Sömürücü her sınıfın devlete ihtiyacı vardır.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Devlet, sömürü üzerine kurulmuş ideoloji ve zor kullanımıyla garantilenmiş bir aldatmaca ilişkisini icra eder.
Modern Devletin yönetimi, tüm burjuvazinin ortak işlerini yöneten bir komiteden başka bir şey değildir.
Modern devletin yönetimi,burjuvazinin ortak işlerini yöneten bir komiteden başka bir şey değildir.
İşçi sınıfı yaratıcı sınıftır. İşçi sınıfı bir ülkede maddi refahın gerektirdiği herşeyi üretir, iktidar işçi sınıfının elinde olmadığı sürece, işçi sınıfı, iktidarın sömürücü toprak sahiplerinin, haksız kazanç sağlayanların, tekellerin, yerli ve yabancı çıkar gruplarının elinde kalmasına izin verdikçe, silahlar işçi sınıfının değil de, çıkar gruplarına hizmet edenlerin elinde oldukça, bu çıkar gruplarının ziyafet sofralarından dökülmesine gözyumduğu kırıntılar ne denli çok olursa olsun, işçi sınıfı yoksul bir hayat sürmeye zorlanacaktır.
Ey genç; Devleti sağılan inek sayan, onu sürekli sömürmek isteyen , kişisel çıkarlarını her değerin üstünde tutan zihniyetten uzak duracaksın.
Bu büyük devleti idare eden benim; her ne yaparsam, yapılmış olarak kalır, zira bütün kudret benim elimdedir; memuriyetleri ben veririm, eyaletleri ben tevzi ederim; verdiğim verilmiş, reddettiğim reddedilmiştir. Büyük padişah bir şey ihsan etmek istediği yahut ihsan ettiği zaman bile eğer ben onun kararını tasdik etmeyecek olursam, gayr-i vaki gibi kalır; çünkü her şey; harb, sulh, servet, kuvvet benim elimdedir. Yaptığım her şey yerine getirilir. İstersem bir at uşağını paşa yaparım. Hoşuma giden herhangi bir kişiye, padişahımın araştırmasına bile gerek kalmadan ülkeler ve krallıklar verebilirim. Benim kabul etmediğim bir şeyi isterse, buyruğu yerine getirilmez. Tersine padişahın kabul etmeyip, benim istediğim şey hemen uygulanır. Barış ve savaş hep benim bileceğim şeylerdir. İmparatorluk hazinesi benim kontrolümdedir. Hünkâr benden daha şatafatlı giyinemez. Bütün harcamalarımı padişah karşıladığı için, servetim olduğu gibi durmaktadır. Krallıkları, ülkeleri, hazineleri bana bıraktığı için her istediğimi yapabilirim...
Ustabaşının arkasında usta, personel bürosu, fabrika koruması, sigorta ve copuyla polis duruyor. Kapıcının arkasında apartman yönetimi, ev sahibi, mahkeme icracısı, tahliye davaları ve polis duruyor. Domuzlar notlarla, işten atmayla, kovmayla ve bir sürü hokus pokusla işlerini görüyor.
Zenginler her gün yoksulların gündeliklerini kıstıkça kısarlar. Bunun için yalnız hilelere başvurmakla kalmaz,yasalar da çıkarırlar. Devletin en yaralı insanlarına karşı böyle davranmak apaçık bir adaletsizliktir diyeceksiniz ama zenginler bu canavarlığı yasalar yoluyla bir adalet kılığına bürümüşlerdir.
Büyük çoğunluk yoksulluk içinde kıvranırken, doymak bilmez bir avuç insana memleketin bütün zenginliklerini sömürten bir devlette mutluluk olamaz.
İnsanları, hayvanları ve dünyayı sömürenler “bilim adamı”, “geliştirme uzmanı” veya “iş adamı” gibi etiketlerle onurlandırılırken iktidar sahiplerinin mülklerine saldırmaya cesaret edenlere ise “terörist” adı veriliyor. Burada çürümüş bir semantik oyunu dönüyor, iktidarı tekelleştirenler anlamı da tekelleştiriyor. Uygar pozu veren barbar bir topluma yayılmış olan ikiyüzlülükler, ironiler, yanıltmalar, yalanlar, çelişkiler, ahmaklıklar ise insanın zihnini uyuşturacak kadar çok. Bu Orwell tarzı dünyada- köleliğin özgürlük, savaşın barış olduğu dünyada, kereste şirketlerinin Sağlıklı Orman Restorasyonu Yasası adı altında ormanları yağmaladığı ve hükümetlerin Fok Balıklarını Koruma Yasası adı altında fok katliamları düzenlediği bir yerde mantık ve hakikati bulmak zor. Şiddetle kınanması gereken şey ALF’in taktikleri değil, hayvanları böylesine şeytani bir kötülükle sömüren endüstriler, menfaatlerini kurumlaştıran yasal sistemler, hayvan haklarını karalayan medya pislikleri ve bütün tımarhaneyi yöneten devletlerdir.
Kürt meselesi bu ülkede salt Kürt meselesi değildir. İçinde, bütün bu ülkedeki sömürüyü, tarihi sömürüyü, tarihi zulmü, ceberrut devleti, tekçi anlayışı, ötekileştirici yaklaşımı, gayrieşitlikçi zihniyeti, tümünün vücut bulmuş halidir.
Devlet dediğin şey, birtakım küçük insanların kendilerini olduklarından daha güçlü veya önemli göstermek için kurdukları bir düzenek değil mi? Düşünürsen, hepsi bu.
Biz ne zaman devlet kurma, taht sevdasına-savaşına düşmüşüz? Bunu ne İmamlarımız, ne de müçtehitlerimiz yapmıştır. Elimizdeki tahtı da Muaviye'ye şartlı vermiştik ki, kan dökülmesin, fitne çıkmasın, Allah'ın kitabı ve Resul’ün sünneti üzerine hükmetsin, O da hem Kuran'ı, hem Sünneti ayaklar altına aldı. O gün bugündür de siz devletsiniz.
Roma ise bir devletin ulaşabileceği en üst noktaya ulaşmıştı. Ama tam da bu nedenle kültürel bakımından önemli tek bir şey üretemeyen Romalılar, yabancı kültür ürünlerinin derin anlamlarını kavramaktan aciz, yaratıcılıktan hiç nasibini almamış talancı bir halk olarak kalmışlardır.
Her türden siyasi iktidar, varlığını sürdürmesi için belirli bir insan köleliği biçimini gerektirir.
Devletin kapitalizmin yeniden üretimini sağlamada iki tür sistemi vardır: İlki, Devletin Baskı Aygıtları; hükümet, ordu,polis,hapishane. İkincisi Devletin İdeolojik Aygıtları; eğitim,din,siyaset,sendika,basın-yayın. Bunlar ideolojik yeniden üretimi devletin işleyişine bağlayan kültürel aygıtlardır.
Sınıfların arasındaki ilişki, üretim araçlarının sınıflar arasındaki dağılımıyla belirlenmiştir.
Kötü yönetimler kötü oldukları için, iyilerse kısa ömürlü oldukları için kusurludur.