Benzer Sözler

Cumhuriyet insanının yerine imal ettikleri budur. Bu, büyük zenginlerin planıdır. Üniversitede profesör ve öğrenci, fabrikada patron ve amele, televizyonlarda, yarışmalarda, seçen ve seçilen hep Tayyip Erdoğan olmasını istediler. Tağmaç-Evren-Özkök bunu yaptılar. Yaptıkları Huxley’in imalatını andırıyor , ama daha cüretkar ve daha siyah’tır. Orwell’i daha çok çalışmış olmaları ihtimal dahilindedir.

Peki burada iyimser olmak için bir neden var mı; Tağmaç’tan Özkök’e otuz yıl var. Demek ki en az otuz yılda ördüler. Uzun bir yolda çalıştılar. Şimdi daha iyi görüyoruz hep Tayyip Erdoğan’ı yapmayı hedef aldılar. Her birimizi ve özellikle doğanları Tayyip Erdoğan imal etmeye yemin ettiler; artık Tayyip Erdoğan’a oy verenlerin her birisi bir Tayyip Erdoğan’dır. “Cumhuriyet insanı” yerine ektikleri işte budur. Kovduklarının, hapsettiklerinin, sokak ortasında öldürdüklerinin, beslemeyip idam ettiklerinin yerine diktikleri işte budur. Demek ki, yaratmadılar ve imal ettiler. Seri imalat var, mamulleri, birbirinin aynı oldular.

Bakın Tayyip Bey hakkımda dava açtı, mahkemeye bir klasör verdim. Bu,bir yeni kitabımın içinde bir kitaptır. Ben 'türkiye bir diktatöryadır' diyorum. Ama tayyip bey diktatör değildir,o yüzden Şarlo'dan bahsediyorum. Tayyip Bey'in hiçbir işle ilgisi yok,pazarlamadan gayrı. Diktatör değildir,pazarlamacıdır. Ülke pazarlamacısıdır;memaliki satıyorlar.

Tayyip Bey'in haberi yok; Üçüncü Selim'den beri biz garplaşma isteriz ve Fikret'in Haluk'a söylediği üzere, Batı'da ne bulursak alırız. Tayyip Bey müthiş bilgisizdir ve plütokrasinin de bunu istediğinden kuşku duyamayız. Bizde garplılaşmak temel çizgidir ve İslamcı muhalefet, Tanzimat'a ve Cumhuriyet'e, Batı'dan geldiği için itiraz etmiştir. Bilmiyor ve meydan boş görünüyor.

Sar'a hastalığı saklanıyorsa, her saralıyı nöbet halinde diğer tüm insanlardan saklıyorlar. Tayyip Erdoğan'ı da saklamaya çalışıyorlardı ve 'Grand Mal' hali ortadaydı, görülürse, bunu herkes görmüş olacaktı ve bütün kapılar kapanıyordu. Makam otomobiline kilitlediler. Çıkardıkları zaman hala bilinçsizdi ve kolları sarkıyordu, fotoğraf makinelerini kırdılar. Güven Hastanesi'nde iki rapor var. Hepsini biliyoruz.

‘Komşunu seveceksin, düşmanından nefret edeceksin’ dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, düşmanlarınızı sevin, size zulmedenler için dua edin. Öyle ki, göklerdeki Babanız’ın oğulları olasınız. Çünkü O, güneşini hem kötülerin hem iyilerin üzerine doğdurur; yağmurunu hem doğruların hem eğrilerin üzerine yağdırır. Eğer yalnız sizi sevenleri severseniz, ne ödülünüz olur? Vergi görevlileri de öyle yapmıyor mu? Yalnız kardeşlerinize selam verirseniz, fazladan ne yapmış olursunuz? Putperestler de öyle yapmıyor mu? Bu nedenle, göksel Babanız yetkin olduğu gibi, siz de yetkin olun.

Dua ettiğiniz zaman ikiyüzlüler gibi olmayın. Onlar, herkes kendilerini görsün diye havralarda ve caddelerin köşe başlarında dikilip dua etmekten zevk alırlar. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. Ama siz dua edeceğiniz zaman iç odanıza çekilip kapıyı örtün ve gizlide olan Babanız’a dua edin. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir. Dua ettiğinizde, putperestler gibi boş sözler tekrarlayıp durmayın. Onlar söz kalabalığıyla seslerini duyurabileceklerini sanırlar. Siz onlara benzemeyin! Çünkü Babanız nelere gereksinmeniz olduğunu siz daha O’ndan dilemeden önce bilir. Bunun için siz şöyle dua edin: ‘Göklerdeki Babamız, Adın kutsal kılınsın. Egemenliğin gelsin. Gökte olduğu gibi, yeryüzünde de Senin istediğin olsun. Bugün bize gündelik ekmeğimizi ver. Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi, Sen de bizim suçlarımızı bağışla. Ayartılmamıza izin verme. Bizi kötü olandan kurtar. Çünkü egemenlik, güç ve yücelik Sonsuzlara dek senindir! Amin’.

Liste
Yükleniyor…