Türkiye'nin mutlu ve müreffeh yarınlara emin adımlarla ilerlemesi için, İtalya'da 'Temiz Eller' operasyonu yapıldığı zaman 'Bizde bu ne zaman yapılacak?' diye hayran hayran bakanlar, ülkemizde bu adımlar atıldığı zaman niçin rahatsız oluyorlar? Soğuk savaş yıllarından kalma yanlış alışkanlıklardan, gayri meşru arayışlardan, hukuk dışı yapılanmalardan Türkiye er ya da geç kurtulmak durumundadır."

Benzer Sözler

2001’de ABD’de George W. Bush Başkan oldu. Onun dönemi, ılımlı İslam projesine inanan Yeni Muhafazakârların (Neo-Con) dönemi olarak ortaya çıkacaktı. Ayrıca Irak’a askeri müdahale planları üzerinde çalışmalara başlanmıştı. 15 Kasım 2002’de Ankara’daki ABD Büyükelçisi, Washington’a şöyle bir telgraf göndermişti: ‘Türkiye’de ordu, bürokrasi ve yargıdan bir derin devlet vardır. Derin devletin merkezinde de ordu bulunmaktadır. Derin devlet, ABD’nin de desteklediği reformların önündeki en büyük engeldir.’ Bush yönetimi; Türk ordusunu, derin devlet olarak görmekteydi. Bu derin devlet; Ortadoğu’nun yeniden şekillendirilmesine, ılımlı İslam konseptinin uygulanmasına, Türkiye’deki terör sorununun ‘siyasi çözüm’ ile çözülmesine engeldi. 1 Mart 2003’te tezkerenin geçmemesinin sorumluluğu da TSK’ya yıkılınca, bu yönetimin TSK’ya karşı yapılanlara sıcak baktığı, devlete ait bazı kurumların ve kurumlardaki bazı kişilerin bu oyunda rol aldıkları veya destek verdikleri ifade edilebilir. (Ergenekon davasının temyiz duruşmasında söyledikleri.)

27 Mayıs'tan sonra CHP 'nöbetçi hükümet' değil miydi? Kimin için yapılmış? Peki 12 Mart Muhtırasının ardından Başbakan olan Nihat Erim CHP Milletvekili değil miydi? '27 Nisan bildirisinin her satırının altına imzamı atarım' diyen CHP değil miydi, CHP'liler değil miydi? Sen değil miydin? Çetelere sahip çıkan bunlar değil mi? Silivri'deki süreci adım adım takip edenler CHP'nin milletvekilleri değil mi? Egenekon'un avukatlığını yapan bunlar değil mi?'

Türk’ün, Türklük için yaşayan çocukları var oldukça, Türk Bayrağı Türk göklerinde nasıl dalgalanacaksa; ulu atamız Oğuz Kağan’a yol gösteren ve Türk’ü Ergenekon’dan çıkarıp büyük yurduna kavuşturan bozkurt da öyle yaşayacaktır. Çünkü bozkurt, Türk demektir. Türklük var oldukça, O’nu meydana getiren maddi ve manevi bütün unsurlar da var olacaktır.

Nagehan köşesinden özür diledi mi? Para için yapmayacakları şey yoktur bu insanların. Hele kocasının para için yapmayacağı şey yoktur. Nagehan Akşam gazetesindeyken benimle röportaj yaptı, o zaman Hürriyet gazetesine göz kırpıyordu, Ergenekoncuydu, biliyorum sorularından belli, Hürriyete transfer olmak için atmadığı takla, yapmadığı yalakalık yoktu.

Çetelerin kökünün kazınması lazım. Ben hayatımda böyle bir faaliyete katılmadım. Ergenekon kapsamında bu zamana kadar gözaltına alınanların çok büyük bir bölümünü tanımıyorum. Veli Küçük’ü tanımam, İbrahim Şahin’i tanımam. Gözaltına alınan emekli generallerden bazılarını, YÖK Başkanı iken görevim gereği tanımıştım.

Türkiye’nin stratejik çıkarlarının nerede, kimlerle nasıl birlikte olmakta, kimlere, nelere uzak durmakta yattığını sürekli düşünmeye zorlanacağız. AB’den uzaklaşmanın, solcu makyajlı ‘anti-Amerikanizm’in, ‘ulusalcılık’ın geniş bir dış çerçeve dışında ele alınamayacağını hep düşündüm. Ergenekonculuğun dış boyutunu gözden kaçırmamaya dikkat ettim. Ergenekoncuların ‘vatanseverliği’ ve ‘ulusalcı’ zihniyetin, Rus milliyetçiliği ve yayılmacılığı ile ilişkisini, dolayısıyla böylelerin pek de ‘vatansever’ ve o kadar da ‘ulusal’ olmadıklarını daha önceleri de çeşitli vesilelerle vurguladım. Türkiye’deki bazı akımlar, bazı örgütlenmeler ve bazı kişilerin, Rus devletince ‘kullanım süreleri’in henüz dolmadığının farkındayım.

Liste
Yükleniyor…