Siz sadece kendiniz ihtiyaç duyduğunuzda özgürlük diyorsunuz, ben ise her zaman ve her koşulda. Ben özgürlüğü hemen, şimdi, burada istiyorum. Siz ise onu belirsiz bir geleceğe erteliyorsunuz. Ben bugünü, şimdiyi istiyorum, siz bana belirsiz bir yarını vadediyorsunuz. Siz iktidarda olmadığınız için iktidara karşısınız, iktidarı ele aldığınız an halka karşı olacaksınız. Ben ise her durumda her türlü iktidara karşıyım. Siz iktidara değil, o iktidarın başkalarının elinde olmasına karşısınız. Kendiniz iktidarı aldığınızda, yıkmak istediğiniz sistemin bütün kurumlarını -hapishaneleri, bakanlıkları, valilikleri vs...- aynen devam ettireceksiniz. Siz iktidarı istiyorsunuz, bense özgürlüğü. Siz iktidar ve devlet olmadan özgürlük olmaz diyorsunuz, ben ise iktidar ve devlet varken özgürlük olmaz diyenlerdenim. Ben ise bütün bu kurumlarına karşıyım. Siz amalarla konuşuyorsunuz, benim sözlüğümde ise amalara yer yok. İnsana ve onun yaratıcılığına inanıyorum. Siz hep "biz" diye konuşuyorsunuz, ama arkanızdaki "biz"i sorgulamıyorsunuz. Ben ise, başkasının adına konuşma yetkisini kendimde görmüyorum. Aramızdaki fark bu.
- Henüz kategori yok.
-
Fransa Ligue 1'de Marsilya - Brest Maçı: Kritik Randev…08.11.2025
-
Mevsimlik Lezzetlerle Sonbahar Sofralarına Özel Risott…08.11.2025
-
Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi Hedefi ve Mali Zaferle…08.11.2025
-
Sevilla'dan Tarihi Zafer: 14 Yıllık Hasret Guadalquivi…08.11.2025
-
Suudi Arabistan Pro Lig: Al Fayha - Al Akhdoud Karşıla…08.11.2025
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Bir gün ülkede devletin kutsal sayılması gerektiği ve bireyden daha önemli olduğu teranesi sona ererse, rahat bir nefes alacağız.
Siyasetin bütün iniş çıkışı bir yandan kurtların, diğer yandan çakalların devlete karşı toplumu, topluma karşı devleti koz olarak kullanışına ayarlanmıştır. Bu iniş çıkıştan başı dönen Türk toplumu bir türlü hem güvenliğini, hem de özgürlüğünü bir arada, birlikte istediğini ve biri için diğerini feda etmek mecburiyetinde olmadığını söylemez, söyleyemez. Kurtların kurtluk, çakalların çakallık yapmalarından ülke lehine bir sonuç çıkabileceği ihtimalini hep göz önünde tutar. O kadar ki kurtların çakallaşması, çakalların kurtlaşması Türklerde endişe uyandırır. Çünkü onlar da bütün hazırlıklarını hayatlarını yaşamak üzere yapmışlardır. Kurt veya çakal, takılacak birileri olsun isterler.
Bu büyük devleti idare eden benim; her ne yaparsam, yapılmış olarak kalır, zira bütün kudret benim elimdedir; memuriyetleri ben veririm, eyaletleri ben tevzi ederim; verdiğim verilmiş, reddettiğim reddedilmiştir. Büyük padişah bir şey ihsan etmek istediği yahut ihsan ettiği zaman bile eğer ben onun kararını tasdik etmeyecek olursam, gayr-i vaki gibi kalır; çünkü her şey; harb, sulh, servet, kuvvet benim elimdedir. Yaptığım her şey yerine getirilir. İstersem bir at uşağını paşa yaparım. Hoşuma giden herhangi bir kişiye, padişahımın araştırmasına bile gerek kalmadan ülkeler ve krallıklar verebilirim. Benim kabul etmediğim bir şeyi isterse, buyruğu yerine getirilmez. Tersine padişahın kabul etmeyip, benim istediğim şey hemen uygulanır. Barış ve savaş hep benim bileceğim şeylerdir. İmparatorluk hazinesi benim kontrolümdedir. Hünkâr benden daha şatafatlı giyinemez. Bütün harcamalarımı padişah karşıladığı için, servetim olduğu gibi durmaktadır. Krallıkları, ülkeleri, hazineleri bana bıraktığı için her istediğimi yapabilirim...
Vermediğiniz şeyi alamazsınız. Devrim’i yapamazsınız. Devrim olabilirsiniz ancak. Devrim ya ruhunuzdadır ya da hiçbir yerde değildir.
Devlet dediğin şey, birtakım küçük insanların kendilerini olduklarından daha güçlü veya önemli göstermek için kurdukları bir düzenek değil mi? Düşünürsen, hepsi bu.
Biz ne zaman devlet kurma, taht sevdasına-savaşına düşmüşüz? Bunu ne İmamlarımız, ne de müçtehitlerimiz yapmıştır. Elimizdeki tahtı da Muaviye'ye şartlı vermiştik ki, kan dökülmesin, fitne çıkmasın, Allah'ın kitabı ve Resul’ün sünneti üzerine hükmetsin, O da hem Kuran'ı, hem Sünneti ayaklar altına aldı. O gün bugündür de siz devletsiniz.
Özgür bir ülkede yaygara çok, ıstırap az; baskı altındaki bir ülkede ise yakınma az, keder çoktur.
Devlet, bireyin hayatı üzerinde ne kadar sınırsız güce sahipse onun yaratıcı gücünü o kadar köreltip kişisel irade gücünü o kadar zayıflatır.
Her türden siyasi iktidar, varlığını sürdürmesi için belirli bir insan köleliği biçimini gerektirir.
Devlet karışmadığı zaman insanlar işlerini çok daha kolay, elverişli bir şekilde hallediyorlar.
Biz iki düşmanız, devlet ve ben. Her devlet bir tiranlıktır; ister tek bir adamın, isterse bir grubun tiranlığı olsun. Her devlet mecburen şimdi totaliter dediğimiz şeydir: Devletin her zaman tek bir amacı vardır: Bireyi sınırlamak, kontrol etmek, ona hakim olmak ve onu genel amaca tabi kılmak. Sansürü, denetimi ve polisiyle; devlet tüm serbest faaliyetlere engel olmaya çalışır ve bu baskıyı da kendi görevi olarak algılar, çünkü bu kendini koruma içgüdüsünün bir gereğidir. Devlet, kendisininki ile aynı olmadıkça. Benim kendi düşüncelerimi tam anlamı ile kullanmama ve onları başka insanlara iletmeme izin vermez. aksi her durumda da beni susturur.
Kötü yönetimler kötü oldukları için, iyilerse kısa ömürlü oldukları için kusurludur.
Özgürlük, daha yüksek bir siyasi amaç için bir araç değildir. Kendisi en yüksek politik amaçtır.
Devlet yetkisinin kötüye kullanılmasını engellemek için özgürlüğe, özgürlüğün kötüye kullanılmasını engellemek için de devlete gereksinimimiz vardır.
İyi amaçlar için bile olsa, adamlarını kendi eline eslek bir alet olsun diye cüceleştiren bir devlet, işin sonunda küçük adamlar ile büyük hiçbir şeyin başarılamayacağını anlayacak; her şeyi ona feda ettiği makine kusursuzluğunun kendisine sonunda hiçbir şey sağlamadığını ve bunun da, makine daha iyi işlesin diye uzaklaştırmaya bakmış bulunduğu yaşamsal gücün yokluğundan kaynaklandığını ayrımsayacaktır.