- Henüz kategori yok.
-
Fransa Ligue 1'de Marsilya - Brest Maçı: Kritik Randev…08.11.2025
-
Mevsimlik Lezzetlerle Sonbahar Sofralarına Özel Risott…08.11.2025
-
Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi Hedefi ve Mali Zaferle…08.11.2025
-
Sevilla'dan Tarihi Zafer: 14 Yıllık Hasret Guadalquivi…08.11.2025
-
Suudi Arabistan Pro Lig: Al Fayha - Al Akhdoud Karşıla…08.11.2025
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Daha özgür bir dünyanın kurulabilmesi için de tabuların yıkılması gerekli. Her türlü tabu yıkılmalı. En başta da dinlerden, inançlardan kaynağını alan tabular...
Halkı disiplin ve barış içinde tutmak isteyen kurucularının dine dair getirdiği kuralların kabul görmesi için bunların kendilerinden değil de bir tanrıdan ya da insan üstü bir varlıktan kaynaklandığı sanısını yaymışlardır.
İslam cumhuriyeti mi ilan edeceksiniz? Diyelim ettiniz. Ne olacak? Dinle devleti birleştirdiğinizde nereye varacaksınız? Dinle devleti birleştirip de; sanatta, bilimde, teknolojide, ahlakta herhangi bir konuda varlık gösterebilmiş, mesafe kat edebilmiş tek bir ülke var mı? Demokrasi olmazsa, özgürlükler olmazsa, sağlıklı işleyen hukuk sistemi olmazsa bu ülke ayakta kalamayacak, bunu göremiyor musunuz?
Bir demokrasi kurmak için asla devrim yapamazsınız. Devrim yapmak için bir demokrasiye sahip olmalısınız.
Yani özgürlüğün birinci sıraya konulmadığı ve vazgeçilmez olarak görülmediği her devrim, kölelikle sonuçlanacaktır tarihte olduğu gibi.
Özgürlük, iktidarı ele alıncaya kadar kullanılan ve ondan sonra katlanıp çekmeceye konulan bir bayrak olmuştur.
Dini ve politik olan her şey basit ve insani bir şeye dönüştürülmeden ve eleştiri ve inkarlara açık hale getirilinceye kadar dünya özgürlüğü bilemez.
Siyasetin bütün iniş çıkışı bir yandan kurtların, diğer yandan çakalların devlete karşı toplumu, topluma karşı devleti koz olarak kullanışına ayarlanmıştır. Bu iniş çıkıştan başı dönen Türk toplumu bir türlü hem güvenliğini, hem de özgürlüğünü bir arada, birlikte istediğini ve biri için diğerini feda etmek mecburiyetinde olmadığını söylemez, söyleyemez. Kurtların kurtluk, çakalların çakallık yapmalarından ülke lehine bir sonuç çıkabileceği ihtimalini hep göz önünde tutar. O kadar ki kurtların çakallaşması, çakalların kurtlaşması Türklerde endişe uyandırır. Çünkü onlar da bütün hazırlıklarını hayatlarını yaşamak üzere yapmışlardır. Kurt veya çakal, takılacak birileri olsun isterler.
Dini faşizm çağdaşlığa, devrimcilere tahammül edemiyor, çünkü asıl gıdasını karanlıktan alıyor.
Bu büyük devleti idare eden benim; her ne yaparsam, yapılmış olarak kalır, zira bütün kudret benim elimdedir; memuriyetleri ben veririm, eyaletleri ben tevzi ederim; verdiğim verilmiş, reddettiğim reddedilmiştir. Büyük padişah bir şey ihsan etmek istediği yahut ihsan ettiği zaman bile eğer ben onun kararını tasdik etmeyecek olursam, gayr-i vaki gibi kalır; çünkü her şey; harb, sulh, servet, kuvvet benim elimdedir. Yaptığım her şey yerine getirilir. İstersem bir at uşağını paşa yaparım. Hoşuma giden herhangi bir kişiye, padişahımın araştırmasına bile gerek kalmadan ülkeler ve krallıklar verebilirim. Benim kabul etmediğim bir şeyi isterse, buyruğu yerine getirilmez. Tersine padişahın kabul etmeyip, benim istediğim şey hemen uygulanır. Barış ve savaş hep benim bileceğim şeylerdir. İmparatorluk hazinesi benim kontrolümdedir. Hünkâr benden daha şatafatlı giyinemez. Bütün harcamalarımı padişah karşıladığı için, servetim olduğu gibi durmaktadır. Krallıkları, ülkeleri, hazineleri bana bıraktığı için her istediğimi yapabilirim...
Dinler işlerini bitirmiş, vazifeleri tükenmiş, yeniden uzviyet ve hayatiyet bulamayan müesseselerdir.
Siyasetten ilgisiz kalanlar, meydanı din düşmanlarına terk ederler. Ama muvaffak olamadık, önümüze kanun çıktı; bu pezevenklerin oluşturduğu Türk parlamentosundan!
Mezhep, dil , din , ırk, köken, cinsiyet üzerinden siyaset yapan ülkeler, “sefil“ oldu, “sefil“ olacak.
Kimse bana yaşamak isteyip istemediğimi sormadı. O halde bana kimse nasıl yaşamam gerektiğini söyleyemez.