye neredeyse Galatasaray'ı yasa dışı örgüt ilan edecekler. Galatasaray taraftarları kriminalize edilmeye çalışılıyor. Bu kadar vahim bir durumdayız. Bakın yarın, öbür gün Sayın Başbakan, Arena Stadı'nın önüne sandalyesini koyup, 'Bu stadı ben yaptırdım, kimse giremez' diyebilir. Sayın Başbakan'ın içinde bulunduğu ruh hali Türkiye'nin bir otoriter rejime doğru hızla gittiğinin göstergesidir.

Sevgili Galatasaraylılar hepinizi çok seviyorum. Bu sevgi ikliminde büyüyerek daha büyük başarılara imza atacağız hep birlikte. 100. yılın kupasını aldık. Cumhuriyet demek Galatasaray demektir, Galatasaray demek Cumhuriyet demektir. Cumhuriyet'in yüzü Galatasaray'dır! Buna Allah da şahittir! İşte 100. yılda kupa bizde!

Güzel bir maç oldu, eksiklerimiz çoktu. Buna rağmen iyi oynadık. Her hafta üzerine koyarak gidiyoruz. Hem teknik kadroyu hem de oyuncularımızı tebrik ediyorum. 5 tane attık, 3'ünü saydılar. 6-7 olabilecek bir maçtı ama olmadı. Taraftarımız 7 gole alıştı. İnşallah bundan sonraki maçlarda gol vuruşlarını daha iyi yaparlar. İnşallah Galatasaray şov devam edecek, mayıs ayında taraftarımızla şampiyonluğu kutlayacağız.

Hem komedi ve hem ütopya, insan aklının egemenliği altında toplumsal yapıda bozuklukların olmayacağı ve ikincisi, eğer olacak olursa, bunun kesinlikle düzeltilebileceğidir. Düzeltmek için ise, anlatmak, göstermek ve ikna etmek yeterlidir. Bu yapılınca var olan yapıdaki bozukluklar ister gülünç bir konuma indirilecek ve isterse, insan onuruna yakışmaz nitelikte bulunarak mahkum edildikten sonra, komediler, mutlaka mutlu son ile biter; ütopyacılar, binlerce yıl sürecek mutluluğun reçetelerini verirler.

Ne mutlu ruhta yoksul olanlara! Göklerin Egemenliği onlarındır. Ne mutlu yaslı olanlara! Onlar teselli edilecekler. Ne mutlu yumuşak huylu olanlara! Onlar yeryüzünü miras alacaklar. Ne mutlu doğruluğa acıkıp susayanlara! Onlar doyurulacaklar. Ne mutlu merhametli olanlara! Onlar merhamet bulacaklar. Ne mutlu yüreği temiz olanlara! Onlar Tanrı'yı görecekler. Ne mutlu doğruluk uğruna zulüm görenlere! Göklerin Egemenliği onlarındır.

Yaşamımızdaki ışığın, aydınlığın dinamosu akıl, mutluluğun kaynağı ise sevgidir, aşktır ve hoşgörüdür. İnsanın yaşamında oluşan gölgeler, karanlıklar akla sırt çevirmekle, mutsuzluk ise sevgi ve hoşgörünün nefrete dönüşmesiyle oluşur. Aynı zaman dilimi içerisinde yaşayan insanların bir bölümünün yaşamlarına akıl ve sevgi şekillendirirken, çağın gerisinde kalmışların yaşamlarına sorgulanmamış itikatlar, alışkanlıklar, masallar ve de kendi çemberlerinin dışındakilere karşı duydukları kin ve nefret yön verir.

Liste
Yükleniyor…