- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Hiçbir haçlı seferleri yok, katliam yok, hiçbir kutsal savaşlar; yok; Cennet, cehennem, araf, yok; Saçma sapan ödüller ve kindar cezalar yok; Aptal ödüller ve haklı cezalar yok.
Tüm zamanların en büyük, en korkunç ve yıkıcı savaşları, Tanrı'nın" savunmasında "başlatılmış olanlardı, sanki" o " insanın ne dediğini ya da yaptığını önemsiyordu.
Dinlerin öğretilerini o kadar çok değerli kıldık ki onları diğer insanlara dayatmak için sık sık savaşmak zorunda kaldık.
Siyaset ve dinler her zaman kanlı savaşlara yol açar, tüm zamanların sosyal ve ekonomik sistemleri kana bulanır.
Kendinize güveniniz. Yolunuza güveniniz. Çünkü şimdi tarihimizin yolumuzun en güvenli dönemindeyiz. Bu otuz yıllık savaşta ateşin çemberinden saflaşarak geliyoruz. Saflaştık; kamyonları, fadimeleri çatlatan bir saflıktır. Bu çatlaktan fışkıran ise sadece doğruluğumuz ve savaşımızın haklılığıdır. Yoldaşlarımız, bütün çatlaklardan fışkıran gerçekler, sadece ve sadece, bizlerin, doğruluğunu kanıtlamaktadırlar.
Tarih gelişiyor ve sorunlar değişiyor. XIX. yüzyılın başında, ütopya, tembelliğe kaynaklık etti. Cenneti düşünmek 'cennet yolcuları' için oldukları yere çakılıp kalmak demekti. Marx ve Engels, bu yüzden sosyal mücadelede böylesi 'cennet yolcuları' için bir savaşı başlattı. Bugün bilimin bayrağını yüksek tutmak, fakat aynı zamanda bilimsel kaçınılmazlıkları bilim-dışı tembelliklerin kaynağı yapmak isteyenlere karşı savaş açmak gerektiğine inanıyorum.
Yurdumuzu istila eden Yunanlarla giriştiğimiz savaşlarda bizi, bir yandan mütecaviz Yunanlara karşı şeref ve vatanımızı korumaya çalışırken, diğer taraftan işgal kuvvetlerinin aleti haline getirilen Şeyhülislam Dürri Efendi'nin yıkıcı fetvaların ile uğraşmaya mecbur kalıyorduk. Şeyhülislam bu fetvalarda bizlerin padişaha isyan eden kimseler olmamız itibariyle ve bizlerin emri altında çalışan askerlerin de kâfir sayılacaklarını bildiriyordu. Bugün meclis kürsüsünde konuşan bu hoca (Ömer Bilen) gibi ve dün Yunan uçakları ile fetvalarını Türk siperlerine attıran Şeyhülislam gibi kimseler, mukaddes din kavramlarını siyaset sahnesine getirmek isterlerse de, artık bu gibi kimseler, Türk milletini böyle muzır hareketlerinden dolayı zarara sokamayacaklardır.
(Müslümanların aksine) diğer dini grupların evrensel bir misyonu yoktu ve kutsal savaş onlar için sadece savunma amaçlı bir görev değildi... Onlardan sadece dinlerini kendi halkları arasında kurmaları gerekiyor. Bu nedenle, Musa ve Yeşu'dan sonra İsrailliler, yaklaşık dört yüz yıl boyunca kraliyet otoritesine ilgisiz kaldılar. Tek dertleri dinlerini kurmaktı... İsrailliler, Musa aracılığıyla kendilerine anlatıldığı gibi, Tanrı'nın Kudüs'te ve çevresinde kendilerine miras olarak verdiği topraklardan Kenanlıları mülksüzleştirdiler. Filistliler, Kenanlılar, Ermeniler, Edomlular, Ammonlular ve Moavlılar onlara karşı savaştı. Bu süre zarfında siyasi liderlik, aralarındaki yaşlılara emanet edildi. İsrailliler yaklaşık dört yüz yıl bu durumda kaldılar. Herhangi bir kraliyet gücüne sahip değillerdi ve yabancı ulusların saldırıları tarafından taciz edildiler. Bu nedenle, peygamberlerinden biri olan Samuel aracılığıyla Tanrı'dan kendilerine kral yapmalarına izin vermesini istediler. Böylece Saul onların kralı oldu. Yabancı ulusları yendi ve Filistliler'in hükümdarı Golyat'ı öldürdü. Saul'dan sonra Davud kral oldu ve sonra Süleyman oldu. Krallığı gelişti ve Hicaz ülkesinin sınırlarına ve daha sonra Yemen sınırlarına ve Bizans topraklarının sınırlarına kadar yayıldı. Süleyman'dan sonra kabileler iki hanedanlığa bölündü. Hanedanlıklardan biri, başkenti Samiriye (Sabastiyah) olan Nablus bölgesindeki on kabilenin, diğeri ise Kudüs'teki Yahuda ve Benyamin oğullarınınkiydi. Kraliyet otoriteleri kesintisiz bin yıllık bir süreye sahipti.
Hiçbir Haçlı Seferi Türk milletini Deist, Ateist, Hristiyan yapamamıştır. Erdoğan döneminde Türk milletinin geniş kesimleri Allah'la aldatanlardan dolayı dinlerinden soğumaya başladılar ve Erdoğan döneminde deist, ateist oranı yüzde 16'yı aştı.
Milletim, siz Allah'a karşı çok günahlarla suçlusunuz. Siz dini ölüme mahkum ediyorsunuz. Namazlarınız, oruçlarınız nafiledir. Dualarınız Allah ile bir istihzadır. İbadetleriniz O'nu oyalamak arzusundan başka bir şey değildir. Evet, namaz kılın, oruç tutun, fakat unutmayınız ki en büyük ibadet gazavattır. Ruslar topraklarımızı çiğniyorlar, ben size ancak kurtuluşun savaşta olduğunu söylüyorum. Ruslara ölüm!
Emek Veren Bir Takım Olarak, Paraya Karşı Yetenek Ve Emeğin Savaşını Verdik. Tarih Bunları da Yazar.
En çok ölen, öldürülen dinler arasındaki savaşlardadır. Hıristiyan ve müslümanlar arasındaki savaşlardan fazlası müslüman-müslüman, hıristiyan-hıristiyan mezhepler arasında olmuştur.
Ticaret ve din, dünya tarihinde ve özellikle Afrika kıtasında her zaman bir arada yer almıştır.
Yıldızların düşmediğini söylediği için Prinelli'yi dövdürten, kanın vücutta dolaştığını ispatladığı için Harvey'e işkence eden onlardır. Galilei'yi, Kristof Kolomb'u zindana attıran, Pascal'ı, Monteigne'i, Moliere'i din ve ahlak adına aforoz eden onlardır. Fransa'nın 300 yıldır yaydığı büyük ışık onları rahatsız ediyor. O ışık akıldan müteşekkildir. Gerçek mümin benim ey rahipler, sizler dinsizsiniz.