Türkiye Cumhurbaşkanı, Sayın Putin ile görüşünce 'kötü', Almanya Şansölyesi, Fransa Cumhurbaşkanı, İtalya'nın temsilcileri görüşünce 'sıkıntı yok' öyle mi? Sayın Cumhurbaşkanı'mız, ülkemizin tüm komşularıyla görüşür. Cumhurbaşkanı'mızın, bir komşumuzun yönetimiyle görüşmesini alıp başka bir bağlama koymaya çalışmak abesle iştigaldir, uluslararası ilişkilerden anlamamaktır.
- Henüz kategori yok.
-
Fransa Ligue 1'de Marsilya - Brest Maçı: Kritik Randev…08.11.2025
-
Mevsimlik Lezzetlerle Sonbahar Sofralarına Özel Risott…08.11.2025
-
Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi Hedefi ve Mali Zaferle…08.11.2025
-
Sevilla'dan Tarihi Zafer: 14 Yıllık Hasret Guadalquivi…08.11.2025
-
Suudi Arabistan Pro Lig: Al Fayha - Al Akhdoud Karşıla…08.11.2025
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
İki gün önce PKK'lı militanlar Avrupa Karma Parlamentosu binasını bastılar, cam çerçeve kırdılar, yıktılar. Aslında burada Avrupa'nın gerçekten Türkiye'ye karşı çifte standardını, iki yüzlülüğünü çok net şekilde görüyoruz. Aslında zarar veren PKK, zarar veren İŞİD, zarar veren DHKP/C'nin yurt dışı uzantıları. Burada tarihten gelen birtakım husumetten dolayı, kuşatmalardan bu tarafa Avusturya'nın Türkiye'ye böyle bir fobisi var. Aslında bizim oradaki teşkilatlarımızın, masum Türk vatandaşlarının, ekmeğinin peşinde olan arkadaşlarımızın varlığı onların emniyeti için de bir teminattır.
Son dönemde Cumhurbaşkanımızın liderliğinde dış politikada Suriye'de, Libya'da attığımız adımlar birçok oyunu bozdu. Bu dengeler bozulduğu için Türkiye'ye verilen tepkilerin şiddetini daha da artarak izliyoruz. Ama ne Suriye'de Barış Pınarı Harekatıyla attığımız adıma verilen tepkiler ne Libya'da yaptığımız anlaşmalar çerçevesinde verilen tepkilerin sertliği, bizim Doğu Akdeniz'deki haklarımızı koruma, muhafaza etme anlamındaki çabamızı hiçbir şekilde geriletmeyecek.
KKTC ilk defa resmi ismiyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak uluslararası bir organizasyonda yerini aldı. İslam İşbirliği Teşkilatı'nda da bildiğiniz gibi gözlemci üyeyiz fakat oradaki adımız Kıbrıs Türk Devleti, dolayısıyla bu gözlemci üyelik bizim için çok daha anlamlı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eylül ayı sonunda BM Genel Kurulu'nda 'KKTC'yi tanıyın' çağrısı sonrasında gelmiş olmasını da çok anlamlı buluyoruz. Ve gözlemci üyeliğin tam tanınmaya giden yolun bir başlangıcı olduğunu değerlendiriyoruz ve çok mutluyuz.
Afrin'e yapılan askeri müdahale, ABD'ye açık bir mesajdır: Suriye'deki savaş sonrası düzen Türkiye'nin onayı olmadan gerçekleşmemeli ve herhangi bir şekilde Kürt kontrolü altında oluşturulacak bir yapılanma Türkiye tarafından kabul edilemez.
Muhalefet gençlere 'Denktaş bir gece yattı, ertesi sabah kalktı, yarın devlet kuracam dedi. Hem Türkiye'yi, hem de bizi oldu bitti ile karşı karşıya bıraktı' derler. Halbuki 14 Kasım'a gelinceye kadar 1983'ün başından kasım ayına kadar yaptığım beyanatlarda ve Türkiye'den gelen seslerde Rum tarafını devamlı sürekte ikaz ettik. 'Görüşmelerde ciddi ol, bunu bitirebiliriz. Sakın yine masayı bırakıp yok Bağlantısızlara gidecen, yok BM'ye gidip görüşmelerle ilgili olmayan kararlar çıkarıp gelme oyunundan vazgeç. Aksi takdirde bizi yeni bir statüde bulacaksın' dedik. Rumların bağlantısızlardan çıkardıkları karar son damla oldu. Kıbrıs meselesinin bir denge meselesi olduğunu ve federasyonun devletten devlet konuşulması çerçevesinde bizim de devlet olmamızı Türkiye ile zaten ben konuşuyordum. Böyle olursa dünya bizim azınlık olmadığımızı anlayacak ve Rumların bize hükmedemeyeceğini gözler önüne serecektik. Bunda anlaşmıştık. Zamanlama meselesini ise en son New York'ta İlker Türkmen ile konuştuk.
