Benzer Sözler

Türkiye’yi yöneten bürokrasidir, bürokrasi ise en cahil, en korkak ve en yeteneksizin egemen olduğu sistemin adıdır. Korkudan ve beceriksizlikten dolayı her türlü insani duyguyu kaybetmiş olan ve sadece küçük çıkarlarıyla hareket eden insanlardan oluşan bir ağdır. Türkiye’yi yöneten bunlardır. Türkiye’yi yöneten dehşetli cahil, korkak, yaşamdan hiçbir beklentisi olmayan, sizden benden daha fazla korkan; bir takım çapsız ve cahil 3 milyon kişilik ordunun kontrolündedir. Bununla başa çıkmak kolay değildir. Bürokrasiyle mücadeleyi kazanmanın imkanını göremiyorum.

Bugün ise, Türkiyeyi yönetenler o yüce değerlerden çok uzaklar. Halbuki Türk milleti, maddi ve manevi değerlerine bağlı olduğu sürece yücelmiş ve yükselmiştir. Ve dünya tarihinin akışına yön vermişlerdir. O yüce değerlerden ayrıldıkça küçülmüşler ve sıkıntılara düşmüşlerdir.unutulmasın ki, Türkiye hem Türk dünyasının hem de İslam aleminin ümit ışığıdır. Bu ışığın sönmesi hem İslam aleminin hem de Türk dünyasının karanlığa gömülmesi demektir.

Peki ne görüyoruz; sonsuz tamahkar bir plütokrasi ile karşı karşıyayız. Şunu ileri sürebiliyorum, her sömürgeci Türkiye büyük zenginlerinden daha az sömürgecidir. Artık bunlar için 'halkım' demek çok yersiz, her sömürgeci sömürdüğü halka bunlardan daha yakın ve insaflıdır. Her sömürgeci bunlardan çok daha 'kalıcı' ruh halindedir ve bunları, kesinlikle 'kaçıcı' tarif etmek zorundayız.

Türkiye devlet olarak bilgiden inhiraf ve sahici bilgiye biganelik bakımından dünyada yalnız değildir. Türkiye'nin dünyada biricik olduğu husus "millî kültür" konusunda millî müktesebatının ve millî mevcudiyetinin zıddı istikamette ilerleyişidir. Sahiciliğin dünyanın her yerinde devlet himayesinden yararlanmadığını gözlemleyebilirsiniz. Sahicilik her zaman avaredir. Ne var ki sahiciliğin devlet tarafından bir tehlike olarak algılandığı ve kifayetsiz muhterisler tarafından düşman ilan edilip devlete ihbar edildiği yegane ülke Türkiye'dir. Sahtecilikle gününü gün edenler bir gün sahiciliğin onlara öldürücü bir nihaî darbe indireceğinden korkuyorlar.

24 Haziran’dan itibaren Türkiye’nin siyasi tarihinde yepyeni bir sayfa açıldı. Bundan sonra vesayet ve vekâlet kalkıyor. Milletin kendisine verdiği yetki dışında hiç kimse oturduğu yerden millet adına ahkâm kesmek yetkisine sahip değildir. Daha önce siyaset yapması gerekenlerin ağzına fermuar çekip ellerine kelepçe vuruluyordu. Siyaset yapmaması gereken, hatta anayasanın yasak koyduğu mevki, makamlar siyasetin göbeğinde at oynatıyordu. Mesela Gen. Kur. Başkanı, Anayasa Mahkemesi Başkanı, Danıştay, Sayıştay başkanları…

Yıllardır yazı yazarım. Çok ağır suçlamalara maruz kaldım. Herkes kendi düşüncesine göre beni bir şeyle suçladı. Konjonktüre göre suçlamalar değişti. El Kaideci yaptılar, İrancı yaptılar, ulusalcı yaptılar, Kemalist yaptılar, Alevi sevdalısı yaptılar, CIA'nın gizli uzantısı yaptılar, derin devletçi hatta özel harekatçı bile yaptılar. En son Suriye olayları başladığında, olabileceklere yönelik uyarı içerikli yazılarımdan dolayı Baasçı bile yaptılar. Hatta bir beyinsiz 'Baasçı köpek' diye yazı bile yazdı.

Liste
Yükleniyor…