- Henüz kategori yok.
-
Girona Küme Düşme Hattından Çıkış Arayışında: Alavés M…08.11.2025
-
Adanalı Genç İş İnsanı Mehmet Hanifi Kalo Hayatını Kay…08.11.2025
-
Irmak Ünal'dan Kanserle Mücadele Sürecine Dair Samimi …08.11.2025
-
Schalke ve Elversberg Zirve Yarışında: Gençler Sahne A…08.11.2025
-
Premier Lig'de Büyük Heyecan: Tottenham - Manchester U…08.11.2025
-
Şanlıurfaspor'dan PFDK Kararına Sert Tepki: İtiraz Red…08.11.2025
-
Gaziantep'te Umre Yolcusunu Karşılamaya Giden Aile Tra…08.11.2025
-
Premier Lig'in Zirve Yarışında Tottenham-Manchester Un…08.11.2025
-
Hull City, Portsmouth Karşısında Evinde Galibiyet Arıy…08.11.2025
-
Sakaryaspor - Serikspor Karşılaşması Öncesi Son Durum …08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Matematik, sibernetik, fizik, müzik, tüm bunlar, eninde sonunda, sadece, insanlar şiir okumayı öğrensinler ve anlasınlar diye gereklidir.
Şiirlerim açıklandıklarında büyülerini yitirirler. Açıklama diye bir şey mümkünse tabii!
Şiir, resullerin sözü gibi, muhtelif teşrifata müsait bir vüs'at ve şümulü hâiz olmalı. Bir şirin manası diğer bir mana olmaya müsait oldukça her okuyan ona kendi hayatının da manasını izafe eder ve bu suretle şiir, şairle insanlar arasında müşterek bir teessür lisanı olmak pâyesini ihraz edebilir. En zengin, en derin ve en müessir şiir herkesin istediği tarzda anlayacağı ve binaenaleyh nâ-mütenâhî hassasiyetleri isti'âb edecek bir vüs'ati olandır. Mahdud ve münferit bir mananın çemberi içinde sıkışıp kalan şiir, hududu, beşeri teessürâtinin mahşerini çeviren o mübhem ve seyyâl şiirin yanında nedir?
Şiir de köpük cinsi bir şeydir doğrusu. Bir hareket, bir çalkantı, bir ameliyenin bulunduğu yerden çıkar. Koşan atların, kuduz hayvanların, saralı insanların ağzında, dalgaların çarptığı, çağlayanların düştüğü yerde köpük olur. Bir de maden eritilen potalarda rastlarsınız köpüğe. Madenlerin erimesi, ırmakların akması, atların koşmasıdır esas olan. Köpük bazen bir belirti, ama her zaman bir artıktır. Köpük gider, geriye onun belirmesini gerektiren iş kalır. Şiir de bütün öteki sanatlar gibi asıl hareketin kendisine özgü dışa vuruşudur. Bir tamamlama, bir kaçınılmaz fazlalık, yerini bulamamış insanlığın çalkantısından doğmuş bir köpüktür.
Klâsik şairimiz vezin ve kafiye kullanıyordu, adına nazım diyordu. Şiir iki kanadıyla uçabilen bir kuş gibiydi; bir kanadı vezin, bir kanadı kafiye... Söyleyeceği sözü vezin ve kafiyeye oturttuğu zaman zaten kendiliğinden güzelleşiyordu. Ama bugünün şairi vezin ve kafiye kullanmadığı için sözü salt "güzel" söylemek zorunda; yani tamamen yüreğini ortaya koyarak bir güzellik yapmak zorunda. Bu bakımdan şiir nazımdan daha zor bir sanattır. Nazım yer yer zenaat olabilir, ama şiir asla zenaat olmaz, o hep sanattır.
Gerçekten en güç sanat dalı olan şiirin asıl zorluğu çok kolay sanılmasından ileri geliyor. Hammaddesi sadece kelime ve aracı da kâğıt ve kalem olan bir sanatın kolay sanılması doğaldır bir bakıma…
Şiir, rythme yani nazım sanatı olduğu için güfteden önce bir bestedir. Mısralarında nağme hissedilmeyen bir manzume sadece bir güftedir ki, onu nesir sahasına atarız. Mısra mısra bir beste olan bir manzume ise asıl şiirdir.
Edebi çeviri yalnızca, bir dildeki kelimeleri alıp başka bir dilin içinde harmanlanmasından ibaret değildir. Bu kelimelerin, aynı zamanda mecazi anlamda yıkanması, durulanması, işlenmesi ve mümkün olduğunca süslenmesi gerekir.
Filmde üslupla ilgili beni özellikle etkileyecek herhangi yeni bir fikre rastlamadım. Bence üslubun özgünlüğüyle ilgili kafa yormak az çok faydasız bir şeydir. Yaratıcı bir zekaya sahip gerçekten özgün bir kişi eski üslupla çalışamaz, değişik bir şey yapar. Diğerleri üslubu daha ziyade yerleşmiş adetler olarak düşünür ve bu adetler dahilinde çalışmaya uğraşırlar.
Eğer Leonardo , Mona Lisa tablosunun altına şöyle yazsaydı ona nasıl değer verebilirdik?: "Hanımefendi gülümsüyor çünkü sevgilisinden sakladığı bir sır var" Bu izleyiciyi gerçeğe zincirlerdi ve ben bunun 2001'e (Space Odyssey) olmasını istemiyorum.
Şiir, ruh pencerelerini Allah'a açtıkça şiirdir. Yoksa balmumundan peteklerdir, bal değil.
Kelimeler gücünü hiçbir zaman yitirmez. Boyalar aynıdır fakat yaptığınız tablo farklıdır.Yani malzemesi dil olan edebiyatta da kelimeleri nasıl kullanacağınız önemlidir.