Türkiye güçlü olursa siz burada daha güçlü olursunuz
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Ülkemiz bölünme tehlikesiyle karşı karşıya. Aslında laiklik bize her zamankinden fazla lazım. Neden? Birliğimizi koruyabilelim diye.
İşin ilginç tarafı bu depremin yıkım gücü 12'dir. Böyle bir depremi Türkiye hiç görmedi, dünya da az gördü. 12, Mercalli Cancani eşelinin en son rakamdır. Daha ötesi yok. Çünkü Hatay'a gidiyorsunuz ne tarihi yapılar ne de herhangi bir yapı ayakta değil. Daha yüksek olmaz.
Burası acı çekmiş, savaş görmüş, savaş gören o nesillerin acılarını hala unutmadığı, çok önemli çatışmalara ve soykırımlara sahne olmuş bir bölge. Burada kalıcı barış ve istikrar için Avrupa-Atlantik kurumlarının şemsiyesi şart. Çok güçlü bir NATO üyesi olarak, Türkiye'nin de stratejik hedefi AB. Biz aslında Balkanların en büyük ülkesi olarak diyoruz ki; Balkanlarda ve bütün Avrupa'da kalıcı barışı ve dostluğu, ekonomik güçlenmeyi sağlamak için Türkiye ile bütün Balkanlar, AB üyesi olmalıdır. Balkanların ve Karadağ'ın AB üyeliğini bu sebeple istiyoruz. Biz, Karadağ'ın AB üyesi olmasını, en fazla Karadağ ve Balkanlar için istiyoruz.
Afrin'e yapılan askeri müdahale, ABD'ye açık bir mesajdır: Suriye'deki savaş sonrası düzen Türkiye'nin onayı olmadan gerçekleşmemeli ve herhangi bir şekilde Kürt kontrolü altında oluşturulacak bir yapılanma Türkiye tarafından kabul edilemez.
Muhalefet gençlere 'Denktaş bir gece yattı, ertesi sabah kalktı, yarın devlet kuracam dedi. Hem Türkiye'yi, hem de bizi oldu bitti ile karşı karşıya bıraktı' derler. Halbuki 14 Kasım'a gelinceye kadar 1983'ün başından kasım ayına kadar yaptığım beyanatlarda ve Türkiye'den gelen seslerde Rum tarafını devamlı sürekte ikaz ettik. 'Görüşmelerde ciddi ol, bunu bitirebiliriz. Sakın yine masayı bırakıp yok Bağlantısızlara gidecen, yok BM'ye gidip görüşmelerle ilgili olmayan kararlar çıkarıp gelme oyunundan vazgeç. Aksi takdirde bizi yeni bir statüde bulacaksın' dedik. Rumların bağlantısızlardan çıkardıkları karar son damla oldu. Kıbrıs meselesinin bir denge meselesi olduğunu ve federasyonun devletten devlet konuşulması çerçevesinde bizim de devlet olmamızı Türkiye ile zaten ben konuşuyordum. Böyle olursa dünya bizim azınlık olmadığımızı anlayacak ve Rumların bize hükmedemeyeceğini gözler önüne serecektik. Bunda anlaşmıştık. Zamanlama meselesini ise en son New York'ta İlker Türkmen ile konuştuk.
Aylardan beri her platformda aynı şeyi söylüyorum: Türkiye’de Türk-Kürt, Sünni-Alevi, Atatürk-İslam üzerinden yaratılmaya çalışılan tartışmayla asıl hedeflenen toplumsal kaostur.
Şahsım, meclis ve Lübnan halkı adına Türkiye'nin bazı bölgeleri ve kentlerinde meydana gelen deprem nedeniyle hayatını kaybedenler için size ve halkınıza başsağlığı diliyoruz.
Türkiye’nin öz çıkarları için gerektiğinde Çin’le, Rusya’yla, İran’la, gerektiğinde de ABD’yle, İngiltere’yle, Fransa’yla işbirlikleri yapabilecek olan bağımsız bir ülke olması tek dileğim.
Türkiye çeşitlilikler, alt-kimlikler ülkesidir. Türkler, Kürtler, Arnavutlar, Gürcüler, Çerkesler, Abazalar, Pomaklar ve sayısı 78'e varan diğer etnik kimlikler... Sünniler Aleviler... Biz hepimiz Türkiyeliyiz. Türkiye adında çok büyük bir bir gemide seyahat ediyoruz. Bu geminin selamette olması lazımdır ki, denize gark olup hep birlikte boğulmayalım.
Türkiye'nin AB'ye üyelik süreci aslında hiçbir zaman kapanmadı. Atışmaları bir kenara bırakırsak, Türkiye’deki bazı siyasi olaylar, Avrupa Birliği’nin bütünün de tereddütlere yol açtı. Bu üyelik mevzusunda Avrupa hep birlikte karar verecek. AB’de de birçok konuda pek çok bölünme oluyor ve böyle olduğunda da içeriden ve dışarıdan eleştiriler gelmeye başlıyor.
Türkiye’nin Batı ittifakının dışına çıkması felaket olur. Bu hükümet, ülkeyi Batı ittifakının dışına çıkarıyor. Asıl büyük tehlike budur.
İki gün önce PKK'lı militanlar Avrupa Karma Parlamentosu binasını bastılar, cam çerçeve kırdılar, yıktılar. Aslında burada Avrupa'nın gerçekten Türkiye'ye karşı çifte standardını, iki yüzlülüğünü çok net şekilde görüyoruz. Aslında zarar veren PKK, zarar veren İŞİD, zarar veren DHKP/C'nin yurt dışı uzantıları. Burada tarihten gelen birtakım husumetten dolayı, kuşatmalardan bu tarafa Avusturya'nın Türkiye'ye böyle bir fobisi var. Aslında bizim oradaki teşkilatlarımızın, masum Türk vatandaşlarının, ekmeğinin peşinde olan arkadaşlarımızın varlığı onların emniyeti için de bir teminattır.