Tiyatro, inancımızla bir çatışmaya girmemelidir.
- Henüz kategori yok.
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Çocuktum, yaşamımı tiyatroya adadım: Hem sevdiğim bir işte, bir sanat kolunda çalışmak için, hem de bu sanat dalının toplumun yüreğinde çiçekler açtıracağına inandığım için... Bu inanç o kadar derine kök saldı ki, yarın kıyamet kopacağını bilsem bugün 'bir tiyatro daha açarım' diyecek ölçüde bir saplantı gibi. Saplantı sözcüğü abartılmış sayılmasın; tam anlamıyla yerinde. Çünkü, yeryüzünde tiyatronun binbir derde deva olduğuna inandım bir kez. Bütün kötülüklerin, insanın insandan kopmasından, uzaklaşmasından; birbirlerinin sıcaklığını, sevgisini duyamadıklarından doğduğuna inanç getirdim bir kez. Artık beni bu inançtan bu kanıdan kurtaramazdı kimse. Onun için, bu yolu doğru yol belledim. İyiliğe, güzele, gerçeğe çıkaran yol.
Sünniler, Hristiyan mezhepleri, Yahudiler, Brahmanlar, Budistler, ateşperestler, putperestler. Bu dinlerin taraftarları kendi görüşlerini doğrulamak için kanıt üstüne kanıt sunup, diğer fikirlerin yanlışlığını ispatlama çabası içindeydi.
Boşu boşuna adamlar birbirlerine mızraklarla saldırıp savaştığı dönemde otuz bin kişilik amfitiyatro yapmıyormuş. İnsanları bir araya toplamak; tek yürek, tek fikir ve beden olmak çok önemli.
Tiyatrolar hiçbir zaman ölmez. Malzemesi insan olan bir sanat dalı nasıl ölebilir. Duygu toplumdan uzaklaştığı zaman toplumun üretebilecekleri alan kalmaz.
Orta Çağ boyunca din genellikle sanatı kullanabiliyordu. Ancak bugün sanat, dini kullanabilen tek şeyle ilgilidir ve din adamları bizi asla affetmeyecektir.
Bu şehirde inançlar, çatışıp karışarak birbirlerini yok eder. Burada, müminlerin inancının kökeni, yok etmeye çalıştıkları kafirin Tanrısındadır.
Sanatçının sanata en yakın olduğu an, sistemle çatıştığı andır. Sanatçının sanatla özdeşleştiği, sanat olduğu an ise, kendi iç sistemiyle, kendisiyle çatıştığı andır.
Bu tiyatro sizin tiyatronuz. Onun yaratımından ve ilerlemesinden sorumlu olan sizsiniz.
Benim için sanat kesretle vahdet arasındaki köprüdür. Allah’ın, insanı yaratışındaki gayeyi idrak çabasıdır. O yüzden de ışığa gitmeden, gölgeli yanlarımızla yüzleşmek çok mühim
Benim cephem sahne. Ben tiyatronun bir neferiyim. Asker hastalıktan ölmez; kurşunla ölür. Ben de cephede yani sahnede alkışlarla ve alkışların arasında ölmek istiyorum.
Eğer cami ve kilise yaşamın bir evresinde terk edilmişse, sinema pekâlâ bir meditasyon mekânı olabilir. Birinin secde ettiği, ötekinin diz çöktüğü bir tapınakta olduğu gibi, burada da insan yanındakinin nerelere daldığını bilemez.
Eğer bir sanatçının inançlarını yıkabileceklerini düşünüyorlarsa, inançları çok hassas olmalı.
Önümüzdeki günler bölgemizdeki ve giderek her yerdeki halklarda inanç ve ideoloji farklılıklarının öne çıkarıldığı ve siyasi hedefler için kullanıldığı zaman olacak gibi görünüyor.
Ben İtalyan kökenli Amerikalıyım. Ve bununla gurur duyuyorum. Amerikalı olmaktan gurur duyuyorum. Çünkü orası büyüdüğüm ve bana bugün olduğum şeyi başarma fırsatı veren ülke. Konuşma özgürlüğüne ve sanatsal dışa vuruma inanan ülke. Benim gösterim geleneksel bir rock gösterisi değildir fakat müziğimin tiyatral bir sunumudur. Ve tiyatro gibi sorular sorar, düşünceleri harekete geçirir ve sizi duygusal bir yolculuğa çıkarır. İyiyi ve kötüyü, karanlığı ve aydınlığı, neşeyi ve kederi, günahlardan kurtarmayı ve kurtulmayı tasvir eder. Ben bir yaşam biçimini dayatmıyor, onu tasvir ediyorum. Ve bunun kararını ve yargısını izleyiciye bırakıyorum. Benim konuşma özgürlüğünden, ifade özgürlüğünden ve düşünce özgürlüğünden anladığım şey budur. Her gece sahneye çıkmadan önce yalnızca iyi bir gösteri ortaya koymak için değil aynı zamanda izleyicinin bunun bir aşk, hayat ve insanlık kutlaması olduğunu kavrayabilmesi için gösterimi açık yürekle ve anlayışla izlemesi için dua ederim.