İsrail, hiçbir Ortadoğu ülkesinin modern dünyada yer almasını istemiyor. Bölgeyi kontrol altında tutmak için de Arap-Müslüman toplumunu geri planda tutuyor. İsrail, bu baskıcı politikalarına karşı çıkan rejimlere -Mısır’ın seküler rejimiyle, İran’ın teokratik rejimi arasında fark gözetmeden- tepki gösteriyor buna karşın anti-semitik ve teokratik olan S. Arabistan’a karşı çıkmıyor. Çünkü S.Arabistan, İsrail’in bölgeyi kontrol altına almayı amaçlayan politikalarına ses çıkarmıyor.
Türkiye’nin öz çıkarları için gerektiğinde Çin’le, Rusya’yla, İran’la, gerektiğinde de ABD’yle, İngiltere’yle, Fransa’yla işbirlikleri yapabilecek olan bağımsız bir ülke olması tek dileğim.
Rus uçağı, Pensilvanya ve onun sahiplerince, Türkiye'yi dünyada yalnızlaştırmak amacıyla düşürülmüştür. Sırf bizi uluslararası platformda yalnızlaştırmak için yapılan bir operasyondur. Olayın temelinde yatan budur. Paralel yapı bunu kasıtlı olarak düşürmüştür. Bugün bu ortaya çıkmıştır. Rusya Devlet Bakanı Vladimir Putin'in temas kurup, aramızdaki soğukluğun giderilmesi ve daha iyi bir dostluğun temelinin atılmasını istiyoruz.
Hollanda, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırısını şiddetle kınıyor. AB, NATO ve diğer müttefiklerle yakın temas halindeyiz. Düşüncelerimiz Ukrayna halkıyla.
Rusya’nın yaptığı da rol çalma çabasıdır. Türk devletinin 20 Temmuz’dan itibaren yaptığı da rol çalma operasyonuydu. İran’ın da yaptığı rol çalma çabasıdır. Suriye’de 2012-13-14 yıllarında büyük bir mücadele yaşandı. Ciddi bir faşist saldırganlık ortaya çıkartıldı. DAİŞ adı altındaki bu faşist saldırganlığın arkasında şimdi rol çalmaya çalışan güçlerin çoğu vardı. DAİŞ faşizmine karşı direnen Kürt halkı oldu. (Ekim 2015)
Avrupa Türkiye’ye karşı “ne içindesin sınırlarımın ne de dışında” siyaseti takip ediyor. Her Avrupalı olma hamlemiz, bir karşı saldırı ile püskürtülüyor. Son Avrupa sınırlarına dâhil edilme maceramız, 70 yıldır Avrupa Ortak Pazarı’ndan Avrupa Birliği’ne ayni minval üzre seyrediyor. Biz girmek için hamle üstüne hamle yapıyoruz, onlar almamak için her defasında yeni engeller çıkarıyor, mazeretler icat ediyor.
Avrupa Birliği gibi birliklerin içine girmek gerekir, fakat bunlara fazla bağlanmama, yani her an bavulu hazır iç güveyisi gelin kız durumunda girmeniz gerekir ki, bir kriz anında avi kolayca terk edebilesiniz veya hayatınıza devam edebilesiniz.
Bölgemizde Türkiye'yi dışarıda bırakacak her türlü girişim başarısızlıkla sonuçlanmaya adaydır.
Encümen-i Daniş 1850 yılından beri var olan bir gelenek. Üst düzeyde görev yapmış insanların bir araya gelip ülke meselelerini konuştukları sohbet toplantıları. Bu geleneği biz de sürdürüyoruz. 15 günde bir araya gelip konuşuyoruz. Sonra yapılan tespitleri, varılan sonuçları yazılı hale getirip Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a gönderiyoruz. Belki ülkeye bir hizmet olur diye.
Dış politikaya 360 derecelik bir perspektiften bakmaya çalışıyoruz. Bu nedenle, NATO üyeliğimiz, Orta Doğu, Kuzey Afrika'daki angajmanımız veya Afrika'ya açılmamız veya Asya ekonomileriyle daha derin ekonomik ilişkilerimiz arasında herhangi bir çelişki görmüyoruz.
Lafı hiç eğmeden bükmeden söyleyelim; Suriye’nin Türk jetini düşürmesi, kendi içinde fazlaca hesabın gizlendiği, özü itibariyle iç ve dış politikamızı rehin almaya yönelik çok uluslu bir operasyondur.
Çandar, Türkiye’nin önde gelen gazetecilerinden biri statüsünü kolay kazanmadı. Gerek dünyayı, gerekse Türkiye’yi tanıma çabasında, onun kadar çok seyahat etmiş, güçlüğü göze almış, bilgilerini yenileme ve zenginleştirme çabası göstermiş; onun kadar çok insan tanımış, tarih yapan kişileri yakından tanıma tutkusu içinde olmuş başka birini tanımadım. Bu vasıflarıyla Çandar, 1980’lerden bu yana Türkiye’de dış ve iç politika üzerine yürüyen tartışmaların hemen her zaman göbeğinde yer aldı; doğru bildiği görüşleri, en açıksözlülükle savunmaktan geri durmadı. Yanlış yaptığını gördüğünde de, yanlışları terk etmekte tereddüt göstermedi. Bunların ‘niçin’lerini her zaman açıklamadığı nedeniyle kendisini eleştirenler olmuştur.