Teknoloji olağanüstü bir ivme ile ilerleyişini devam ettiriyor. Sinemaya ilk başladığımda takvimler 1 Kasım 1963'ü gösteriyordu. Sinemaya 'Madam Tamara'nın Köşkü' filmiyle başlamıştım. O zamanlar eski tip kurmalı kameralarla çekim yapılıyordu. Ama şimdiye baktığınızda teknolojinin gelişmesi ile birlikte kameralar adeta evrim geçirdi. Şimdi bir fotoğraf makinesi ile bile film çekilebiliyor. Diğer yandan o dönem ki filmler 25-30 günde çekilebiliyordu. Şimdi ise bu süreler çok kısaldı. Aslında bu durum senaristleri çok zorlayan bir gelişme. Dizilere baktığınızda 4-5 günde bir bölüm çekilebiliyor. Bu durum da senaristin daha hızlı olmasını gerektiriyor. Senaristler teknoloji ile yarış halinde adeta.
- Henüz kategori yok.
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
İnsanın tıbbi araçlarla kendine müdahalesi doğal gelişiminin çok yavaşlamış olmasından ve fakat hala gelişmeye ihtiyaç duymasından kaynaklanır, bir çeşit yapay evrimin içindeyiz yani.
Biyolüminesans, yani tabiatta ışık veren canlılar var, enerjilerinin % 95'ini buna ayırıyorlar, biz ampullere % 5 ayırıyoruz, demek gelişiyoruz!
Milyonlarca yıl insan türü hayvanlar gibi yaşadı. Ancak sonra bir şey oldu tüm hayal gücümüzü ortaya çıkaran. Konuşmayı ve dinlemeyi öğrendik. Konuşma fikirlerin iletişimini sağladı, insanlığın birlikte çalışıp imkansız şeyler başarmasını da. İnsan türünün en büyük kazanımları konuşma ile geldi, ve en büyük hataları konuşmamaktan. Böyle olmamalı. En büyük umutlarımız gelecekle birlikte gerçek oluyor. Teknoloji kullanımı ile, imkanlar sınırsız. Sadece konuşuyor olduğumuzdan emin olmamız gerek.
Bu dünyada senaryo içinde dönen yedi sekiz konu var. Bu konular çerçevesinde bu senaryolar yazılıyor. Dünya genelinde bu böyle yapılıyor. Ama iyi yapan kazanıyor. Önemli olan senaryo. Aynı konuları farklı şekilde değerlendiren o kadar iyi senaristler var ki. Bence bizim en önemli sıkıntımız senaryo.
Onca zamanı boşu boşuna geçireceğime, uçmayı öğrenebilirdim. Öğrenilecek ne çok şey var!
Dünyanın gözü önünde, ağaç dallarının zamanda ve mekânda açılıp yayılması gibidir sanatçının yapıtı.
Çocuklarımızı bilim adamı olmaya, bilim ve teknolojiyle onları geliştirmekle ilgilenmeye sevk etmeliyiz. Şimdi teşvikler var. Türkiye'de aileler, çocuklar ya popçu olsun ya topçu olsun diye uğraşıyorlar. Niye? Para orada. Ya popçu olacaksın ya topçu. Memlekete popçu da lazım topçu da lazım. Ama bilim adamı, teknoloji lazım değil mi? Ne olacak? Bu bilim işlerini kim yapacak? Teknolojiyi kim geliştirecek? Hep başkasının buluşlarını, hep başkasının icatlarını yüksek paralar verip kullanmakla mı meşgul olacağız? Bilim adamı olmaya, teknoloji geliştirmeye de teşvik etmemiz, destek vermemiz, cesaretlendirmemiz lazım.
Değişmeye inanmazsak, hayata da inanmayız. Zaman var oldukça değişime karşı gelmek amaçsız, saçma ve boşa bir çaba olmaktan öteye geçemez. Tamam, bazı şeyler değişmez ama değişim kavramı hayatın ta kendisidir.
1970'li yıllara baktığımız zaman bilgisayarın hayatımıza girmeye başladığını görüyoruz. Daha da ötesi bilimsel gelişmelerin hızı, mistiklerin çoktan ulaşmış oldukları noktaya doğru bizi götürüyor olması. Bu durum düşünen insanı daha önce mucize olarak nitelendirdiği pek çok olgunun gerçekliğine doğru yaklaştırmaya başlıyor. Bilgisayarın gelişmesiyle birlikte günlük hayatımızın içine giren mucizeler artık öylesine sıradan ki, kendi kendine açılan kapılar, sese veya ısıya duyarlı cihazlar hiçbirimizin üzerinde şaşkınlık yaratmıyor.