Topluma mutlak şekilde teslim olmak, bütünüyle onun esiri olmak gerekir. Toplum ancak o zaman —yalnızca kölelere, ruhsal olarak intihar etmiş kimselere— saygı duyar.
- Henüz kategori yok.
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Topluma mutlak şekilde teslim olmak, bütünüyle onun esiri olmak gerekir. Toplum ancak o zaman —yalnızca kölelere, ruhsal olarak intihar etmiş kimselere— saygı duyar.
Travesti'lerin eski hallerini anlayabildiklerini sanmıyorum. Yine de daha iyi bir benzetme ile anlatamadığım için özürlerimi yazabiliyorum; hal şu ki, teslimiyetçilerin, teslim ettikleri ile şiirsel bir münasebet içinde olmaları mümkündür, bu teslim edenlerin teslim alanlarla özdeşleşmeleri halidir. Bir başka açıdan yaklaşacak olursak, bakırcının yaptığı ibriğe tapınması halidir.
Zenciler köleliği kabul eden tek halktır çünkü sahip oldukları insani özelliklerin derecesi düşüktür ve hayvanlar basamağına yakındırlar. Köleliği kabul eden diğer halklar bunu rütbe veya nüfuz kazanmak için yaparlar. Buna örnekler doğudaki Memlük Türkleri ve [İspanya'da] devlet hizmetine giren Frenkler ve Galiçyalılardır.
Toplum, kadının teslimiyetini bir kurban ayini olmaktan çıkarıp özgürleştirirken bir yandan da her defasında yine aynı deneyime mahkûm eder onu.
Herkesin politik bir tarafı vardır. Üslubunu korumak çok önemlidir. Ülkeni düşünüyorsan, gündemi takip ediyorsan ve gazete okuyorsan elbette beyninde düşünceler oluşmaya başlar. Ama bunu politik bir çerçevede çizmek gerekmez.
Ben sanatla, insanla, toplumla mücadele veriyorum. Benim malzemem insan. Ama muhalefeti kendi içerisinde politik bir tavra sokan insana da saygı duyuyorum. Herkesin bir yoğurt yiyişi vardır. Benim kişiliğim işimi iyi yapmak ve o işi topluma sunmakla paraleldir.
Kraldan Dilenciye, kademe kademe hepsi hizmetkardır; Ve kabul etmelisin ki, kölelik, birini memnun etmek için çalışmaktan çok, çoktur.
Ama biz kendimizi biliyoruz kardeşim. Kanunlara saygılıyız. Allah'tan korkarız. Önemli olan herkesin bu duygular içinde olması. Kanunlara saygılı olacaksın. Başkalarının haklarına saygılı olacaksın ama maalesef işte. Çok zor günler bekliyor ülkeyi.
Eğer bir toplum bireylerinin yarısı köle konumunda tutuyorsa, bir toplumda yaşayanların yarısı öteki yarısının kölesiyse, o toplum özgür toplum olamaz, o toplum uygarlaşamaz.
Kıskançlık, kinleri ateşler, cinayetleri körüklerse de kadınların köleliğine, alçaltılmasına kadar gitmezdi.
Bugün, burada -dünya üzerinde-, bu toplumda bir insan gibi saygı görmek ve bir insan gibi haklarımızın verilmesi için gereken her yolla var kılmayı amaçladığımız insanlık hakkımızı bildiriyoruz.
Eğer yasalara saygı gösterilmesini istiyorsak, önce saygı duyulacak yasalar yapılması lazımdır.
Babasını, canını kaybetmiş bir adamın o halinin fotoğrafını çekmek için camiye gelip fırsat kollayan kadının elindeki telefona müdahale ettim. Cenazelere gidip artistlerle fotoğraf çekmeye çalışan saygısız insanlar! Hadi ölüye ve ailesine saygınız yok, Allah'tan utanın... Kadın kalabalığı yarıyor ve cenaze sahibi acıdan perişan, burnuna teli sokuyor... İşte o an mantığımı kontrol edemem ben! Elinden telefonu alırım. İnsanların acılarına saygınız olsun...
Yeni teknolojinin tüm dünyaya yayılması, insanî özgürlüğü geliştirecek şekilde yürümüyor. Bunun yerine, piyasa güçlerinin, toplumsal ve siyasal denetimden kurtulmasıyla sonuçlanıyor. Dünya piyasalarına bu özgürlüğü vermekle, küreselleşme çağının, kölelik çağına geri dönüşlerden biri olarak hatırlanmasını kesinleştirmiş oluyoruz.